Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Yusuf İğın
Üye
4

İnsanların batıya bu denli özenmesi sizce ne kadar doğru?

Evet, batı bize göre belli konularda iyi olabilir ancak insanların batıya bu denli özenmesi sizce ne kadar doğru? Batıdaki çıplaklığı modernizm sanandan tutun, zevklerine düşkünlüğü üstün saymaya kadar… Şahsen insanların bu konuda yanıldığını düşünüyorum, batının da geldiği yer aşikar, neden kendimizi hep altta hissedelim ki?
1,239 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Umut Karip
Umut Karip
124K UP
Öğrenci - Okur

Merhaba,

Pek bilgi sahibi olmadığım, pek az fikrimi de çokça savunduğum bir başlık siyaset... dolayısıyla hatam olursa affola. İnsanların batıya özenmesini doğuya özenmesine yeğliyorum öncelikle, neden diye soracak olursanız bilimin doğuda değil batıda aydınlandığını hepimiz gözlerimizle görüyoruz. Tek kriter bilimin aydınlatılması da değil elbette ki, fakat batının özgürlük ve bilinç düzeyi konusunda çok daha ileride olduğunu düşünüyorum. Bizim daha ilerde olduğumuz konular da yok değil, önemli olan onları koruyarak "batıya özenmek". Gelelim sorunuzu yanıtlamama sebep olan kısma: çıplaklığın modernizm sayılması, zevklere düşkünlüğün üstün sayılması. Öncelikli olarak, çıplaklığın modernizm sayılmadığını söylerken neye dayanıyorsunuz, buna kim karar veriyor? Ayrıca batıda gördüğüm çıplaklık falan da yok. Konu eğer seks ise; seksin ayıplanması, seks hakkında konuşanlara suçlu muamelesi yapılması bu konuda görebildiğim tek ve en büyük sorundur. Yok hayır, konu seks değilse de "çıplaklığın modernizm sayılması" söylemi, özgürlük anlayışımıza büyük bir darbe ve ayıptır. Benim kafamdaki modernizm ne seksi yasaklar ne de insanların giyimini "çıplaklık" olarak etiketler, hatta bu konunun açılmasını ve sanki evrensel bir kural varmış da insanlar ona göre bu konuda istediklerini söylebilirlermiş gibi davranılmasını da doğru kabul etmez. Bunu modernizm çatısı altında beslenen bağnazlık olarak görüyorum. Hem, onlara göre de biz -tüm cümleleri batıyı karşımıza alarak kurduğumuzdan dolayı biz diyorum- fazla kapalıyızdır belki? Kim kimin haklı olduğunu neye dayanarak söyleyebilir ki? Ben çıplaklık olarak sözünü ettiğiniz şeyden çok daha tehlikeli bir şey biliyorum, sanki ilk kez bir insan vücudu görüyormuş, bir insan vücuduna sahip değilmiş gibi insan vücudunu ötekileştiren, bunun üzerinden önüne gelene "ahlaksız" diyebilme şansını kendinde gören insanlar. İnsanların refahını asıl bunlar bozuyor, bahane olarak da kendi ideolojileri gösteriyorlar çoğu zaman, baskılıyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Zevklerine düşkünlüğün üstün sayılması. Bu konuda söylemek istediğinizden bir miktar sapabilirim, genel cümleler kuracağım. İnsanların yaptıkları, yapmak istedikleri şeylerin temelinde mutlu olma güdüsü yatıyor. Buna bakarak zevke düşkün olmayı hayatın tadını çıkarmak olarak yorumluyorum şahsen. Bulunduğu coğrafyadaki sorunlarla veya Dünya'daki global sorunlarla ilgilenmeyen, umarsız bir kişi modelini desteklemiyorum kesinlikle, yanlış anlaşılmayayım. Desteklediğim şey "zevk düşkünü" derken bile insanların hayatına müdahale etmeye çalışıyor olduğumuz, madem herkes kendi hayatını diğerlerinin de haklarını görmezden gelmeyecek şekilde istediği gibi yaşama hakkına sahip, bize bu konuda ne düşüyor? Hiçbir şey. Birilerini zorlayarak bilime, insanlara, teknolojiye katkıda bulun, çalış, kendi zevkini gözetme gibi absürt cümleler kuramayız. Dolayısıyla kişinin zevk alacağı şeylerle hayatını doldurması, dolu dolu yaşaması taraftarıyım.

Özetlemem gerekirse, "çıplaklığın modernizm sayılması" ve "zevk düşkünü" diyerek bile insanların haklarına ve özel hayatlarına saygısızlık yapılıyor olduğunu, bunun da belirli kılıflar içine gizlenerek yapıldığı ve güzel bir şeymiş gibi servis edildiğini düşünüyorum, bunu destekliyorum.

Sağlıcakla...

437 görüntülenme
9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yunus Emre Çelik
Şehir Plancısı

Çünkü içinde yaşadığımız çağda baskın olan kültür batı kültürü. Kullanılan tüm nesneler, fikirler hepsi batının son biçimini verdiği kavramlar. Batı yarattı demiyorum, son biçimini batının verdiği diyorum. Son biçimi demek bugün kullanılan biçimi demek. Yani bugün kullandığımız kavramlara son biçimini batı vermiş ve hala da değişimlere batı öncülük ediyor. Ancak bu durumun daha iyi veya kötü olmakla ilgisi yok. Batı doğudan daha ilerde veya geride olduğu için değil kültürel olarak daha baskın olduğu için bunu yapıyor. Aslında bu da yanlış. Doğrusu batı kültürü bugün daha baskın durumda olduğu için bu kültürün baskıladığı diğer kültürler de buna göre değişiklik gösteriyor. Elbette bu bir değişim süreci oluşturuyor ki zaten hiç bir kültür ve toplum durağan değildir her zaman değişir. Ancak bu değişim insan ölçeğinde yani doğanın çerçevesi içinde olduğu zaman dikkat çekmez, olağan karşılanır ve üstünde durulmaz. Bu değişim zorbalığın, teknolojinin veya başka bir anlık/ kısa süreli etmenin etkisiyle olduğunda ise doğal olmaz ve tutarsızlıklar yaşanır. Dengesizliklerin görüldüğü bu durumda toplum kendi dengesini bulmaya çalışırken çatışmalar yaşanır. Çatışma ile sözünü ettiğim iki grubun fiziksel çatışması değil tutarsızlıkların ve dengesizliğin oluşturduğu kargaşa. Bu çatışma sonucunda toplum olması gerektiği konumu bulur ve dengeye gelir. Ne yazık ki günümüzde bu da olanaksız. Çünkü bu çatışmayı temellendiren değişimler sürekli yenilenmekte ve değişmekte. Bu yüzden kültürel bozuşmalar ortaya çıkmakta. Bir grup ani gelen değişimi doğrudan kabul ederken diğer bir grup bu ani gelen değişime karşı var olan kültürü savunuyor. Ancak sözü edilen ikinci grup burada bir yanlışa düşüyor. Kültür durağan değildir, sürekli değişir. Onlar kültürü olduğu gibi durdurmak isterken kendilerini değişime ayak uyduramamış olarak buluyorlar çünkü değişim durdurulamaz ancak ve ancak yön verilebilir. Yön vermek yerine durdurmayı seçmekse kayboluşu getirir. Bununla birlikte yukarda sözü geçen birinci gruptakiler de doğrudan kabul etse bile yeni değerlere alışamıyor. Çünkü eski değerlerine göre çok temel veya büyük değişiklikler içeriyor. Elbette her zaman değil. Ancak birinci grupta da kaybolan bir grup oluşuyor. Böylece birinci ve ikinci grubun arasında bir yerlerde "kaybolanlar" "arada kalanlar" grubu oluşuyor. Bu kaybolanlar eski kültüre de yenisine de ayak uyduramıyorlar ve zamanla tükeniyorlar. Diğer gruplar ise ya iki uç değeri oluşturarak yeni kaybolanlar yaratıyor ya da birbirlerine yaklaşarak dengeyi buluyorlar. Birbirine yaklaşma konusu çok zor bir eylemi oluşturuyor. Bu eylemin gerçekleşebilmesi için yönetici (organize edici, yön belirleyici) bir gücün varlığına gerek duyuluyor. Yoksa bu iki kutup birbirinden ayrılabilir ve ayrı toplumlar oluşturabilir.

Bu değişimlere körü körüne bağlanmak ve içinde bulunduğu toplumun değerlerinin yanlış olduğunu öne sürerek yenisinin doğruluğunu mutlak kabul etmek de eski kültüre bağlılık yemini edip yeni gelen değişimin şeytanca ve bozucu bir güç olduğu öne sürmekte eşit derecede yıkıcı ve yanlış bir tutum. Örneğin çıplaklık bir topluluk için gerçekten çok ahlaksızca kabul edilebilir. Bu topluluk alışveriş yaptığı ve başka etkileşimlerde bulunduğu ve tamamı çıplaklardan oluşan başka bir topluluğun değerlerini almak zorunda değildir. Her iki toplum da aradaki bu ayrımın nedenlerini, sonuçlarını, olumlu ve olumsuz yönlerini görerek kendini buna göre değiştirebilir. Ancak çıplaklığın ahlaksızlık olarak nitelendirildiği toplumdaki birinin çıkıp aslında herkes çıplak dolaşabilir kimse buna karışamaz demesi o toplumdaki diğer insanların çıplaklığa karşı olmasından daha yanlış bir tutumdur. Ancak ne yazık ki günümüzde daha yanlış olan bu tutum insanlar tarafından daha sık benimsenmekte ve kendi bulunduğu grubu savunmak için sık sık başvurulmakta olan bir yanlış haline gelmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close