Seçilim bir hayat okuludur.

Neden mağara balıkları, köstebekler ve daha pek çok hayvan karanlıkta, kör ya da neredeyse kör olarak yaşamaktadır?

Başta soru eksik sorulmuş gibi gelebilir, çünkü gözlerin tamamen ya da kısmen körleşmesi gibi bir uyarlanma, beraberinde bir ödül getirmemektedir. Fakat bu hayvanlardan bazılarının gözleri vardır ama derilerinin alında kalmıştır ve çalışmamaktadır. Diğerlerininse gözleri yoktur bile ama anatomik açıdan incelendiğinde atalarının gözlere sahip oldukları görülür. Sorunun cevabı tümünün görebilen yaratıklardan geldiği ama yeni ve gelecek vaat eden bir yaşam alanına, örneğin bir mağaraya girerek rekabetten ve yırtıcı hayvanlardan kaçınmanın yolunu bulmuş olmalarıdır. Kuşaklar boyunca görme duyusunun kaybı yüzünden bu hayvanlar hiçbir cezaya maruz kalmamışlardır. Zaten tamamen koyu bir karanlıkta yaşıyorsanız gözleriniz görmese de olur.

Körlüğü yaratan mutasyonlar, görme duyusuyla ilgili pek çok genetik talimatta, beyinde, gözde, retinada, optik sinirlerde olası sorunlar yaratır ama seçilime uğramaz. Tek gözlü bir adamın karanlığın krallığında hiçbir avantajı yoktur. Benzer bir şekilde balinaların, küçük ve içeride kalan yararsız pelvisleri, bacak kemikleri ve yılanların içeride işlevini kaybetmiş dört adet ayağı bulunmaktadır. Güney Afrika mambalarında her ilkel eklemli organdan çıkan bir pençe açıkça görülür. Eğer yüzüyorsanız ya da sürünüyorsanız ve yürümeye hiç ihtiyacınız yoksa, ayaklarınızın yok olup gitmesine neden olan mutasyonların size bir zararı dokunmaz ve seçilime uğramaz. Ayrıca bir delikten süzülmek gerektiğinde ayaklar sorun çıkarabilir, bu durumda mutasyonun özellikle seçiliyor olması da mümkündür. Ya da eğer kendini yırtıcılardan tamamen arınmış bir adada bulan bir kuşsanız, kuşaklar boyunca kanatlarınızın körelmesi, Avrupalı denizciler gelip de tüm soydaşlarınızı sopalarla vurup öldürene kadar bir sorun yaratmaz. Herhangi bir fonksiyonun aleyhine olacak mutasyonlar her an oluşmaktadır. Eğer bu mutasyonlar bir dezavantaj getirmiyorsa kendilerini toplumda yerleşik kılar. Bazıları, eskiden yararlı olsa da artık kullanılması anlam taşımayan mekanizmayı ortadan kaldırarak organizmayı bu külfetten kurtarır. Bireyin embriyo aşamasının ötesine geçmesine engel olan biyokimyasal yetersizlik ve diğer temel bozukluklardan sorumlu pek çok mutasyon olmalıdır. Bu varlıklar doğmadan ölür ve biyologlar onları inceleyemeden doğal seçilim yoluyla reddedilir. İnsafsız ve gaddarca bir ayıklama işlemi her yanımızı sarmış bulunmaktadır. Seçilim bir hayat okuludur. Evrim yalnızca bir deneme yanılmadır ama başarı teşvik edilir ve hızla çoğalır, başarısızlıklar da acımasızca imha edilir ve sürecin işlemesi için olağanüstü genişlikte bir zaman tanınır. Eğer ürüyorsanız, mutasyona uğruyorsanız ve mutasyonlarınızı da üretiyorsanız evrilmek zorundasınız.

Bu konuda başka bir şansınız bulunmamaktadır. Yaşam oyununu oynamaya devam etmeniz gerekmektedir ve eğer kazanıyorsanız bu, yakın akrabalarınızdan ve atalarınızdan ayrıldığınız anlamına gelir.

Ama kuşaklar boyunca olaysız geçen bir süreçten sonra tek bir tren kazası sizin ve kendinize has DNA'larınızın yok olması için yeterlidir.