Vincent Van Gogh

Çoğu insan Van Gogh'un adını duymuştur fakat önemli olan kaç kişinin gerçekten onu tanıdığı.

Yaşadığı vakitte de, şu anda da insanların yargılamayı bırakmadığı ve gerçekten güzel şeyleri hak etmiş olan biridir. Doğduğu andan itibaren sevgisizliğe, yargılanmaya, hakarete ve ötekileştirilmeye maruz kalmış biridir. Çocukluğunda bile her gün ondan önce ölen ağabeyi Vincent'dan dolayı evinin bahçesinde kendi adı yazılı olan bir mezar taşı ile yüzleşmek zorunda kalmıştır. Babasının işi olan din adamlığına yönelmiş fakat kilise sınavlarının zorluğundan dolayı hedefini tamamlayamamış ve aşkı da asla yaşayamamıştır. Hayattaki tek destekçisi kardeşi Theo iken ve hayatta istediği hiçbir şeyi başaramamasına rağmen yirmi yedi yaşında iken resim ile ilgilenmeye başlamıştır. Yaşadığı her yerde hor görülüp, kendinden çok sevdiği kişiler ile tartışıp, hastahaneye bile kapatılmıştır ve Fransa'ya yerleştikten kısa bir süre sonra hayatını kaybeden Vincent yaşıyorken din adamı düşünceleri ile yaşadığından kendisi de maddi sıkıntılar çekmesine rağmen elinde olan her şeyi yoksul insanlara bağışlamıştır.

Bu kadar şey yaşamış birinin oldukça karamsar tablolar ortaya konması beklenir, fakat o her şeyin aksine tek mutluluğu ve huzuru tablolarına aktarmıştır. Yaşayamadığı bütün mutluluğu tablolarındadır aslında. Her şeye rağmen hayatta tutunacak bir şeyler arayıp onları resme dökmüştür. Vincent, kendisinin yemeğini yemeye gelen bir karganın bile, kendisinin yalnızlığına çare olabileceğini düşünecek kadar çaresiz kalmıştır. Herkes tarafından ötekileştirilmiş olan Vincent'ın resimlerine onu tanımayan ve hayatını bilmeyen biri bakarsa onu, Michelangelo gibi isimler ile kıyaslayıp yine yaşadığı zaman onu yargılayan insanlar gibi yargılar. Ama onu tanıyanlar çektiği zorluklara rağmen küçük güzelliklere tutunarak yaşamaya çalıştığını bilir.

"O hep tek ve yalnızdı. Ama yalnızlık iyi geliyordu. En azından ruhu konuşuyor, yoldaşlık, arkadaşlık ediyordu ona. Sonra onu da aldılar ondan ve bir daha geri vermediler. O iyi hissetmenin ne demek olduğunu bilmiyorken, kötü hissetmesine bile izin vermediler."