Maket Sanılan Fosilin 30 Yıl Sonra Gerçek Olduğu Anlaşıldı!

İngiltere'nin Dorset ilçesinde 1980 yılında bu fosil keşfedilmişti. Daha sonra bir İngiliz Müzesi olan Doncaster Müzesi ve Sanat Galerisi arşivlerine verildi. 30 yıl müzede bırakın bir fosil, bir maket olarak saklanıyordu. Manchester Üniversitesinden paleontolog Dean Lomax kendi bölgesindeki fosil koleksiyonları üzerinde çalışma yaparken, eğitim müdürü ona çalışma ve sergi için bir ichthyosaurus maketi kullanmasını önerdi. Ancak o bir maket değildi. Uzuvlarındaki (femur, humerus, ön yüzgeç) sıradışı özellikler Lomax'in çalıştığı ichthyosauruslardan daha farklıydı. Lomax konuşmasında şunları söyledi:

Ona baktığımda anladım ki, o bir döküm değildi. O, gerçekti.

Üstüne üstlük, son yediği yemek de az da olsa fosilleşerek korunmuştu. Dikkatli bakılınca midesindeki mürekkepbalığının dokunaçlarının uçları fark edilebiliyordu!

2008'deki ilk analizden sonra Lomax ve meslektaşı Prof. Judy Massare, neredeyse 1000 örnekle daha karşılaştırma yapıp türün yeni olduğunu doğruladı. Bu keşif Şubat 2015'te Journal of Vertebrate Paleontology adlı dergide yayınlandı. Resmi olarak ilk ichthyosaurus fosilini keşfeden Mary Anning'in anısına bu türe Ichthyosaurus anningae adı verildi.

Mezozoik zamanın neredeyse her döneminde ichthyosaurus türleri bulunuyordu. Erken Triyasikten Geç Kretaseye kadar. Ancak bu türün spesifik olarak Yaklaşık 185 milyon yıl önce yani erken Pliensbachian döneminde yaşadığı ve bu dönemin ichthyosaurusların en dolu zamanları olduğu düşünülüyor. Genel olarak bu canlı takımındaki türlerin evrimsel süreçte boyutları 21 metre ile 2 metre arasında bulunur. Kelime anlamı ''Balık-Kertenkele'' olan bu canlı türleri bir takım kara sürüngenlerinin tekrar denize dönemlerinden evrimleştiği düşünülüyor. 

Bu gelişme modern balina, yunus ve su aygırlarının ortak atalarına paralel olarak bir yakınsak evrim örneğidir. Geç triyasik ve erken jura dönemlerinde denizlerin üst düzey avcıları (apex predatorleri) olsalar da ilerleyen zamanlarda zirveyi yine bir başka deniz sürüngeni takımı olan plesiosaurialara devrederler.

Gelişen analiz yöntemleri ile müzelerin tozlu ve unutulmuş köşelerdeki yeni türlerin keşfi şaşırtıcı derecede yaygındır. Bu yüzden müzelerdeki örneklerin gerekli yatırım ve önem verilip korunması oldukça önemli. Ne zaman bir araştırmacı bakımsız arşivlerin arasına dalsa şüphesiz ki yeni ve heyecanlı bir şey ile karşılaşacaktır.