Doğum Günü Partileri, COVID-19 Salgınının Yayılmasını Hızlandırmış Olabilir!

Harvard Tıp Okulu ve RAND Corporation'daki araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir analize göre, halihazırda yüksek COVID-19 enfeksiyon oranlarına sahip bölgelerde yapılan doğum günü kutlamaları, pandeminin en yoğun olduğu aylarda enfeksiyonun yayılmasını tetiklemiş olabilir.

21 Haziran 2021'de JAMA Internal Medicine'de yayınlanan makale, COVID-19 oranının yüksek olduğu bölgelerde, yakın zamanda doğum günü olan hanelerin, doğum günü olmayan hanelere kıyasla COVID-19 teşhisi alma olasılığının %30 daha fazla olduğunu gösterdi.

Bu analiz, sağlık sigortası taleplerinden elde edilen verilere dayanıyor; yani araştırmacılar, analizlerinde gerçek doğum günü partilerini hesaba katmadıklarının altını çiziyorlar. Araştırmacılar, bunun yerine, sosyal buluşmalar ve yüz yüze yapılan eğlenceleri temsil eden bir veri ("vekil veri") olarak, hane üyelerinin doğum tarihlerini kullandılar.

Yine de ekip, bulguların doğum günü partileri gibi sosyal toplantıların pandeminin zirvesi sırasında enfeksiyonlara katkıda bulunmuş olabileceğine işaret ettiğini söylüyor. Araştırmanın kıdemli yazarı HMS'de Ruth L. Newhouse Sağlık Bakım Politikası Doçenti olan Anupam Jena, şöyle anlatıyor:

Bu kutlamalar, aileleri ve toplumu bir bütün olarak bir arada tutan sosyal dokunun önemli bir parçasıdır. Ancak araştırmamızda gösterdiğimiz gibi, yüksek riskli bölgelerde ev halkının COVID-19 enfeksiyonlarına daha fazla maruz kalmasına neden olabilirler.

Aşı oranlarının artması ve birçok ülkede enfeksiyonların azalmasıyla birlikte, geçmişe dönük bu tür analizlerin modasının geçtiğini düşünebilirsiniz; ancak bilim insanları, salgında yeni bir artış olması hâlinde, bu tür bulguların halk sağlığı yetkilileri ve kendini korumak isteyen bireyler için önemli ipuçları içerdiğini söylüyor. Jena, şöyle anlatıyor:

Sonuçlarımız gelecekte alınacak önlemleri yönlendirmeye yardımcı olabilir. Çalışmamız, bir pandemi sırasında viral yayılmayı kötüleştirebilecek faaliyet türlerini anlamanın öneminin altını çiziyor ve politikacılar ile bireylerin alacağı kararların risk oranlarını analiz ederek onları doğru yönlendirmeyi hedefliyor. Bulgular ayrıca tanıdığımız insanlarla bir araya gelmenin yarattığı potansiyel riski de ölçüyor.

2020'nin başlarından itibaren 1 yıldan fazla bir süre boyunca, Amerika Birleşik Devletleri'nin çoğunda, birçok okulda yüz yüze eğitime ara verildi, nüfusun büyük kesimi evden çalıştı ve etkinlikler, konserler spor müsabakaları ve cenazeler de dahil olmak üzere birçok büyük ve resmi toplantı biçimi sınırlandırıldı. Bulaşıcı bir salgını besleyen sosyal etkileşim türlerini azaltmayı amaçlayan bu kısıtlamalara rağmen, ülkede 32 milyondan fazla onaylanmış COVID-19 vakası ve yaklaşık 600.000 ölüm yaşandı.

Uzmanlar, küçük ve resmi olmayan toplantıların virüsün yayılmasında önemli bir rol oynamış olabileceğini bir süredir düşünüyorlardı; ancak yine de çeşitli sosyal faaliyetlerle ilişkili risk derecesini ölçmek ve bunlara yönelik isabetli tahminlerde bulunmak kolay değildi. Araştırmacılar, kitlesel temas izlemenin ve teşhis testlerinin yaygın olarak yapılmadığı durumlarda, insanları bir araya getiren gayrıresmi toplantılardan kaynaklı yeni enfeksiyonları tespit etmemize yarayacak verileri bulmanın son derece zor olduğunu belirtiyorlar.

Bu engelleri aşmak için Jena ve meslektaşları, bir aile üyesinin yakın zamanda doğum günü olduğu hanelerde enfeksiyon oranlarının artıp artmadığını inceleyerek sosyal toplantılar ve COVID-19 arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya çalıştı, çünkü bu tür özel günler, genellikle ev ortamında bir çeşit toplanma ile kutlanırlar. Ayrıca doğum tarihleri, COVID-19 teşhisleriyle birlikte tıbbi kayıtlara ve sigorta veritabanlarına eklenmiş haldedir; bu nedenle istatistiki analizlerde kullanılabilir.

Araştırmacılar, Castlight Health tarafından sağlanan işveren bazlı sigortası olan ülke çapında yaklaşık 3 milyon Amerikalı hanehalkının verilerini analiz etti. Araştırmacılar, 2020'nin ilk 45 haftasında, COVID-19 bulaşının yüksek olduğu bölgelerde, yakın zamanda doğum günleri olan hanelerde, aynı ilçelerde doğum günü olmayan hanelere göre 10.000 kişi başına ortalama 8,6 daha fazla vaka olduğunu buldu.

Riskin büyüklüğü, doğum günü olan kişinin yaşına göre değişiyordu. Bir çocuğun doğum günü olan hanelerde, çocuklarının doğum günü olmayan ailelerdeki vakalara kıyasla, çocuğun doğum gününü takip eden iki hafta içinde 10.000 kişi başına COVID-19 vakalarında 15.8 artış görüldü; yani eğer doğum günü olan kişi bir çocuksa, etki daha da yüksekti. Yetişkin doğum günü olan hanelerde, artış 10.000 kişi başına 5,8 ek vaka düzeyindeydi. Araştırmacılar, çocuk doğum günleri olan hanelerin pandemi nedeniyle doğum günü planlarını iptal etme olasılığının daha düşük olabileceğini veya çocukların doğum günü partilerinde sosyal mesafeye daha az uyulmuş olabileceğini tahmin ediyor.

Çalışma, COVID-19 prevalansının düşük olduğu ilçelerdeki haneler arasında, doğum günlerini takip eden haftalarda enfeksiyon oranında herhangi bir artış bulamadı. Araştırmacılar ayrıca doğum günleri ile COVID-19 arasındaki genel bağlantının, hane halkının siyasi eğilimlerine, doğum günü haftasında yağmur yağıp yağmadığı (dolayısıyla kutlamaların kapalı mekanlarda yapılıp yapılmadığı) veya doğum günü sırasında hanenin bulunduğu bölgede sokağa çıkma yasağı politikasının yürürlükte olup olmaması gibi diğer faktörlere bağlı olarak farklılık göstermediğini buldular. RAND Corporation'da görev alan ve çalışmanın ortak yazarı olan Christopher Whaley şöyle diyor:

Sosyal toplantılara yol açması muhtemel tek bir olayı inceleyebildik, ancak evde doğum gününe sahip olmanın artan riskinin büyüklüğü göz önüne alındığında, COVID-19'un yayılmasında her tür gayrıresmi toplantının önemli bir rol oynadığı açık.