KATLİAMIN SIRADANLIĞI

İnsan ve hayvan hakları kavramları birbirine karşıt veya dışlayan değil,

içeren ve besleyen kavramlar olmalıdır.

İkisi de hak ve eşitlik eksenli demokrasi mücadelesinin parçaları olarak görülmelidir.

Tüm canlıların doğuştan vazgeçilmez hakları vardır ve bu hakların gelişimi amaç edinilmelidir. Adalet mücadelesi, sömürüye maruz kalan tüm canlıları ayrım gözetmeksizin savunmayı amaçlamalıdır !

Son zamanlarda sokakta yaşayan özgür canlılara ilişkin kan dondurucu açıklamalar yapılıyor. Kitleleri etkileyen ünlü isimlerden politikacılara kadar birçok isim hayvanlara ilişkin katliam çağrıları yapıyor. Hayvan soykırımını şirinleştirmek için de "uyutmak" sözcüğü kullanılıyor.

Bilindiği gibi insan türünün doğa ve canlılar üzerindeki tahakkümü ilk kölelik biçimlerinden birisidir. Yani günümüzdeki en büyük sömürü alanlarından biri tür sömürüsüdür. Hayvanların özgürce yaşama hakları, insan türünün kurduğu sistemler tarafından sistematik olarak gaspedilmiştir.

Hayvanlar artık bugün birer beslenme, giyim, süs ve hizmet ürünü gibi görülmektedir. Metalaşma çağında her canlı birer üründür. Hayvan haklarında iyileştirme sağlanması gerekirken hayvan dostlarımızla ilgili korkunç nefret kampanyaları düzenlenebilmektedir. Ki bilindiği gibi bazı yerel yöneticiler zaten hayvanların yaşam hakkını gaspetmektedirler.

İnsan dışı canlılarla insan türünün eşitsiz ilişkisine dair milyonlarca cümle kurulabilir, fakat önemli olan günümüz gerçekliği içinde uygulanabilir çözümler sunmaktır. Katliam yerine hayvanlara ilişkin yapılabilecekler şunlardır:

Geniş kapsamlı "sahiplendirme" kampanyaları düzenlemek, üretim ve satış merkezlerinin kapatılması ve hayvanların terk edilmelerine dair engelleyici caydırılıkların ortaya konulması.. Ölüm, esaret ve zulüm dışında mutlaka adil çözümler vardır. Unutulmamalıdır ki her canlının yaşam hakkını korumak,

vicdani ve hukuki bir gerekliliktir !

Not: Katliamın sıradanlığı başlığını kötülüğün sıradanlığından feyzle oluşturdum