Arcane (Arcane: League of Legends)

Arcane, animasyon dünyasında görsel bir devrim gibiydi. Dizi, her açıdan muazzam bir kalite sundu. Çizimler, renkler, animasyonlar... hepsi gerçekten harikaydı. Adeta bir görsel şölen gibiydi. Genelde bu tarz yapımlar ya animasyon kalitesi güzel; hikaye veya karakterler falan kötü işlenmiş ya da karakterler ve hikaye akışı güzel olup da görsellik açısından kötü olurlar. Ama bu yapımda nereyi övsem bilemedim doğrusu. Ne tarafa dönsem bir şaheser çıkıyor içinden. Gerek müziklerin sahneler ve hikaye ile uyumu gerekse ele alınan konuların gerçek hayatla paralelliği.. Hem sanatsal, hem bilimsel, hem felsefi, hem de sosyolojik açılardan bu yapım şahane bir evren sunuyor. Ama şimdilik bunları geçelim, diziye dair en dikkat çeken şey bu değerlendirmelerden ziyade kesinlikle karakterlerin derinliği. Özellikle Vi ve Jinx’in hikayesi, diziyi izlemeye değer kılan bir öğe. Dizi ilk duyurulduğunda neden koca Runeterra'da o kadar karakter varken bu Zaun'dan çıkma iki sıradan insan olan bu kız kardeşlerin hikayesine yatırım yapıyorlar ki? dediğimize bizi pişman etmeyi başardılar doğrusu.
Başlarda hikaye her ne kadar Vi ve Jinx etrafında şekillense de bence dizinin asıl yıldızları onlar değil. Piltover ve Zaun'un kaderinde önemli ve etkin birer rol oynayan 3 kişi var.
Benim hem League of Legends oyunundan hem de diziden favorilerim arasında yer alan Ekko bunlardan biri. Ekko'nun Heimerdinger ile olan yolculuğu, Jinx ile olan ilişkisi ve alternatif evren konsepti şahane bir şekilde işlenmişti. Zaun'un zamana hükmeden çocuğu hikayeye de hükmetti resmen. Özellikle de finale yaklaştıkça Ekko'nun hikayedeki rolü küçümsenemez bir önem taşıyordu. Sonuçta Zaun'un kaderi söz konusu olduğunda Ekko'suz bir olasılık olamaz değil mi? Herkesin konuştuğu o dans sahnesi ve müzikler abartılmayı hak eden cinsten bir kalitedeydi. Adeta bir sanat eseri gibiydi. Runterra evrenini Lore'dan takip edenler için hoş bir sürpriz yapılmış ve iyi de olmuş.
Gelelim Hextech'in mucitleri genç bilimsever ikilimize. Benim açımdan Jayce ve Viktor her ne kadar fazla oynamasam da bu yapımdan sonra favoriler listesinin en tepesindeler. Karakterlerin derinliği ve hikaye içerisindeki gelişimleri öylesine güzel yazılmış ve işlenmişti ki tekrar tekrar izlettiler kendilerini. Bütün herşey resmen bilime olan aşkları ve insanların hayatlarını iyileştirme arzularının sonucunda gerçekleşti. Buna rağmen Piltover'ın bu hale gelmesinde o ikisinin bir suçu yok bence. Eminim Hextech'in böyle sonuçlara yol açacağı senaristin bile aklına gelmemiştir. Bu genç öncüler arasında özellikle Viktor'u ön plana çıkarmak istiyorum. Karakterin izlediği yol ve sahip olduğu felsefe gerçekten izledikçe derin bir sorgulamaya itiyor insanı. Hele ki final sahnesinde Hexcore ile geçirdiği evrim ve geliştirdiği farkındalık mükemmeldi ve her izlediğimde ontolojik tartışmalara sürüklüyordu beni. Mükemmelden kasıtı izleyenler anladı bile.
Son olarak değinmek istediğim bir karakter de tabi ki de yazılmış en iyi villainlerden olan Silco. Her ne kadar oyunda yer almasa da dizide kendinden yeterince konuşturdu. Karakterin hikayeye olan etkisi ve özgün konsepti şahane bir şekilde bizlere aktarıldı. İnsanlara resmen villain dediğin böyle olur dedirtti. Felsefesi ve faaliyetleri ile bize Zaun'un ne demek olduğunu çok net bir şekilde gösterdi. Vander ile olan paralellikleri de hikayeye ayrı bir anlam katmış doğrusu.
Piltover ve Zaun arasındaki çatışmayı ve bu iki şehrin Runeterra'daki yerini konu edinen bu dizi bizlere şahane anlar yaşattı. Duygusal açıdan da bize birçok farklı his aşıladı. Riot'ın bu kadar basitmiş gibi gözüken bir konuyu böylesine sanatsal ve felsefi bir dille bizlere sunan bu yapımı bana göre oyun ve animasyon dünyasında bir başyapıttır. İzlenmesi gereken ve izlendiği takdtirde de pişman olunmayacak bir eser diyebilirim.

İlk defa bir yapımı tam olarak bitirmeden yazıyorum çünkü kalitede bir şeyin değişeceğini, en azından aşağıya doğru, düşünmüyorum. Çıktığından beri LoL oyunu ile uzaktan yakından incelemek için bile alakam olmadı ama oyunun popülaritesini biliyorum. Oyunların hikayelerine artık çok önem verildiğini de tahmin ediyorum ama bu genişlikte bir evreni olduğunu kestirememiştim. Benim için dizilerin tepe noktası Game of Thrones evrenidir. Bu evren ondan da geniş ve verimli duruyor. Diziler arasında 26. sırada kendine yer buldu şu anlık ve animasyon türünde 4 Emmy ödülü var. Şöyle az bir baktığınızda ne denli titiz çalışıldığını ve yatırım yapıldığını anlayabilirsiniz. Ciddi bir prodüksiyon var burada. Hikaye başlı başına çarpıcı ve dramatik. Senaryo bunu kafa karıştırmadan güzel bir hızda sunuyor. 2 sezonluk planlanan bir yapım için önemli bir şey bu.

Animasyon kalitesi muazzam, gerçekten sinemada deneyimlenmeli. Çizimler bence çok daha iyi olabilirdi, ben gerçekçilik arayan birisiyim, ama böyle de itici değil ve kopmana izin vermiyor. Detaylar, şarkılar, sahneler hepsi epik dünyasına yakışır seviyede. Linkin Park'ın Heavy is the Crown şarkısı direkt bu yapımın özel şarkısı olarak her şeyi ortaya koyuyor diyorum. Ben henüz o kadar içine girebilmiş de hissetmiyorum ama yapıma hayranlığım şimdiden bu halde. Gerçekten MCU tarzında bir live action LoL evreni yaratılmalı. Tepeler geçer o kadar da iddialıyım. Övmekten hikayeye geçemedim ki bence gerek de yok. Dizi esasen sosyoekonomik ve politik meselelerin psikolojik etkileriyle harmanlı olarak sunulmasından ibaret. Bu fantastik bir evrende geçiyor ama öyle çok fantastik öğelerle de harmanlı değil. Gerçekten GoT tarzında bir yapım olduğunu düşünüyorum. İki farklı şehrin kaderine etki etmek için muazzam sayıda oyuncunun mücadelesini anlatıyor. Bu yüzden içine çekmesi de aynı GoT gibi vakit alabilir ama meyvesi muazzam. Biz senden razıyız.

Uzun aradan sonra -3 yıl- dün 2. sezonun ilk kısmı geldi ve geldiği gibi bitirenlerden oldum. Dizi hızını yavaşlatmadan devam ediyor yeni ve son sezonunda da. Yine harika bir yapım. Çizimler ve animasyon çok üst seviyede çizilmiş ve hareketlendirilmiş. Arcane'i hazırlamak tam 9 senelerini almış, diziyi ele alan Fransa merkezli Fortiche ekibini başarıyla kutlarım bu konuda.