Dabbetül arz, dini metinlerde adı geçen, kıyamete yakın dönemlerde yeryüzüne gelecek olan, karşısına çıkan her şeyi yıkıp ezip geçecek, birçok hayvanın bileşimi olan bir yaratıktır. Hakkındaki tüm bilgiler dini metinlerde bulunur ve tanımlayıcı bilgiler oldukça ayrıntılı olsa da nereden ve nasıl geleceği pek de net değildir.
Buna inanıp inanmamak kişiden kişiye değişebilecek bir şey çünkü bir inanç meselesi ve kişisel olarak benim ya da başka bir arkadaşın inanıp inanmadığını merak ediyor iseniz şu kadarını söyleyebilirim: Bildiğim ve görebildiğim kadarı ile Evrim Ağacı'nda bulunan kişilerin büyük çoğunluğu, belirli inanç sistemlerine ya da dinlere inanan ya da inanmayan kişiler olsalar da daha çok bilimsel bilgi dediğimiz, sınanabilir, kanıtlanabilir, ölçülebilir, yargılanabilir, çürütülebilir, yerine daha iyisi/yenisi konabilir ve hipotez, gözlem, deney, kuram gibi bilimsel yöntemlerle ortaya çıkmış türden bilgilere güvenen ve ilgi duyan bir kitle. Dabbetül arz gibi bir canlının varolduğuna dair elimizde hiç bir bilimsel bilgi, kanıt, gözlem olmadığı için ona inanmanın, bu ortamda hayata, insana, Dünyaya ve Evrene karşı tutturduğumuz bakışla pek ilgisi yok.
Konuya evrimsel bir açıdan bakarsak da şunu söyleyebilirim: Yer yüzündeki milyonlarca canlının hiçbirinde, evrimsel dinamiklere aykırı oluşum göstermiş bir organ, uzuv, fiziksel gelişim, yapı görülmemiştir. Yani hiç bir canlı yoktur ki ön uzuvları ot yiyen ama arka uzuvları et yiyen bir canlıya ait olsun. Hem koşucu ayakları hem de uçucu kanatları olsun. Sırtı soğuğa uyumlu ama karnı sıcağa yatkın olsun. Böyle bir şey yok. Dabbetül arz ise birçok alakasız hayvanın kesişimi olarak tanıtıldığı için böyle bir canlının hiç varolmayacağını ve zaten hiç varolmadığını kabul edebiliriz. BU durumda da ona inanmak gereksiz ve açıklanamaz bir yaklaşım olur. Çünkü bugüne kadar edindiğimiz sayısız bilimsel bilgiye göre öyle bir canlı olamaz. Eğer bir gün böyle bir hayvanla karşılaşacak olursak bilim dünyası devasa bir güncelleme yaşayacak demektir. Bilime bu tip bir dönüşüm yaşatacak bir buluş hiç yaşanmadı. Olsaydı gerçekten heyecan verici olurdu.