Çekim Yasası Nedir?

Çekim yasası şu son sıralarda tekrardan popüler hale geldi. Ne olduğunu bilmekte fayda var.

Çekim yasası bize şunu söylüyor; Evrende ki enerji düşüncelerimiz ile etkileşime giriyor ve benzer enerjiler birbirini çekiyor. Yani düşündüğümüzü hayatımıza çekiyoruz. Pozitif şeyler düşünürsen pozitif şeyler yaşarsın, negatif şeyler düşünürsen negatif şeyler yaşarsın. Örneğin sabah uyandığınızı düşünün, güne iyi şeyler düşünerek başlarsanız gününüz güzel geçer çünkü pozitif şeyleri çektiniz ama güne kötü şeyler düşünerek başlarsanız gününüz pek de iyi geçmez çünkü sonuçta sabah negatif şeyler çektiniz. Sizin de anlayacağınız üzere bu yasa benzer, benzeri çeker prensibine dayanıyor. Eğer başarılı bir insan olmak istiyorsanız başarılı bir insan gibi düşünmeniz lazım. Ve bu yasaya göre de sadece düşünmek yetmiyor.

Aynı zamanda harekete geçeminiz de lazım, istediğiniz kadar düşünün eğer o düşünceyi gerçekleştirmeye çabalamazsanız istekleriniz gerçekleşmez. Mesela işsizsiniz ve iş arıyorsunuz, evde yatarak sadece düşünerek iş bulamazsınız. Kalkıp iş ilanlarına bakmanız lazım kendinize uygun işi ilanlardan seçip başvurmanız lazım.

Çekim bize isteklerimizin gerçekleşmesi için önce şunu bilmemiz gerektiğini söylüyor, odaklandığın şey hayatına çektiğin şeydir yani ne istediğini çok iyi bilmen çok önemli. Ne istediğini belirledikten sonra ise şunu bilmen lazım, belirsiz istekler belirsiz sonuçlar doğurur. Yani "Mutlu olmak istiyorum." gibi genel bir dilek yerine, "Sevdiğim işi yapmak istiyorum." veya " Sağlıklı ve enerjik bir yaşam sürmek istiyorum." gibi net ifadeler kullanmanız lazım.

Ve ayrıca çekim yasasına göre evren "istemiyorum" veya "olmasın" gibi kelimeleri dikkate almıyor. Örnek verecek olursak "Borçlu olmak istiyorum." yerine "Maddi olarak daha rahat bir yaşam sürmek istiyorum." demelisiniz. Ve tüm bunları yaparken sanki istediğiniz şey olmuş gibi hayal etmeniz lazım. Çekim yasası hislerinize odaklanmanızı öneriyor. Yani istediğin şeye zaten sahipmişsin gibi hissetmen, o istediğin şeye ulaşmanı kolaylaştırıyor. Kendinizi hayalinizdeki işi yaparken veya istediğin arabayı kullanırken canlandırmanız lazım. Aynı zamanda sadece düşünmek de yetmiyor. Kendinizi o isteğin size getireceği mutluluğu, heyecanı ve huzuru da hissetmeniz önemli. Ne kadar güçlü hissederseniz, çekim yasasına göre o kadar hızlı gerçekleşir.

Çekim yasası daha önce de dediğim gibi sadece istemekle değil, aynı zamanda adım atmakla da ilgili. Önünüze gelen fırsatları değerlendirmelisiniz ve kendinizi durmadan geliştirmelisiniz. Ve tüm bunları yaparken asla şüphe duymamanız lazım. Eğer sürekli "Bu olmaz, ben başaramam." gibi düşünceler içinde olursanız çekim yasasına göre olumsuz enerjiyi kendinize çekersiniz. Bu yolda sabırlı olmanız lazım, başarmaya olan inancınız korumanız lazım. Özetle ne istediğinizi net olarak belirleyin, bunu olmuş gibi hayal edin, pozitif hisler içinde olun ve en önemlisi, hayalinize ulaşmak için harekete geçin.

Peki çekim yasası gerçekten bilimsel mi?

Eğer bu konuya biraz da olsa kulak aşinalığınız varsa illa ki bu yasanın kuantum fiziğiyle bağlantılı olduğunu söyleyenleri duymuşsunuzdur. Yani düşüncelerimizin bir frekansı var ve bu frekans benzer şeyleri kendine çekiyor diye iddiada bulunuyorlar. Ancak şuana kadar bilim insanları bunun doğruluğunu kanıtlayan bir veri olmadığını söylüyor.

Arkadaşlar kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceler. Bu yasanın kuantum ile bir bağlantısı yok. Hatta yasa demişken şuna bir açıklık getirelim çekim yasasına "Yasa" denmesinin sebebi, savunucularının bunu evrensel ve değişmez bir kural olarak görmesidir. Tıpkı yerçekimi yasası gibi her zaman ve herkes için geçerli olduğunu iddia ediyorlar. Ancak bilimsel yasalar deneyler ve gözlemlerle kanıtlanmış gerçeklerdir. Çekim yasası bilimsel olarak doğrulanmış bir yasa değil, daha çok bir inanış ve felsefi bir düşünce sistemidir.

Gerçek fizik yasaları, doğada her zaman yanı şekilde işler. Mesela yerçekimi yasası her durumda geçerlidir. Ama çekim yasası kişisel deneyimlere dayanıyor ve bilimsel olarak test edilemiyor. Bu yüzden "Yasa" terimi, burada bilimsel bir anlam taşımaktan çok, onu savunanların ciddiyetini vurgulamak için kullanılıyor.

Ancak, bu yasa tamamen işe yaramaz mı? Psikoloji açısından bakarsak olumlu düşünmenin ve hedef belirlemenin insan motivasyonunu arttırdığını, harekete geçmesini sağladığını ve böylece başarı şansını yükselttiği bilinen bir gerçek.

Sonuç olarak çekim yasasını mistik bir güç olarak görmek yerine, bilinçli düşünmenin ve çaba göstermenin bir yöntemi olarak değerlendirmek daha mantıklı olabilir.