Neden varoluşsal sancılar çekeriz?

Varoluşçu bunalım, bireyin kendi yaşamının temelini; yaşamının herhangi bir anlamının, amacının ya da değerinin olup olmadığını sorguladığı bir andır. Şu ana kadar çevremde gözlemlediğim kadarıyla çoğunlukla hayatının bir döneminde inançlı olup ancak daha sonrasında bu inançlarını terk eden insanlarda görülmeye başlayan bir durumdur kendisi. Kısacası inançsal boşluktan doğar. Dinler yapıları gereği dogmatik olan ve bize hayat amacı, hayatın öncesi ve sonrası gibi hazır bilgileri paket şeklinde sunan kurumlardır. Bu nedenle zamanında alışık olduğumuz hazır bilgileri terk edip neye inandığımızı veya inanmadığımızı araştırmaya başladığımızda, belli ideolojileri oluşturmaya ve kendimizi bulmak istemeye başladığımızda bu tarz bir sancı son derece kaçınılmazdır. Varoluşçuluk akımının da yakından ilgilendiği bir konudur. Varoluşsal sancılar insanı psikolojik açıdan çok yıpratabilen hatta depresyon gibi hastalıklara kadar götürebilen bir durumdur. Varoluşçu bunalım genelde kişinin yaşamındaki kayda değer bir olay (psikolojik travma, evlilik, ayrılık, büyük kayıp, sevilen kişinin ölümü, yaşamı tehdit eden bir deneyim, yeni bir partner, psikoaktif ilaç/uyuşturucu kullanımı, yetişkinliğe adım atarken evden ayrılma, kişisel olarak önem gösteren bir yaşa ulaşmak, vb.) tarafından kışkırtılır. Genelde bunalımdaki insanın kişisel ölümlülük üzerine içe bakışını kışkırtarak bahsedilen bu baskılanmış farkındalığı açığa çıkarır. Varoluşçu bunalım bu etmenlerden kaynaklanabilir ya da bu etmenlerle karıştırılabilir ya da bu etmenlere komorbid (bir veya daha fazla bozukluk veya hastalığın temel hastalığa veya bozukluğa ek olarak aynı zamanda görülmesi durumudur) olabilir:

Majör depresif bozukluk

Kişinin yaşamıyla doygunsuzluğu

Ağır psikolojik travma

Yalnızlık ve dünyadan soyutlanmış duygusu

Kişinin ölümlülüğünün yeni kavranışı ya da değerinin anlaşılması

Kişinin yaşamının amacı ya da dışsal anlamının olmadığına inanması

Yaşamın anlamının aranışı

Kişinin gerçeklik algısının ya da dünya görüşünün yıkılması

Kişinin kendi özgürlüğünün ve bu özgürlüğün kabulü ya da reddinin sonuçlarının farkındalığı

Kişiyi anlam arayışına sürükleyen aşırı zevkli ya da acılı bir deneyim

Kendi deneyimlerimden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki: Varoluşsal sancılar ne kadar yıpratıcı olsa da unutmayın ki her yapım bir yıkım gerektirir. Hakikatın bilgisine ulaşmak içsel huzurdan feragat etmeyi gerektirebilir. Okumak, araştırmak, öğrenmek ve en önemlisi de sorgulayabilmek çok önemli bir nimettir. Belki de bu hayatınızın amacınızı yaratmanız için çok büyük bir fırsattır. Ancak bu süreçte psikolojik sağlınızı ayakta tutmak da bir o kadar önemlidir. Bundan kaçmak yerine bol bol araştırın, öğrenin ve kendi hayatınızın amacını oluşturun. Umarım güzel bir yazı olmuştur iyi okumalar :)