Charles Darwin'in Mezarından Ağlama Sesleri Geldiği Doğru mu?

İddia

Fotoğraftaki mezar ünlü ateist ve evrimci Charles Darwin'in mezarı. Mezarlık bekçisi gece ağlamaya benzer sesler duyduklarını, sabah ise fotoğraftaki görüntüyle karşılaştıklarını söyledi. Hayatını Allah'ı inkara ayıran Darwin'in başına gelenler sizce de normal mi?

Gerçek mi?

Sahte

Gerçek Ne?

Charles Darwin'in mezarından ağlama sesleri geldiğine yönelik paylaşım uydurmadır. Gösterilen mezar, Charles Darwin'e ait değildir.

İddianın Kökeni

Birden fazla evrim karşıtı sayfada, şu tip haber ve paylaşımları görmeniz mümkündür:

Bilgiler

Buna birçok insan inanmamaktadır, okurlarımızdan hiçbirinin bu kadar kolay kanacak kadar özgür düşünceden ve dünya algısından uzak olduğunu düşünmüyoruz. Ancak yine de kayıtlarımız altında bulunsun ve bilim düşmanlarının kendi düşüncelerinin yanlışlanmasından ne kadar korktuklarına ve dogmatizmin bir insana neler yaptırabileceğine dair kayıtlarımız arasında bulunması amacıyla bu bilgi notunu hazırlamak istedik.

Bu notu hazırlamamızdaki ana amaç, elbette belli bir kültür, eğitim ve algı düzeyinin üzerinde olan siz okurlarımıza bu haberin yalan olduğunu söyleyerek bariz bir gerçeği tekrar etmek değil, bilim dünyasının gidişatını ciddi miktarda değiştirmiş bir doğa bilimcinin hakkını kendisine teslim etmektir. Benzer şekilde, bir şahsın (bilim insanı olsa dahi) şahsi inançları bizi ilgilendirmemektedir. Ancak bunları kullanarak (hem de gerçek/doğru olmayan biçimde kullanarak) bilimdışı olay ve olguları ileri sürmek, halkı aldatmayı ve galeyana getirmeyi amaçlayan hareketler kapsamındadır. Bu sebeple Evrim Ağacı olarak bu hareketlerin elbette karşısında olacağız.

Konuyla ilgili doğrudan tek söyleyeceğimiz şey, görseldekinin ünlü doğabilimci ve Evrim Kuramı'nın babası olarak bilinen Charles Robert Darwin'in mezarı olmadığıdır. Görsele birazcık yakınlaşacak olursanız, mezarın Watson soyadlı bir aileye ait olduğu görülmektedir. İsimlerin hepsi seçilemiyor olsa da 4 kişilik bir ailenin aile mezarı olduğu çok açıktır. İsimlerden William Watson net olarak görülmektedir (3. sırada). Mezarın kime ait olduğu ve neden bu şekilde açık olduğu bilinmemektedir. Hatta mezardaki figür bir insana ait olmayabilir bile, bir mezar tasarım olabilir. Ancak ne olursa olsun, Darwin'in mezarı bu değildir.

Darwin'in mezarı, hak ettiği saygıya değer bir biçimde, aralarında Sir Isaac Newton gibi birçok ünlü bilim insanının da bulunduğu Westminster Abbey mezarlığındadır. Yukarıda iddia edilenin aksine, Darwin'in mezarı şöyledir:

Bir diğer açıdan şu şekilde görünür:

Darwin'in, diğer ünlü İngiliz bilim insanları ile yan yana Westminster Abbey'e gömülmesini rica eden, günümüzde de halen Dünya'nın en saygın bilim cemiyetlerinden biri olan Royal Society in London'ın dönem başkanıdır. Westminster Abbey dekanı George Granville Bradley'e yazdığı telgrafta şunları söyler:

(...) son derece renkli bir kişiliğe sahip olan Bay Darwin'in Westminster Abbey'e gömülmesi, cemiyetimizdeki her fikir ve sınıftan olan sadık vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu tarafından kabul edilmektedir.

Dekan Bradley'in cevabı açık ve nettir:

İznimin mutlulukla verileceği yönündeki cevabımın ve telgrafımın doğrudan size gitmesi konusunda bir an bile kararsızlık yaşamamaktayım.

Darwin'in en yakın dostlarından ve evrimin ateşli savunucularından Thomas Huxley, Darwin'in cenazesine gelen her kesim, sınıf ve düşünceden insana baktığında hissettiklerini şu şekilde kelimelere dökmektedir:

Birçok insan için mezarlıktaki seromoni Darwin'in İngiliz toplumu için sadece önemini işaret etmekle kalmadı, aynı zamanda bilim ile din arasındaki bir nevi buluşma gibiydi.

Huxley, sözlerine şöyle devam etmektedir:

Türlerin Kökeni'nin yayınlanmasından sadece on yıl sonra, eğitimli İngilizler'in neredeyse tamamı -ki bunlar arasında birçok rahip de bulunmaktadır- evrim gerçeğini kabul etmiştir. Bunlardan birkaçı, elbette ki kanıtların ve mantığın onları götürdüğü yere gitmekte başlangıçta isteksizdi; ancak sonunda, ne olursa olsun, gerçeğe yöneldiler.

Darwin, sadece yaşamı sırasında yaptıklarıyla değil, ölümünden sonra yapılmasını sağladıklarıyla da bilime yön vermiştir. Bu yüzden, çocukça hayallerimiz ve olgunlaşmamış bilgilerimizle bir bilim insanını böyle anlamsızca karalamaya çalışmak yerine, düşüncelerini ve ortaya koyduğu gerçekleri, bunları nasıl ispatladığını ve günümüzde bu gerçeklerin nasıl kullanıldığını anlamamızda fayda var.

Kısaca Huxley'in dediği gibi: Ne kadar zor olursa olsun, kanıtların ve mantığın bizi götürdüğü yere gitmek gerekiyor.