Mutluluk Nedir ?

Mutluluğun bende neler hissettirdiğini yada neler çağrıştığını anlatmadan önce mutluluk hakkında konuştuğumuz bir arkadaşım ile diyaloğumuzu sizlerle paylaşmak isterim.

Eğer röportajı okumak istemezseniz '' Röportaj Burada Bitti '' yazısından devam edebilirsiniz.

- Bir kuş olsaydım daha mutlu olurdum diye düşünüyormusun?

- Düşünmüyorum,hayatımdan ,kendi kişiliğimden özelliklerimden memnunum

-Peki ne olsa mutlu olurdun?

- Hedeflerime ulaşırsam istediklerimi başarırsam mutlu olurum.

- Sence mutluluk sadece hedeflerine, istediklerine ulaşmak mıdır?

- Evet, hedeflediğim şeyler bütün hayatım boyunca devam edeceği için sürekli bir mutluluk içinde olacağım, hayatımızda yapmak istediğimiz bir şey kalmayınca mutluluğa ulaşamayız o yüzden her zaman bir hedef , her zaman bir şey uğruna çalışmamız gerekiyor zaten benim için mutlulukta budur çabaladığım, hedeflediğim şeylerin sonucunun başarısını almaktır.

-Senin için mutluluğun anlamı belirlediğin hedefe ulaşmak için çabalamak ve onu başarmak mıdır?

-Evet bir bakıma benim için mutluluk hedefimin süreci ve onun sonucudur.

-Peki senin için bu durumun en üst noktası olacak mı?

- En üst noktası asla olmayacak, en üst noktaya çıktıysam daha da üst noktasına çabalayacağım daha da üst noktasındaysam onun da üzerine çıkmak için çabalayacağım eğer ben en üst noktada olduğumu düşünüyorsam ben bitmişimdir, benim için asla en üst nokta yoktur

-Sorularım bu kadardı teşekkür ederim.

Röportaj Burada Bitti

Mutluluk Nedir:

Mutluluk nedir sorusunu etrafımızdaki insanlara sorduğum zaman onlardan dönüt olarak şu cevapları aldım; yaşama, hayata olumlu bakmak , sevgi görmek , sevgi göstermek ,aşık olmak, bir amaca hizmet etmek , çocuğunun mutluluğunu görmek, bir hedefe ulaşmak gibi cevaplar aldık. Kendilerine göre verdikleri cevaplar doğru fakat ben kendi objektifimden kendi düşünce tarzımdan baktığım zaman bu düşünceleri mantıklı gelmiyor çünkü mutluluk ; mutluluk şöyledir , mutluluk böyledir diyerek anlatabileceğimiz yada anlayabileceğimiz bir şey değildir .Mutluluk ruhumuzla, benliğimizle, bedenimizle alakalı olduğu için onu normal bir insan zekası ile değil ilahi bir güç yada üstün bir zeka yardımı ile gerçek mutluluğun anlamını öğrenebilir onlar sayesinde anlayabiliriz bizim verdiğimiz örneklemeler ise şuana kadar ,yaşam boyunca kalıplaşmış ilkel mutluluk kavramının benzetmeleri ,örneklemeleridir mutluluğun arkasında çok daha önemli noktalar , çok daha önemli bilgiler olduğunu belki bizim bildiğimiz mutluluktan çok daha farklı bir şey olabileceğini düşünüyorum fakat gerçek mutluluğun anlamına elbet bir gün ulaşabileceğimizi o seviyeye erişebileceğimizi de düşünüyorum.

Mutluluğun gerçek anlamına ulaşmak içinde ilahi bir güç yada üstün bir zekanın olması gerektiğini şöyle bir örnekle anlatmak istiyorum bir balık düşünün turuncu bir Japon balığı o Japon balığı denizde yüzerken karayı yer yüzünü merak ediyor, merakını gidermek için ne yapması gerekir ; ilk önce sudan çıkması daha sonra yer yüzüne ilerlemesi daha sonra yeryüzünü gezip beynine kaydetmesi lazım fakat bunları yapabilmesi için ilk önce karaya çıkmaya uygun bir yapıya , gezdiği yerleri kaydedebilecek kadar zekaya sahip olması gerekir eğer bunlar Japon balığımızda yoksa merakını giderecek olan o yeryüzünü gezemez ve öğrenemez ve Japon balığı kendi kafasında kurduğu kendi tasarladığıyla fikirler oluşturur ,düşünceler ortaya atar o düşüncelere göre örnekler kurar bunları etrafındaki diğer balıklara anlatır ve bütün balıklar aslında gerçeğiyle alakalı olmayan o yeryüzünü doğrusu oymuş gibi düşünürler ve onaylarlar karşı çıkmamalarının nedeni ise hiçbir balık yeryüzünü bilmediği görmediği için bu düşünceye bu fikre karşı çıkamaz çıksalar dahi ellerinde gösterebileceği bir kanıt olmadığı için etkili olmaz. İlahî güç yada üstün zekalı varlık ise burada devreye giriyor hem karada hem de suda yaşamaya uygun bir varlık düşünün, düşündüğünüz varlık ilk başta yeryüzünü gezmesi gezdiği yerleri sudaki Japon balıklarımıza anlatması orayı öğretmesi gerekir balıklarımız o zaman yeryüzü hakkında doğru bir düşünceye doğru bir fikre birilerine aktarabileceği doğru bir bilgiye sahip olur tabi o balıklar o doğru bilgiye inanıp inanmamakta kendilerini bu gerçeğiyle alakası olmayan düşünceye ne kadar bağlı oldukları kendilerini ne kadar kaptırdıklarıyla da alakalı

Şuan ki durumumuzu bu balıklardan devam ederek anlatacak olursam dünyadaki ilk balık yeryüzü nasıl bir yer diye merak etti elinde herhangi bir bilgi olmadığı için kendi kafasında tasarladı bunu düşündü ve sonra bunu diğer balığa anlattı ve diğer balık bunu kabullendi sonra başka balığa anlattılar oda kabullendi kabullenen sayısı artıkça buna karşı çıkanlar azalmaya başladı ve bu durum böyle yüzyıllar, binyıllar boyunca devam etti aslında gerçek olmayan mutluluk kavramı o balıkların gerçeği o balıkların doğrusu oldu.