TÜRK MİTOLOJİSİ KARAKTERLERİ

TÜRK MİTOLOJİSİ KARAKTERLERİ

Gecenin Fısıltıları: Arçura, Alkarısı, Uylak, Karakoncolos ve Yalmavuz

Gecenin karanlığında, soğuk rüzgarın uğuldayarak kapını zorladığı o anlarda... Hiç tüylerinin ürperdiğini hissettin mi? Sanki karanlıkta biri seni izliyormuş gibi... Gölgen bile sana düşmanmış gibi... İşte bu korkular, atalarının kulağına fısıldadığı eski hikayelerden gelir. Çünkü onlar hâlâ burada. Unutulmuş masalların içinde, karanlığın derinliklerinde yaşamaya devam ederler

Arçura: Ormanın Gizemli Bekçisi

Ormanın içinde yürürken dikkatli ol. Çünkü dalların arasından seni izleyen bir çift göz var. Arçura... Ormanın derinliklerinde yaşayan bu gizemli ruh, ağaçların efendisidir. Söylentilere göre, boynuzları gökyüzüne uzanır, kocaman elleri ve ürpertici bir gülümsemesi vardır. Ama onu asla tam olarak göremezsin, çünkü istediği gibi şekil değiştirir.

Arçura, ormanın koruyucusudur ve avcıları hiç sevmez. Onun bölgesine girersen, seni yoldan çıkarır, ayak izlerini siler ve kaybolmanı sağlar. Anlatılanlara göre, Arçura'yı kızdıranlar bir daha asla köylerine dönemezmiş. Peki ya Arçura seni beğenirse? O zaman sana yardım eder, ormanın tehlikelerinden korur. Ama onun dostluğu bile tehlikelidir, çünkü bu varlıkla anlaşma yapanlar, ömürlerinin sonuna kadar ona hizmet etmek zorundadır.

Wikipedia

Alkarısı: Lohusanın Kâbusu

Gece yarısı, yeni doğum yapmış bir annenin evine girerse... İşte o zaman Alkarısı gelmiştir. Uzun, dağınık saçları, kırmızı giysileri ve ateş gibi parlayan gözleriyle lohusa kadınların korkulu rüyasıdır. O sadece bedene değil, ruha da musallat olur. Kadının nefesini keser, rüyalarına kabus gibi çöker.

Eskiler derdi ki, Alkarısı'nın en büyük düşmanı demirdir. Bu yüzden lohusa kadınların odalarına bıçak ya da makas koyarlardı. Alkarısı’nın kırmızı giysileri, kanın ve ölümün simgesidir. Onun gelişi, evdeki herkesin tüylerini diken diken ederdi. Çünkü onun geldiği geceye sabah olmazdı. Alkarısı, lohusaların korkusunu kokusundan bile anlar ve bu korkuyla beslenirdi. Eğer bir bebek geceleri durmadan ağlıyorsa, sebebi Alkarısı’nın ona musallat olmasıydı.

Ekşi Şeyler

Uylak: Geceyi Dolaşan Cadı

Issız yolların karanlığında yürürken, aniden kulağına gelen kahkaha... İşte o an Uylak seninle dalga geçiyordur. Şeytanla anlaşma yapmış bu cadı, şekil değiştirerek karşına çıkar. Bazen ihtiyar bir kadın, bazen siyah bir köpek, bazen de gözleri parlayan bir kuş olarak görünür. Onun büyüsüne kapılırsan, yolunu şaşırır ve sonsuz bir karanlığa mahkum olursun.

Uylak, korkuyu silah olarak kullanır. Fısıldadığı kelimelerle aklını karıştırır ve seni istediği yere götürür. Geceleri ormanda kaybolanların, akıllarını yitirenlerin hikayeleri hep ona bağlanır. Uylak’ın peşine düşenler geri dönemez. Söylentilere göre, onun büyüsünden kurtulmanın tek yolu gözlerine bakmamaktır. Ama eğer göz göze gelirsen, o korkunç kahkaha beynine kazınır ve delilik sınırında dolanmaya başlarsın.

Pinterest

Karakoncolos: Kışın Kara Laneti

Kışın en uzun gecelerinde, fırtınanın uğultusuna karışan boğuk bir ses duyarsan... İşte o zaman Karakoncolos peşindedir. Tüylü vücudu, keskin pençeleri ve yüzünde taşıdığı dehşet verici maske ile insanların korkulu rüyasıdır. Özellikle kış gündönümünde ortaya çıkar ve yanlış cevap verenleri kaçırır.

Karakoncolos, kaybolmuş ruhların efendisidir. Onunla karşılaşırsan, sana zor sorular sorar. Eğer yanlış cevap verirsen, seni karların altında sürükler ve bir daha asla bulunamazsın. Köylerde, çocukları korkutmak için onun hikayeleri anlatılırdı. Çünkü o sadece karanlığın yaratığı değildi, aynı zamanda korkunun vücut bulmuş haliydi.

mitoloji.org

Yalmavuz: Çocukların Korkulu Perisi

Yalmavuz, çocukların rüyalarına sızan korkunç bir caddedir. Çirkin yüzü, keskin dişleri ve pençeleriyle onları kaçırır. Yalmavuz’un nefesi soğuktur ve kokusu bile insanın kanını dondurur. Eski zamanlarda, çocuklar yaramazlık yaptığında, anneleri "Yalmavuz gelir" diye korkuturdu. Ama bu sadece bir masal değildi, çünkü kaybolan çocuklar hep onunla ilişkilendirilirdi.

Yalmavuz, özellikle geceleri ortaya çıkar ve çocukların kabuslarını besler. Karanlığın içinde fısıldar, onları çağırır. Eğer bir çocuk onun çağrısına cevap verirse, Yalmavuz onu alır ve geri getirmez. Onun peşine düşen yetişkinler bile aklını yitirirdi. Çünkü Yalmavuz, sadece çocukların değil, büyüklerin de korkusuydu.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Gölgelerin Arasında

Şimdi karanlık odanda bu satırları okurken, o ürpertinin ensende dolaştığını hissediyor musun? Gölgen kıpırdıyorsa, gözünün ucunda karanlıktan bir şey sana bakıyorsa... Yalmavuz, Uylak ya da Alkarısı... Belki de çoktan seni buldular.

Ama korkma, çünkü korku onları daha güçlü yapar. Yalnızca inanmazsan, sana zarar veremezler. Ama ya çoktan inandıysan?