Kıllarımız neden alınca uzuyor?

Aslında saçlarımızda dahil olmak üzere vücudumuzdaki bütün kıllar sürekli olarak uzamaz. Kıllar uzarken farklı evrelerden geçerler, farklı evrelerin döngüsü farklı sürelerde gerçekleşir. Örneğin saçlarımızın ortalama uzama süresi 2-6 yıl sürmektedir. Zaten saçların uzama döngüleri sayesinde ilk 1 yılda çok hızlı uzayan saçlarımız, döngülerini tamamlamaya başladıkça yavaşlar.

Ancak tabiki büyüme 6 yılda durma noktasına yaklaşsada %100 bir büyüme kesintisi yaşanmaz. 6. Yıldan itibaren yalnızca uzama katsayısı çok azalır. Aynı şekilde tüm vücut kıllarımız, kaşlarımız, sakallarımız sonsuza dek uzamay devam eder. Ancak görece kolumuzdaki kıllar, saçlarımıza göre uzama döngüleri dah doğrusu hızla uzadıkları döngüleri çok hızlı tamamlayıp uzama hızlarının büyük bir kısmını kaybettiği için bize sanki uzamıyormuş gibi gelir. Aslında bütün kıllarımız uzuyor, yalnızca bazı kıllar o kadar yavaş uzamaya devam ediyorki, yıllarca hiç dokunmasak bile uzamıyormuş gibi algılıyoruz.

Aslında kıllarımızı alınca “daha hızlı ve daha kalın uzuyor” gibi görünmesinin sebebi tamamen bir yanılsama. Bilimsel olarak kıl alma, kılın köküne zarar vermez ve kökten gelen büyüme hızını değiştirmez. Yani kıl ne tıraşla ne ağdayla gerçekten daha hızlı uzamaz.

Peki biz neden öyle hissediyoruz? Çünkü aslında kılın ucu zamanla incelir, yumuşar ve rengi biraz açılır. Ama tıraş yaptığımızda bu ince, yumuşak uç tamamen kesilir ve kılın deriye daha yakın olan “kalın kısmı” ortaya çıkar. Bu da uzamaya başladığında kılın daha sert ve daha koyu çıktığını düşündürür. Yani görünüş bizi yanıltır.

Ağda gibi kökten alımlarda da kılın çıkması biraz zaman aldığı için, yeniden çıktığında sanki birden kalınlaşmış gibi görünebilir — aslında yine normal kalınlığında çıkar.

Gerçekte kılın kalınlığını ve hızını belirleyen şey genetik ve hormonlardır, kıl alma işlemi değildir.^[1][1]

Aslında kıllarımızı alınca “daha hızlı ve daha kalın uzuyor” gibi görünmesinin sebebi tamamen bir yanılsama. Bilimsel olarak kıl alma, kılın köküne zarar vermez ve kökten gelen büyüme hızını değiştirmez. Yani kıl ne tıraşla ne ağdayla gerçekten daha hızlı uzamaz.

Peki biz neden öyle hissediyoruz? Çünkü aslında kılın ucu zamanla incelir, yumuşar ve rengi biraz açılır. Ama tıraş yaptığımızda bu ince, yumuşak uç tamamen kesilir ve kılın deriye daha yakın olan “kalın kısmı” ortaya çıkar. Bu da uzamaya başladığında kılın daha sert ve daha koyu çıktığını düşündürür. Yani görünüş bizi yanıltır.

Ağda gibi kökten alımlarda da kılın çıkması biraz zaman aldığı için, yeniden çıktığında sanki birden kalınlaşmış gibi görünebilir — aslında yine normal kalınlığında çıkar.

Gerçekte kılın kalınlığını ve hızını belirleyen şey genetik ve hormonlardır, kıl alma işlemi değildir.^[1][1]

Aslında kıllarımızı alınca “daha hızlı ve daha kalın uzuyor” gibi görünmesinin sebebi tamamen bir yanılsama. Bilimsel olarak kıl alma, kılın kö^[1]küne zarar vermez ve kökten gelen büyüme hızını değiştirmez. Yani kıl ne tıraşla ne ağdayla gerçekten daha hızlı uzamaz.

Peki biz neden öyle hissediyoruz? Çünkü aslında kılın ucu zamanla incelir, yumuşar ve rengi biraz açılır. Ama tıraş yaptığımızda bu ince, yumuşak uç tamamen kesilir ve kılın deriye daha yakın olan “kalın kısmı” ortaya çıkar. Bu da uzamaya başladığında kılın daha sert ve daha koyu çıktığını düşündürür. Yani görünüş bizi yanıltır.

Ağda gibi kökten alımlarda da kılın çıkması biraz zaman aldığı için, yeniden çıktığında sanki birden kalınlaşmış gibi görünebilir — aslında yine normal kalınlığında çıkar.

Gerçekte kılın kalınlığını ve hızını belirleyen şey genetik ve hormonlardır, kıl alma işlemi değildir.^[1][1]

Aslında kıllarımızı alınca “daha hızlı ve daha kalın uzuyor” gibi görünmesinin sebebi tamamen bir yanılsama. Bilimsel olarak kıl alma, kılın kö^[1]küne zarar vermez ve kökten gelen büyüme hızını değiştirmez. Yani kıl ne tıraşla ne ağdayla gerçekten daha hızlı uzamaz.

Peki biz neden öyle hissediyoruz? Çünkü aslında kılın ucu zamanla incelir, yumuşar ve rengi biraz açılır. Ama tıraş yaptığımızda bu ince, yumuşak uç tamamen kesilir ve kılın deriye daha yakın olan “kalın kısmı” ortaya çıkar. Bu da uzamaya başladığında kılın daha sert ve daha koyu çıktığını düşündürür. Yani görünüş bizi yanıltır.

Ağda gibi kökten alımlarda da kılın çıkması biraz zaman aldığı için, yeniden çıktığında sanki birden kalınlaşmış gibi görünebilir — aslında yine normal kalınlığında çıkar.

Gerçekte kılın kalınlığını ve hızını belirleyen şey genetik ve hormonlardır, kıl alma işlemi değildir.^[1][1][1]