Elde edilen bilgiler sonucunda, Eski Türklerde ağaçların üzerine ölü koyulur ya da yere çakılan kazıklar yardımıyla ölü sabitlenir ve terk edilirdi. Eski Türk inancına göre, can ve ruh kavramını "tın" kelimesi ile ifade etmişlerdir. Tın kelimesi aynı zamanda esinti, rüzgar ve nefes anlamlarına da gelir[1]. Eski Türk adetinde defin işlemi her zaman yapılmaz, yılın belli dönemlerinde gerçekleşirdi. Elde edilen bilgiler ise, Çin kaynaklarından alınmıştır. Çin kaynaklarına göre;
İçlerinden biri ölünce çadıra konuluyordu. Ölen kimsenin çocukları, kadın erkek bütün akrabalarının her biri birer koyun ve atı kesip, kurban olarak çadırın önüne koyuyorlardı. Sonra atlarına binerek, çadırın çevresinde yedi kez dönüyorlar, çadırın önüne geldiklerinde ise bıçakla yüzlerini yaralıyorlardı. Sonra herhangi bir günü bekliyorlar ve o gün ölen kişinin atını, elbiselerini, kullandığı eşyayı, cesediyle birlikte yakıyorlardı. Sonra da bunları uygun bir zamanda toprağa gömülmek üzere, küllerini topluyorlardı. Eğer biri ilkbaharda ya da yaz ayında ölmüşse, çimlerle ağaçlardaki yapraklar sararıncaya kadar bekliyorlardı, şayet sonbahar ya da kış aylarında öldüyse, bitkilerin tohumlanması ve açma mevsiminin gelmesi gerekiyordu. Sonra bir çukur kazılıyor, içine küller gömülüyordu. Defin günü akrabalar yine kurbanlarıyla geliyorlardı, mezarın etrafında dönerek yüzlerine bıçakla çizik atıp yaralıyorlardı[2]
Konu ile ilgili W. Eberhard (1942), "Çi̇n Kaynaklarina Göre Orta ve Garbî Asya Halklarinin Medeni̇yeti̇" [3]adlı makalesinde hayat şartları ile ilgili bilgileri aktarmıştır.
Kaynaklar
- S. Divitçioğlu. (2000). Kök Türkler: Kut, Küç, Ülüg. ISBN: 9789750802300. Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları.
- R. YAŞA, et al. (2019). Eski Türk Cenaze Törenlerinde Ölü Yakma Âdeti. Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, sf: 275-295. | Arşiv Bağlantısı
- W. EBERHARD. (2010). Çin Kaynaklarina Göre Orta Ve Garbî Asya Halklarinin Medeniyeti. Türkiyat Mecmuası, sf: 125-191. doi: 10.18345/tm.97493. | Arşiv Bağlantısı