Din ile bilim taban tabana zıt iki farklı alandır.
Din, kabullere, doğmalara dayanır, en makulu olan sorgusuz sualsiz iman etmektir. Dinde, fizik yasaları mucize göstermek için kişi özel olarak eğilir, bükülür, delinir. Kutsal kişiler, metinler, sorgulanamayan kurallar, ritüeller vardır.
Bilimde, dinin aksine hiç bir dogma yoktur. Tüm, her şeyi sorgular. Hatta başkalarınında sorgulamasını, denemesini, aynı sonucu bulmasını ister. Değişmeyen hiç bir kural yoktur. Kutsal metin, kişi, ritüel vs yoktur. Her şey fizik yasalarına uyar, mucizeleri ciddiye almaz. İçinde deney, veri, gözlem, hesap olmayan hiç bir veriyi ciddiye almaz.
Dini kitapların hepsinde döneminde doğru bilinen bilgiler vardır. Bu tarihten bakınca bunların yanlış olduğunu görüyoruz. Tüm dini kitaplarda dünyanın durağan, güneşin döndüğü yazar. Hatta dini olmayan kitapların hepsindede aynı şekilde dünya merkezli bir sistem vardır. Bu ancak 15. Kopernik'in yazdığı kitapla düzeltilmiştir.
İnsanlar dilediği dine inanmak ve inanmamakta özgürler. Esas mesele bu özgürlüğünün sınırlanırı iyi tayin etmekten geçiyor. Herkes kendi sınırları içinde kendi inancını yaşayıp başkasına karışmıyorsa hiç bir problem çıkmaz.