Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Im Westen nichts Neues)

Asıl adı Erich Paul Remark olan yazar, I. Dünya Savaşı sırasında 18 yaşında askere alınmış ve Batı Cephesi'nde şarapnel parçalarıyla yaralanmıştır. Savaşta yaşadığı ve tanık olduğu yıkımı, 1929 yılında yayımlanan başyapıtı Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ile edebiyata aktarmıştır. Romanın uluslararası başarısı ona büyük bir ün getirse de, ülkesi Almanya'da yükselen Nazi rejimi tarafından "vatan haini" ilan edilmesine neden olmuştur. 1933 yılında kitapları meydanlarda yakılan ve Alman vatandaşlığından çıkarılan Remarque, İsviçre'ye ve ardından Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmiştir. Hayatının geri kalanını sürgünde geçiren yazar, Dönüş Yolu, Üç Arkadaş ve Zafer Takı gibi diğer önemli eserlerinde de savaşın travmalarını, yerinden edilmiş insanların hayatlarını ve "kayıp kuşak" temasını işlemeye devam etmiştir.

I. Dünya Savaşı sırasında Almanya'da, lise öğrencisi Paul Bäumer ve sınıf arkadaşları, öğretmenleri Kantorek'in vatanseverlik nutuklarından etkilenerek ve toplumsal baskı hissederek gönüllü olarak orduya yazılırlar. Savaşın romantik ve kahramanca olacağını düşünen bu gençler, kısa ama acımasız bir temel eğitimin ardından Batı Cephesi'ne gönderilirler. Cepheye vardıklarında, savaşın hayal ettikleri gibi olmadığını hemen anlarlar. Siperlerdeki yaşam; sürekli bombardıman, açlık, fareler, bitler ve ölüm korkusuyla doludur. Paul ve arkadaşları için hayatta kalmak tek amaç haline gelir. Eski idealleri, yerini sert bir gerçekliğe ve sadece cephedeki askerlerin anlayabileceği derin bir silah arkadaşlığına bırakır. Özellikle tecrübeli ve becerikli bir asker olan Stanislaus Katczinsky, Paul için bir baba figürü ve akıl hocası olur. Paul, bir izin sırasında evine döner ancak sivil hayata artık uyum sağlayamadığını fark eder. Ailesi ve kasabadakiler savaşın gerçeklerinden habersizdir ve hala hamasi nutuklar atmaktadırlar. Paul, kendi insanlarına yabancılaştığını hisseder ve cepheye, "gerçek" ailesi olarak gördüğü arkadaşlarının yanına dönmeyi tercih eder. Savaş devam ettikçe Paul'un arkadaşları birer birer ölür. En sarsıcı anlardan birinde Paul, bir hendek çukurunda bir Fransız askeriyle burun buruna gelir ve onu öldürür. Düşmanının can çekişmesini izlerken cüzdanındaki ailesinin fotoğraflarını görür ve onun da kendisi gibi sadece bir insan olduğunu, düşmanlığın anlamsızlığını derin bir suçluluk duygusuyla fark eder. Romanın sonuna doğru, Paul'ün akıl hocası Kat de ölür ve Paul sınıfından geriye kalan son kişi olur. 1918 yılının Ekim ayında, savaşın bitmesine çok az bir zaman kala, cephenin alışılmadık derecede sakin olduğu bir günde Paul ölür. O gün ordu raporunda sadece tek bir cümle yazar: "Batı cephesinde yeni bir şey yok."