Öncelikle meal ve tefsir nedir bunu öğrenmek gerekir.
Hz. Muhammed'in açıklamalarına tefsir denir. Kur'anı anlayan tek kişi o idi.
Bir sözcüğün, Allah ve Hz. Muhammed tarafından, açık bildirilmemiş anlamlarından dine uygun olanı seçmeye tevil denir. Tevil edilen bu anlama da meal denir.
Bir kelimeyi olduğu gibi başka dile çevirmeye de tercüme denir. İslam âlimleri tercüme yapmamışlardır, meal ve tefsirler yazmışlardır. Ancak tefsir ve mealler dini öğrenmek için okunmaz. Örneğin zalim sözcüğü tefsir ilminde kafir demektir ama fıkıh ilminde başkalarının hakkına saldıran kimse demektir. Dolayısıyla tefsir, meal, kelam gibi alanlardaki eserleri okuyarak dini öğrenmeye çalışmak zarardan başka bir şey getirmez. Dini öğrenmek için ilmihal kitapları okunur. İlmihal kitaplarında dine dair bilmemiz gereken her şey bildirilmiştir.
İslam kitaplarının hepsi nakil esas alınarak hazırlanır. Nakil esas alınarak hazırlanan kitapların hepsinin kökeni, esas kaynağı Hz. Muhammed'dir. Dolayısıyla "En objektif Kur'an meali kime aittir" sözü yanlıştır. Nakli esas alan bütün İslam kitapları da objektiftir. Herkesin ilim derecesi farklı olduğu için meallerde farklılıklar olabilir. Sonuçta tefsir ve meal birer ilim dalıdır. Usulleri olarak ayrı bir ilim dalı vardır ve bu ilim sahasında olabilmek için en az 20 ayrı ilimde uzman olmak gerekir. Yine de birkaç örnek vermek gerekirse Tefsir-i Mevakib, Tefsir-i Mazheri gibi kitapların Latin harflerine tercüme edilmiş hali bulunursa ve güvenilir birisi tarafından tercüme edilmiş ise alınıp okunabilir. Adları tefsir olsa da aslında bu kitaplar meal kitaplarıdır.