Bu platformda görmeye alışık olmadığımız tipten bir soru.
Kültürel olarak evlilik gibi en öznel tercihimizin kararını başka bireylerin veriyor olması (evlilik için uygun bulunan namzet birey, en azından evlendirilecek kişiye gösterilip onay alınabilir) oldukça sorunlu bir durum. Kişi hayatının en önemli kararlarından birinin zaten verilmiş olması karşısında sadece itaate mahkum edilmekte. Bir çok kişinin görücü usulü evlilikte mutlu olduğunu da biliyoruz. Ancak mutsuzluk sonucunu görmezden gelemeyiz.
Kişi, kendi ruhsal ve mental gelişimi için böyle durumlarda net olmak zorunda. Başka birine aşık olmak oldukça insani bir durum. Ancak süregelen düzenini de gözden çıkarmaya yetecek neden olmadan duyguların etkisiyle hareket edilmemeli. Diğer yandan çocuğun varlığı, tüm bu faktörleri değiştirecek güçte. Evlendiğimiz kişiyi seviyor olup olmamızdan bağımsız olarak, yetişme çağındaki çocuğun olumsuz duyguduruma maruz bırakmamak zorundayız. Bu kendi yaşam amacımızın bir parçası olmak durumunda. Aksi takdirde çocuğumuzun yaşamını kurban etmiş olacağımızı bilmeliyiz. Bu nedenle aslında sonunda ne olacağı bilinmeyen birine öz çocuğunu bırakıp gitmektense, evli ve çocuğuna sahip olunan kişiyle devam etmek daha mantıklı. Kişi gerçekten seviyor olsa, çocuğu ile ister muhatabını. Çocuğunu bırak demek, daha güdü-arzu nesnesi yollu sevgi demek oluyor. Yani aile kurma değil, var olan aileyi yıkmak oluyor bu istek. Tüm bunların dışında kişi kendi zihnini netleştirmek zorunda. Duygusal etiklenimleri bırakıp mantıklı düşünmek zorunda. Böyle özel durumlarda bireye ne yapması gerektiğini söylemek değil, onun o an duyguları nedeniyle göremediği mantığı işaret etmek gerekir. Mantıklı olmaya çalışmak çözümü getirecektir.