Veganlara göre bir ineği öldurmemiz onun hayatını almak ise bir bitkiyi öldürmemiz nedir?

Evrimsel perspektifte şöyle bir durum var:

Bitkiler yenilir/tüketilir olmayı bir avantaja çevirmişler. Bunu tohumlarını saçma, vejetasyonu hızlandırmak için bir strateji olarak kullanıyorlar. Meyvelerin renkli ve lezzetli (ve çok) olması tohumlarının hayvanlar tarafından tüketilip taşınma veya dışkıyla atılıp saçılması (seed dispersal) için özellikle gelişmiş bir yöntem.

Hayvanlarda da kısa bir gebelik, doğumdan sonra az bakım gerektiren ve çoklu yavru stratejileri de yine ekosistemde av konumunda olan hayvanların hayatta kalma stratejilerinden. Böcekler, balıklar, omurgasızların çoğunda durum bu.

Ama omurgalılar, özellikle memelilerde az yavru, uzun gebelik, yavru bakımı gibi durumlar var çünkü onlar ekosistemlerinde av konumunda değil, besin ağının daha yüksek bir noktasındalar.

Insanlar ise ekosistem ve besin ağına dışardan müdehale ediyorlar.

Aslında sadece suç, canilik olarak değil belli bir kesim sürdürülebilir yaşam açısından da olaya yaklaşıyor. Ne kadar hayvansal gıda tüketilir ve üretilirse atmosferdeki serbest metan gazı oranı da o kadar artar ve bu da bilindiği üzere küresel ısınmayı destekleyen en temel faktörlerdendir. Keza hidrojen sülfür de öyle ki bu yaklaşım kendilerine göre doğru da sayılabilir. İşin canilik kısmına gelince ise bu sadece kişinin kurduğu duygusal ve öznel bir bağ ile alakalı bence. B kişisi de bitkilerle aynı şekilde bağ kurup, bir bitkinin yaprağının çay yapılmasına sitem etmesiyle aynı şey

Benim düşünceme göre insanın malesefki bir canlı cansız herhangi yapının enerjisini kullanmadan yaşama hükmetmesi neredeyse zor bir yol gibi.Herkes herkesin canına kıyma hakkına sahip bir doğa da bilinki onlar da bizi öldürebilir.Ve bilinki ne biz onlar için ne de onlar bizim için yaratılmıştır.Her şey çift taraflıdır.Yani doğa karşılıksız iyilik yapmaz!

Vegan olmayı hayvanlara acımak dışında başka bir sebeple tercih edenlerin bir diğer felsefesi de fabrikaya girmiş, yüksek kar marjı için üretilen hayvanların tüketiminin istenmemesidir. Bunun hem sağlıklı olmadığını hem de hayvanların fabrika şartlarında ölmekten beter işkence çektiğini söylüyorlar, ki haklılar.

Vahşi doğada doğal şartlarda avlansak zaten popülasyon dengede kalırdı. Ama insan zekasıyla öne geçip bu doğal piramitten sıyrılıp, nüfusu artınca, besinler yeterli gelmemeye başladı. Hatta bu yüzden insandan korkmaya evrimleşmemiş Avustralya veya adalardaki canlılarının neredeyse hepsi tarım yapmayı öğrenmemiş eski insanlar karaya basar basmaz telef oldu. Koskoca kıtada hayvanların nesli tükendi. Dolayısıyla besin yetersizdi ve tarım toplumu, evcilleştirilmiş hayvan terimlerinin ortaya çıkması doğaldı. Hayvanlar bu sebeple evcilleştirildi ve üretildi. Sanayi devrimine kadar bunda bir sorun yoktu çünkü insanların çoğunluğu hala tarım yaptığı için herkes kendi yiyeceğini üretebiliyordu. Ne zamanki nüfusun çoğunluğu tarım dışında işlerde çalışmaya başladılar o zaman onları beslemek için fabrikalar kuruldu.

Günümüzde inekler ve tavuklar daha çok üretim ve kar için gerçekten sağlıksız bir ortamda besleniyor ve büyüyorlar. İşte bu canlıların hayatınının kar için sağlıksız bir şekilde kötü şartlarda sömürülmesine de karşı çıkıyor Veganlar.

Bunun dışında metan gazının karbondioksitten daha zararlı olması ve büyükbaş hayvan üretiminin bunu arttırması başka bir sebep daha.