Açlık Üzerine Bir Kitap, Açlığı Derinden Hissettirebilir mi?

Açlık, Knut Hamsun'un belki de en etkileyici kitapları arasında yer alıyor. Bir yazar, ün kazanmaya çalışmakla birlikte açlıkla da uğraşmakta ve hayatını devam ettirme konusunda çeşitli sorunlarla baş başa kalmaktadır. Aslında birçoğumuzun yaşadığı bir durumu, çok daha dramatize ederek anlatan Knut Hamsun, hayat içerisinde seçimlerimizi nasıl belirlediğimizi de çok edebi bir şekilde ifade ediyor.

Açlık'ın ana karakteri, Tanrı inanışına sahip olmakla birlikte zaman zaman Tanrı'ya büyük bir isyanda bulunur. Çünkü temelde o, yazar olmak peşinde koşarken hayatta kalma kaygısı da yaşamaktadır. Hangisini seçecektir ya da ne yapması gerekir?

Bedensel ve zihinsel acı çeken ana karakter, ki ismi geçmez kitap boyunca, içerisinde bulunduğu süreç dahilinde ne yapması gerektiğini bilmez bir haldedir. Yaşadığı çelişkilerin temel nedenlerinden biri de tam olarak budur. Karakterin yaşadığı çelişkiyi çok iyi bir şekilde anlatan cümle de şu şekilde karşımıza çıkmaktadır:

"Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham, ağlamak özlemini yaşıyordu!^[1]

Karakterin hayatının bir özeti, yaşadığı bu çelişkilerde saklı olduğu için çelişkileri çok iyi okumak gerekmektedir. Kafasında devamlı düşüncelerin belirdiği ve bu düşüncelerin daha sonrasında sorgulamalara doğru gittiğini gözlemek olanaklıdır. Hayatını idame ettirebilmek için iş arayışında olmasına rağmen Tanrı'nın her seferinde yolunu kestiğini düşünür ve bu durum zamanla, Tanrı'ya karşı küçük bir isyana dönüşür.

Flickr

Açlığın, Bir Hayat Üzerinden Yansıması

Hayat mücadelesine devam eden ve mücadeleyi etkili bir şekilde sürdürebilmek adına iş arayışında bulunan karakterimiz, başvurduğu işlerden olumsuz bir geri dönüş alır. Bir yandan da hayali yazar olmak, yazılarıyla hayatını idame ettirebilmektir. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazan karakterimiz, bu yazıları karşılığında çok düşük bir ücret alır. Peki hayallerinin peşinden gitmesi ne kadar mümkündür? İşte bu soru, sadece karakterimiz için değil günümüz dünyasında hayalleri ve hayatı arasında kalan insanlar için de önemli bir soru olarak belirir.

Mesleğini devam ettirme konusunda çeşitli sorunlar yaşayan karakterimiz, bir yandan da sefillik içerisinde yaşamak zorunda kalır. Çünkü aldığı çok düşük ücretlerle hayatını kaliteli bir şekilde sürdürmesi olanaklı değildir. Bu nedenle çoğunlukla açlığın pençesinde kaldığını ve açlık hissiyle mücadele etmek zorunda olduğunu görürüz. İşte bu noktada, aslında okur olarak bizlere düşen görev, kitabı aç kaldığımız an okumaktır.

Karnını doyurmak için yiyecek bulma sıkıntısı yaşayan, açlığı en etkili şekilde hisseden karakterimizi başka türlü anlamamız olanaklı değildir. Açlık, bir direnişin kitabıdır. Hayatta kalma, açlıkla baş etme, hayalini kurduğu mesleği yapma konusunda büyük bir direniş içerisinde olan bir karakterin hikayesidir Açlık.

Sonuç

Edebiyat dünyası içerisinde bazı kitaplar, vermek istediği düşünceyi etkili bir şekilde sunar okurlarına. Bunlardan bir tanesi de Knut Hamsun'un "Açlık" adlı eseridir. İnsanların yaşam içerisinde yaşadığı çelişkileri edebi bir perspektif üzerinden sunan Hamsun, seçimlerdeki önceliğin de nasıl belirlendiğini gözler önüne sermektedir.

Hayatta kalma noktasında sorun yaşayan bir insan, kendisini geliştirmeye ve yazarlık mesleğini devam ettirmeye devam edebilir mi? Açlık, her ne kadar açlık durumuyla mücadele eden bir insanı anlatan roman olmakla birlikte hayattaki çelişkilerin ve seçim yapma noktasında özgür olmadığımızın da bir kitabıdır.