Gözü Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut)

Stanley Kubrick'in 99'da ölmeden önceki son filmi. Bundan bir önceki filmi de 12 sene öncesinde çıkıyor. Kendisi sinemanın ağır toplarından olarak bilinir ve 2. Dünya Savaşı'nın hemen ardından gelen dönemde isim yapmaya başlamıştır ama gittikçe çok daha az eser çıkarmayı tercih etmiştir. Bu yüzden filmografiye baktığımızda az ama gelgelelim ki öz filmler yapmış olduğunu görürüz. Ben izlediklerim arasından sadece The Shining filmini gerçek anlamıyla seviyorum. Bu filmde de benzer bir gerçek mi fantezi mi ikilemi dönmüş. Bu arada Kubrick bu filmi aslında çıkarmadan önce ölüyor. Filmi stüdyoya tamamlanmış olarak sunduktan tam 6 gün sonra, hayatında bilinen hiçbir ciddi sağlık sorunu olmamasına rağmen, ani şekilde kalp krizi sonucu ölüyor. Filmde de benzer bir durum yine kalp krizi olarak vardı. Hatta Warner Bros.'un bazı sahneleri sildiği bilinen bir şeymiş. Yani ölümü makul olmasından daha çok şüpheli duruyor.

Öncesinden işte İllüminati'yi işte Masonlar'ı anlatıyor gibi değerlendirme ön yargılarıyla izlemek hiç iyi olmadı çünkü beklediğimden çok çok başka ve yüzeysel bir film bulmuş oldum. Adam ne anlatıyor ya moduna soktu beni ama zaten böyle olan ilk filmi de değildi. Yüksek sınıf insanlara doktorluk yapan bir adamın şans eseri ama merakının sonucu olarak şahit olduğu bir geceyi ve sonrasını anlatıyor. Gerçekten yönetici olan sınıfların vahşi yüzlerini okült birtakım ayinlerle sansasyonel şekilde tatmin etmesini gösteriyor. Bunlar gerçekten her istediğini yapabilecek güçlü insanlardır ama ifşa edemez hatta araştıramazsın bile. En iyisi "yok gibi davranmak"tır. Filmin ismi de buna göndermedir. Bunları cinsellik teması üzerinden işler. Bütün bu şüphelerle çok daha garip bir film oldu ve açıkçası ben de artık dünyadaki komplo teorilerine inanmaya başladım.

Filmi yeni yeni izlemiş olmakla birlikte neden daha önce izlemediğimi de sorguluyorum. İsmini daha önceden işittiğim ancak hiç açıp da izleyeyim demediğim bir film iken şu an çok beğendiğim filmler arasında. Gerek sinematografisi, gerek müzik seçimi, gerek bazı ince detaylar olsun gerçekten düşünülmüş ve böylesine güzel bir yapım çıkmış ortaya. Kesinlikle izleyin, kesinlikle izletin.

İşte sinema dediğimiz şey tam olarak bu. Öncelikle film gelmiş geçmiş en başarılı sembolizm kullanımlarından birisini yapıyor kesinlikle. Sahnede parlayan ışıkları karakterlerin hayatını yansıttığı yorumlarını bile yapabilirsiniz. Bu sembolizm yorumları o kadar geniş ki, bunun için bir kitap bile yazılabilir. Oyunculuklara zaten hiçbir lafımız yok, her biri bir diğerine bağlanan diyalogları karakterler çok ama çok iyi kullanıyor. Kamera açıları bile size bir anlatım sunuyor. İstediğiniz filmi izleyebilirsiniz ancak bu filmin o ayin sahnesinde size yaşattığı duyguları hiçbir yerde bulamazsınız. Kısacası Eyes Wide Shut benzersiz bir film, eşi benzerini bulamayacağınız, teknik açıdan kusursuz ve tam manasıyla sembolizmle bütünleşmiş bir yapım. Ömrümüz boyunca asla ama asla böyle bir filmi bir daha izleyemeyeceğiz.
Çünkü böyle bir zamanda Kubrick gibi bir yönetmenin çıkıpta böyle cüretkar ve sansürsüz bir yapım yapması imkansız. Zeka ve yönetmenlik gibi engeller bir yana, stüdyolar böyle bir filmin çekilmesine bir daha izin vermez. Ayrıca Tom Cruise ve Nicole Kidman'ın ayrılma nedenlerinden birisi Kubrick'in film boyunca çifte yaptığı baskı ve onları filmdeki rolleri gereği uzaklaştırmasıdır.

Aydınlanma ile birlikte benliğini kazanan, birey olan insanın bu yeni gözle insanlığın varlığı süresince hüküm sürmüş okültizme korku ve merakla bakışı ve vardığı noktadan herşeye rağmen yine de memnun olduğu cevabını vermiş bize yönetmen. Iyi ki de böyle bir film yapmış çünkü bu ikilem oldukça güncel bir sorun.

Güzel bir gerilim filmi olduğunu düşünüyorum. Konusu da ilgi çekici. Yönetmen her ne kadar olayı belli bir sonuca bağlamasada (en azından benim fikrim böyle) yine de güzel. İnsanı tedirgin eden fon müziklerini çok beğendim. Bu müzikler sizi filme daha fazla odaklanmanızı sağlıyor.