“Biz sana feyizli ve bereketli bir kitap indirdik ki insanlar onun ayetlerini iyice düşünsünler ve aklı yerinde olanlar ders ve ibret alsınlar.” (Sâd, 38 / 29)
“Şu Kur'an'ı bir iyice tedebbür/tefekkür etmezler mi, yoksa evvelce gelip geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi onlara?” (Mü’minûn, 23 / 68)
“Kur'an'ı tedebbür/tefekkür etmiyorlar mı? Allah'tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.” (Nisâ, 4 / 82).
“Onlar Kur'an'ı tedebbür/tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?” (Muhammed, 47 / 24).
“(Allah) Kur'an-ı Kerimi gönderdi. Aklımızı kullanmadan direkt Kur’an-ı Kerime inanıp hiç sorgulamadan direk buna inanalım diye.” yargısı tamamen yanlıştır. Hiçbir ayet veya hadiste böyle ön görü yoktur. Bunun aksine Kur’an’da onlarca, yüzlerce ayet insanı düşmeye, tefekkür etmeye, aklını kullanmaya teşvik etmektedir.[1]
Sorgulamak elbette kuranda emredilmiştir. Ancak sorgulamanın nasıl olması gerektiği de önemli bir konudur. İnsan sadece akıldan ibaret bir yaratık değildir. Diğer pek çok duygusu da doğruyu bulmasını sağlar. (Mesela, Bilim annesini öldüren biri için bir ceza öngörmez (doğal seçilim der.). Ancak insanın sevgisi ve vicdanı insanı bu eylemi yapmaktan alıkoyduğu gibi toplum düzeninin genel kuralları da bu adamı cezalandırmayı uygun görür.). Kuranda her an Allahın varlığının sorgulanması istenir. Sivrisineği bize örnek olarak getirdiğinden bahseder(bakara,26). Fakat bu örnekten bazıları Allah'ı bulur. Bazıları da dalga geçerek bu ancak bir illüzyondur derler. Sorgulama kişiden kişiye değişiklik gösteren bir mevzudur. Fakat doğru sorgulamanın içine vicdan, sevgi, akıl, zekâ vb. cihazlar dahil edilmelidir ki doğru bulunabilsin.
Basit bir örnek: Nasıl ki elime geçen bir kitabı "kimse yazmadı yıldırım çarpması sonucu düşen bir ağaç derede taşların arasında güzelce yoğurulduktan sonra kenara çıktı güneş kurutunca rüzgarla sayfalara ayrıldı. o sayfalar yine rüzgarla mürekkep benzeri bir malzemenin yanına düştü ve üzerine düşen damlalar bu harfleri oluşturdu. Yani kimse yazmadı bu kitabı şans ve tesadüf eseridir." diye bana satmaya çalışsalar buna imkân vermediğim gibi adamı da delilikle suçlarım. Aynen öyle de, kainat gibi devasa bir kitabı (en küçük yapısında kaos olmasına rağmen inanılmaz bir kurallar bütünü) bir yazarın yazmadığına inanmam mümkün değildir. aynı şekilde o kitabı yazanın görmesi gerekir(basir=gören), kitabı yazacak güce sahip olması gerekir(kudret=güç sahibi), kitabı bir sebebe yönelik yazması gerekir(hakim(iki i)=sebepsiz iş yapmayan), kitabı yazacak bilgiye sahip olmalıdır(ilim), kitabı yazdığı sürekli olarak yazdığı gibi işletecek güce sahip olmalıdır(hakim(iki a)=güç sahibi), kitaba yazdığı her canlıya sürekli yiyecek, içecek, bilgi, sevgi, merhamet, akıl, öfke vermesi gerekir(Rezzak=rızık veren),kitaba yazdığı her hastalığı iyileştirici de olmalıdır(şafi=şifa veren).
Bu ve benzeri bir sorgulamalar yaratıcıya götürücü olabilir. Zaten yaratıcıyı bulan onun her emrini sorgulamaz. Çünkü bilir ki onun ilmi sonsuz iken benim ilmim sonsuz değildir.
Kuranda 4 temel mesele vardır. Tevhid (Allah ile kul (sadece insan değil) arasındaki hukuk), haşir (ölümden sonrası), peygamberlik, ibadet ve adalet (Kul ile kul (sadece insan değil) arasındaki hukuk). Bu 4 mevzu genel olarak sorgulanabilirdir ve sorgulanmalıdır. Kuranı sadece cehennemi anlatıp korkutuyor ya da cenneti anlatıp sevindiriyor şeklinde değil bir bütün olarak ele almak gerekir.
Ayrıca şüphe etmeyi hoş karşılamayan bağnaz müslüman gruplardır. Bu gruplar islama da zarar vermektedir. Asıl müslümanlar ise şüphelerini birbirleri ile paylaşarak şüpheleri ortadan birlikte kaldırmaya çalışırlar. Şüphe yok değildir. Önemli olan şüpheden kurtulmanın yollarını aramaktır. (babasının annesini aldattığından şüphe eden biri oturup beklemez gider bu şüpheyi araştırma boyutuna geçirir gibi.)
Diğer bir konu da bugün gördüğüm kadarıyla blim sorgulanamaz bir konumdadır. Bilim adamları eski gerçekleri yalanyarak yoluna devam ettiğini öne sürmesine rağmen bizler "bilim böyle diyor." dendiği anda hemen kabul etme eğilimi gösteriyoruz. Bu da bilimi bizim için dogma yapıyor. Blimin temelda varsayımlar üzerine kurulu olduğunu bildiğimiz halde ve içinde ahlak,mana gibi kavramlar bulunmadığı dünyada tek gerçek bilimmiş gibi ona inanmamız bugün bağnaz bir müslümandan farksız konuma bizleri koymaktadır.
Evrim ağacı youtube kanalına yaptığım yorumları direk siliyor. Script mi yazdı yoksa okuyup mu siliyor bilmiyorum ama her iki türlü de kendi inançlarına karşı olanları göz önünden yok etmeye çalışma çabasını doğru bulmuyorum. Çabaları takdire değer ancak karşı görüşte yorum yazmak benim de hakkımdır. Birileri yorum yazsın kibarca tartışalım diye uğrarşırken yorumların silinmesi gerçekten insanı şaşırtıyor. Yorumları okumak isteyen olursa mail adresine atabilirim. Yorumlar kesinlikle hakaret ve küfür içermemektedir.
Yazı biraz karmaşık oldu. Migren ağrım var gözlerim bulanık görüyor. Yazım hataları için kusurumu hoş görünüz.
Okuyan ve yorum yazan herkese saygılarımı sunarım…
592 görüntülenme
Kaynaklar
-
Site heyeti. Nerden-Bilebiliriz-Sinavimizin-Kuran-I-Kerime-Ragmen-Aklimizi-Kullanip-Sorgulamak-Olmadigini. (17 Ocak 2022). Alındığı Tarih: 17 Ocak 2022. Alındığı Yer: sorularla islamiyet
| Arşiv Bağlantısı