Doğru kime göre doğru, yanlış kime göre yanlış?

Doğru ve yanlış tanımlaması bilinçle ortaya çıkar. Farkındalık olmadan fayda ve zarar gibi ayrımlar doğmaz. Örneğin bir insana zarar vermek yanlıştır. Bu evrensel olarak böyledir. Çünkü zarar kavramı ve buna bağlı ruhsal veya bedensel acı kavramı kişinin kendi benliğinde bunların var olması ile zorunlu olarak ortaya çıkan kavramlardır. Kim ki bir insana (zorunluluk dışında) zarar vermek yanlış değildir bu evrensel değildir derse veya göreli bir durumdur derse kendini (benliğini) inkar etmiş olur ve kendisine zarar verilmesinin yanlış olmadığını iddia etmiş olur. Kişi kendi benliği ile ve bilinci ile zarar veya fayda doğru veya yanlış ayrımına vardığı sürece bunlar evrensel olarak doğru ve herkes için geçerlidir.

Bu nedenle sorunuza geniş bir perspektifle bakarsak insanlık tarihinde doğru veya yanlışın ortaya çıkışı insanın kendi benliksel farkındalığı ile ortaya çıkmış kavramlardır. Su toplumda bu toplumda nasıl çıkmışların ötesine geçip olaya saf ve doğal hali ile bakarsak varacağımız yer burasıdır. Ancak toplumdan topluma değişen şeylere bakarak bu soruyu ele almak doğru ve yanlışı elbette göreceli hale getirecek şekilde konuyu genişletmek olacaktır. Bu nedenle bahsettiğim benliksel çerçeve içinde doğru ve yanlış göreceli kavramlar olmaktan çıkar ve evrensel duruma gelir.

"Gerçek" olgusunun katılmadan sorgulanması gereken bir tartışma olduğunu düşünüyorum bunun. Mesela doğadaki canlı çeşitliliğinin evrim sayesinde olması doğru ya da yanlış değildir, gerçektir. Genelde diğer kişilerin bahsettiği gibi kültür önemli bir karar verici oluyor bu durumda. Yani sorunun kime göre kısmında cevap "eski yaşanmış olaylar, aktarılan deneyimler vs. kısaca kültür olabiliyor." Bunların arasından da ayıklama yaparak doğru görülen yanlışlar ya da tam tersini çıkartabiliriz. Bu şekilde medeniyetimizi ileriye götürebiliriz.

Öncelikle zaten evrensel bir "doğru" ve "yanlış" algısı yoktur. Bir coğrafyada gayet sıradan olan bir durum başka bir coğrafyada tabu olabilir.

Bir şeyin doğru olabilmesi için sadece etrafındakileri buna ikna etmen yeterli. Etrafındakileri ikna edebilirsen o bilginin gerçek olup olmamasının bir önemi yok. İnsanları manipüle edebilirsin ki zaten kendimizi kandırmaya çok yatkınız.

Ayrıca zaten aynı toplumdaki insanlar bile aynı şeylerin doğu olduğunu düşünmüyor. Yani evrenseli geçtim toplumsal bir "doğru, yanlış" algısı bile yok.

Tabi kültür diye bir olay da var. Bu da muhtemelen az önce anlattığım gibi birisi milleti manipüle etmiştir. Onlar da kendi çocuklarına, çocukları da kendi çocuklarına öğrettiği için bir süre sonra bu bilgi reddedilemez bir gerçeğe dönüşmüştür.

Doğru ve Yanlış

Yaşanmışlıklar belirler, eğilimler takip eder doğru deneni.

Yaratıcının varoluşu kabul ettirdi doğruyu ve yanlışı.

Yanlış ise karşıt görüşlülerin kaçış yolu idi. Hep 2 seçenek olmak zorunda.

Tek seçenek elde ve akılda olanı da alıp götürebilir. Doğru ve yanlış kişilere göre değişir topluma göre nettir. Toplum sisteme uymak zorundadır ve sistem eğilimleri de onaylamak zorunda kalır. Eğilimler geleceği şekillendirirken yaşanmışlıklar sustukça unutulur ve doğrular yanlışların yerini almaya başlar.

Eğilimler ise tohumlarını sulayacak bireyleri örgütleştirir. Sonra dünya değişkenlik gösteren doğru ve yanlışların bütününü hazmetmek ile yok etmek arasında kalcaktır. Ama karar yine bireye aittir.