Boeing 747 Genişliğindeki Güneş Paneli ile 24 Saat Kesintisiz Uçabiliriz!

24 saat kesintisiz uçabilen ilk güneş enerjili uçağı üreten ekip dün bu uçağın yerini alacak olan uçağı gözler önüne çıkardı. Solar Impulse 2’nin dünyanın çevresini uçarak dolaşabileceği umut ediliyor. Uçak etkileyici mühendislik hünerlerinin bir toplamı: 747’ye benzer kanat genişliğine sahip olacak kadar büyük olmasına rağmen ortalama bir otomobil ağırlığından sadece biraz daha ağır, 2.300 kg.

Solar Impulse ekibinin başında dünyanın etrafını balonla dolaşan ilk insan olan Bertrand Piccard ile mühendis ve girişimci André Borschberg var. Bu ikili uçağı ve önümüzdeki yıl yapılması planlanan dünyanın çevresini dolaşma yolculuğunun neleri kapsadığını anlatmak için yapılan tanıtımda hazır bulundu. Uçuşun büyük bölümü kara üzerinde olacak ki bu da uçağın koşulların elverişli olduğu her zaman iniş yapabileceği anlamına geliyor. Böylece iki pilot yürüttükleri görevleri kendi aralarında değiştirebilecek ve ihtiyaç duyulan malzemeler kabin içerisine yüklenebilecek. 

Ama uçağın Atlantik ve Pasifiği de geçmesi gerekecek. Solar Impulse 2’nin azami hızının saatte sadece 140 km (saatte yaklaşık 85 mil) olduğu ve uzun süreler boyunca bu hızdan çok daha yavaş uçacağı dikkate alındığında Atlantik ve Pasifik geçişlerinin beş gün süreceği tahmin ediliyor. 

Uçuş, dikkatlice düzenlenmiş bir uçuş planı gerektirecek. Gündüzleri tam güç koşulları altında, uçak 17.5 beygirlik dört motorunu tam hızda kullanıp irtifa kazanıp pillerini tamamen şarj edecek. (Uçak, motorların arkasına sıkıştırılmış pillerinde 165 kilowat-saat “kWh” enerji depolayabiliyor.) Geceleri ise motorlar pillerin gücünü çok daha yavaş bir hızda kullanacak ve Solar Impulse 2 zamanla deniz seviyesine yakın irtifalara süzülecek ardından ise bir sonraki gündüz zamanı yeniden tırmanışa geçecek.

Geceleri uygulanacak güç tasarrufu sonucu uçağın 24 saatlik periyotta kullandığı ortalama güç sadece 15 beygir olacak. Neyse ki bu güç %97 verimli motorlarda kullanılacak, böylece gücün çok küçük bir kısmı kaybedilecek.

Okyanusun boydan boya geçileceği bu yolculukta bir pilotun bulunması orijinal Solar Impulse’un sıkış tepiş kabininin baştan aşağı yeniden dizayn edilmesi anlamına geliyor. Bu konuyla ilgili Borschberg “İlk uçaktaki kötü ekonomi sınıfından, iyi bir business sınıfı koltuğa geçiş yaptık.” diyerek şakasını yapıyor. Yeni koltuk hem bir tuvalet hem de bir yatağa dönüşecek şekilde yeniden şekillendirilebilecek. Bilgisayarlar pilotun sağlığını sürekli takip edecek ve uçakta bir sorun olduğuna dair bir işaret varsa pilotları uyandıracak. Hem Piccard hem Borschberg potansiyel monotonluk (tekdüzelik) durumuna rağmen odaklanmış olarak kalmalarına imkan sağlayacak olan meditasyon ve kendi kendini hipnoz etme teknikleri eğitimi alıyorlar.

Uçağın, hava kararana kadar 7 km’nin üzerine tırmanması gerekeceğinden kabin bölgesine bir oksijen kaynağı yerleştirilecek. Ve ne olur ne olmaz diye kabinde bir paraşüt ve sal da olacak. Borschberg “Yüzme dersleri almak istemedik.” dedi.

İlave donanımın sığması için yeni uçağın ön tarafı öncülünden çok daha büyük yapıldı. Üzerine yeni güneş panellerinin yerleştirilebilmesi için uçağın gövdesi de genişletildi. Ancak bunun ötesinde genel görünüm oldukça benzer. Tabi bunların yanı sıra önemli içsel değişiklikler de yapıldı. Örneğin, kanadın karbon fiber kaplaması artık kendi alanı büyüklüğündeki bir kâğıdın ağırlığından daha az ağırlığa sahip tabakalardan yapılıyor.

Yapılan değişiklikler, Solar Impulse 2’nin yerde daha kırılgan ama havadaki türbülans koşullarında daha dayanıklı olacağı anlamına geliyor. Net sonuç şu ki dünyanın etrafını dolaşma çabasının en riskli bölümü muhtemelen uçmak değil iniş yapmak olacak.

Dünyanın etrafını dolaşma uçuşunun 2015’in Mart ayında yapılması planlanıyor, yeni uçağın test uçuşları da birkaç hafta içinde başlayacak.

Teşekkür: Bu yazıyı çeviren Yalçın Baysan'a teşekkür ederiz.