İslam geleneğinde "ilk yaratılış" anlatısı yalın bir çıkarsama yapmaya izin vermez, mesele daha karmaşıktır. Kuran'da alemin oluşumu, insan ve Adem ile ilgili pek çok ayet vardır. Fiziksel oluşum ile ilgili : "Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi yapışan şey hâline getirdik, derken o şeyi mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemiğe çevirdik, ,o kemiklere de et giydirdik." Surenin devamında insan olma özelliği ile ilgili; "Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..." (Mü'minun, 23/12-14). Gelenekte insana konuşan nefs (zat, ben, self) denir. Yaygın kanı bu ayetlerdeki anlatının evrim teorisi ile çelişmediğidir.
Adem'in yaratılışı ile ilgili bir anlatıda Allah meleklere yeryüzünde bir halife yaratacağını söyler ve bunu ona bütün isimleri öğretmesi (ona verdiği bilişsel kapasite) ile gerekçelendirir (2/30-33). Bu ayetler "isimler", "halifelik" kavramlarının ne anlama geldiği, anlatının sahnesi gibi konularda farklı görüşler ve tartışmalara yol açmıştır. Genel olarak fiziksel yaratılışa dair değil, verili yeteneğe bağlı sorumluluk ve amaçsallıkla ilgili olduğu temelinde yorumlanır.
Eski Ahit'in Adem'i daha ziyade ilk fiziksel insan olarak anlaşılsa da, Kuran'da Adem fiziksellikten ziyade anlamsallığa dair bir kategori olarak anlaşılmaya daha yatkındır. Ancak son on yıllarda dinin evrimle çeliştiğine dair tartışma İslam coğrafyasına da taşınmıştır.