Günümüz ilişkileri üzerine

İnsan ilişkilerini ben üç gruba ayırmayı uygun görüyorum. Birincisi en zoru olan iki tarafında birbirine tutulduğu ve en nadir olanıdır. İkincisi platonik diye tabir edilen tek tarafın ilgi duymasıdır. Ama buraya bir parantez açmak gereklidir. Çünkü bir kadının platonik olması ile bir erkeğin platonik olması çok ama çok farklıdır. Herkesin bu farkı kendi içinde düşündüğünü fakat söylemeye çekindiğini düsünüyorum. Üçüncü grubumuz ise kendisini tüm bu saçmalıkların dışında tutan gruptur. Burada grupları genel olarak özetledim fakat derine indikçe hepsinin dallanarak uzadığını göreceğiz. İlk gruptan başlayalım o halde.

Bu grup için söyleyecek fazla birşey yok. Genelde beraber büyüyen kişiler arasında yaşanır. Sosyal çevre konusunda sıkıntı yaşamazlar ise herkesin hayalini gerçektirirler. Burada kadın hayallerinden birçok taviz verir, aradığını erken yaşta bulduğunu düşünür. Çünkü etrafında hala çaresiz şekilde erkeğini arayan arkadaşları vardır. O bir adım öndedir. Sadece bir iki pürüz vardır ve bunlara göz yummalıdır. Erkek ise hiçbir mücadeleye girmeye gerek kalmadan istediğini almıştır. Sadece dikkatli olmalı elindekine sahip çıkmalıdır. Çok da zor olmamalı.

İkinci grubumuz kritik bir gruptur. Çünkü erkekseniz ve bir kadına ilgi duyuyorsanız bunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü önemli olan yine kadının seçimidir. Siz sadece onu bunaltan, daraltan, sıkan vs. bir kişiden ibaretsiniz. Yada yedek kulübesinde bulunan bir adayınız. Daha iyisini bulamazsa size gelir. Çünkü adayları çoktur. Fakat platonik olan kadınsa tüm işler değişir. Onun hedefi bellidir ve elde edene kadar yaptığı hersey mübahtır. Entrikalar kurabilir, ailesi ile arasını bozabilir, dış görünüşünü değiştirebilir, sosyal çevresini ve arkadaşlarını değiştirebilir, işini değiştirebilir vs. Saymakla bitiremeyeceğimiz tüm bu olayları gerçekleştirebilir ve haklıdır çünkü aşkı için yapmıştır. Devamlı doğru aşkı ister ama çevresinde ona bunu verebilecek yüzlerce erkek olmasına rağmen hepsini elinin tersiyle iter. Çünkü her kadın istisnasız bir şekilde platoniktir. "Doğru kişiyi bulamıyorum" veya "Tüm erkekler aynı" vs. söylemler ile içten içe kendilerini kandırırlar. Oysa tek istekleri o erkektir. Kafayı ona takmıştır çünkü. Sadece onu bekler ve diğer seçenekleri görmezden gelirler. Oysa isteklerini yerine getirebilecek, iyi, güzel insanlar öyle çoktur ki.

Üçüncü grubumuz ise basittir. Kendini soyutlamıştır bu gönül işlerden. Aslında bu arkadaşlar da sadece kendini kandırır. Çünkü yorulmuştur artık. Çabalamaktan, birilerinin peşinden koşmaktan bıkıp usanmıştır. Sonunda çözümü yalnızlıkta bulmuştur. Artık kendi kabuğuna çekilmiş ve belki karşıma çıkar umuduyla hiçbir şey yapmadan beklemektedir. Bu grup aslında tehlikelidir. Çünkü fazla yalnızlık insanlar için iyi değildir. Bir süre sonra istenmeyen sonuçlar doğurabilir. İntihar gibi. Peki bu arkadaşlar neden intihar etmektedir? Sebebi kendi yalnızlığı yada psikolojik rahatsızlığı olması değildir. Sebebi hepimizin, tüm insanların yaptıklarıdır. Onlar bu aşamaya ilmek ilmek gelmiştir ve bu ilmeklerin her birinde hepimizin payı bulunmaktadır. İnsanlar doğası gereği yalnız kalmamalıdır. Çevremizde böyle insanlar varsa onlara destek olmalıyız. Yoksa istemeyenler olaylar yaşanır ve arkasından sadece kendi kendine yaptı gibi bağnazca konuşmalar geçer gider.

Şimdi buraya kadar geldiyseniz gerçek düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Hayatın kısa olması, bir gün aradığını bulursun lafları günümüzde hiçbir anlam ifade etmiyor benim için. Özellikle erkekseniz ve günümüz kadınlarının isteklerine uygun değilseniz hiçbir şansınız yoktur. Çünkü eskiden olduğu gibi şuan da kadınlar güce taparlar. Geçmişte kadın kendini dış tehlikelerden koruyacak ve ona bakacak erkeği seçerdi. Şimdi de birşey değişmedi (Burada genel toplumu kastediyorum. Çevrenizdeki bir iki örneği gösterecek kadar aciz olmayın.). Kadın büyüdüğü ortama göre kafasında bir skala oluşturur ve buna uygun adaylardan birini seçer. Güçlü bir ailede büyümüş ise kendine eşit bir aday seçer. Eğer düşük bir seviyede büyüdüyse kendisini oradan çıkaracak bir aday arar. Sonuçta kadın adayını ince bir şekilde eleyerek seçer ve iş bitmiştir. Kadın o erkeği elde etmelidir. Erkek ise kadının dişil enerjisinin etkisine kapılmış kendini kaybetmiştir bile. Erkekler maalesef çok acizdir. Evet güçlüdür fakat zeki değildir. İki adet zekası vardır. İkinci zekası için neler yapabileceğini burada uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum. Tarihte örnekleri mevcuttur.

İşin özeti ise yazımı okuyan herkes için birkaç öneridir. Kimse için düşünce tarzınızı, kültürünüzü, soayal çevrenizi, imajınızı değiştirmeyin. Çünkü değişim beraber olmalıdır. Siz bir kişinin istediği kalıba girmemelisiniz. Siz değişirken o kişi de kendinden birşeyler vermelidir. Dostlarınızla veya ailenizle aranıza mesafe koymayın. Kısa vadede belki hedefinize ulaşabilirsiniz fakat uzun vadede emin olun zarar göreceksiniz. Yapmayın. Umarım düşüncelerimi iyi şekilde aktarmayı başarabilmişimdir.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.