Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?

Neden Hıçkırıyoruz? Böylesine İşlevsiz Bir Refleks Neden Evrimleşti?

Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?
16 dakika
19,488
  • Hastalık Kataloğu
  • Tıp
Tüm Reklamları Kapat
Singultus
  • Türkçe Adı Hıçkırık
  • İngilizce Adı Hiccups
  • Latince Adı Singultus
  • OrphaNet

Hıçkırık (veya Latincede "hıçkıra hıçkıra ağlarken nefes almaya çalışma" anlamına gelen sözcükten gelen bilimsel adıyla "singultus"), diyafram kasının bir dakika içerisinde birkaç defa, istemsiz olarak kasılması sonucu oluşan ani nefes alma refleksidir.

Hıçkırıklar, bir nöral ağ ("refleks yayı") tarafından kontrol edilir ve bu ağ bir kez tetiklendiğinde, öncesinde diyafram çok güçlü bir şekilde kasılır ve ondan çeyrek saniye kadar sonra ses telleri kapatılır (ve bu sırada o meşhur "hık" sesi oluşur).

Tüm Reklamları Kapat

İki hıçkırık arası süre genellikle sabittir; ancak hıçkırıkların frekansı kişiden kişiye ve durumdan duruma değişir. En seyrek hıçkırıklar dakikada 4 adet olacak şekildedir. En sık hıçkırıklar ise ortalamada saniyede 1 (dakikada 60) hıçkırık olacak şekildedir.

Hıçkırıklar tekil olarak oluşabildikleri gibi, gruplar halinde de oluşabilirler ve kişiye ciddi rahatsızlık verebilirler. Uzun süreli hıçkırıklar nedeniyle kişiler yemek yemekte, uyumakta, konuşmada ve ameliyat sonrası yara iyileşmesinde zorlanabilirler.

Tüm Reklamları Kapat

Hıçkırık Türleri

Süresine göre 3 çeşit hıçkırık tanımlanmıştır:

  • Hıçkırık Nöbeti: Çoğumuzun başına gelen, birkaç saniye ila birkaç gün arası sürebilen hıçkırıklardır. Hastalık olarak kategorize edilmez.
  • Israrcı Hıçkırık: Birkaç gün ila birkaç ay arası süren hıçkırıklardır. Genelde 48 saatten uzun sürmeleriyle karakterize edilirler. Hastalık olarak kategorize edilirler.
  • Durdurulamaz Hıçkırık: Birkaç ay ila birkaç yıl arası sürer. Hastalık olarak kategorize edilir. Tespit edilen en uzun hıçkırık nöbeti 69 yıl boyunca sürmüştür.[6] Iowa eyaletinin Anton kentinde bir domuz çiftliğinde çalışan Charles Osborne'un başına gelmiştir. 1922'de başlayıp 1991'e kadar sürmüştür. Bu durumuna rağmen 2 defa evlenmiş ve 8 çocuk yapmıştır.

Belirti ve Semptomlar

Hıçkırığın kendisi bir semptom olabilir. Ayrıca hıçkırıkla birlikte göğsünüzde, karnınızda ve boğazınızda bir sıkışma hissi de deneyimleyebilirsiniz.

48 saate kadar olan hıçkırık nöbetleri normaldir (çoğu durumdaysa sadece birkaç dakikada geçer). Bu tür hıçkırıklar için tedaviye gerek yoktur. Ancak 48 saatin üzerindeki hıçkırıklar hastalık belirtisi olabilir ve dolayısıyla bir hekime danışmayı gerektirir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Evrimsel Tıp

Hıçkırıklar her ne kadar sinir bozucu olsa da bu ilginç davranış (daha spesifik olarak "refleks"), evrimsel sürecin harika göstergelerinden birisidir. Hıçkırıkların evrimiyle ilgili olarak birbirini tamamlayan iki hipotez üzerinde durulmaktadır.

Geğirme Refleksi Hipotezi

Bu ilginç hipotez, gücünü pediyatriyle ilgili temel bir gerçekten alır: Memeli yavruları için meme emme sırasında nefes alma ve yutkunma koordinasyonu karmaşık ve zor bir süreçtir. Bu sırada bir miktar hava kaçınılmaz olarak mideye kaçar ve bu hava, aksi takdirde kalori bakımından zengin süt ile doldurulabilecek hacmi kaplar. Bu bakımdan Geğirme Refleksi Hipotezi, genel olarak "tamamen işlevsiz" olarak düşünülen hıçkırıklara temel bir işlev atar: Hıçkırma, memelilerin yavrularında daha fazla süt tüketimini kolaylaştırma avantajı sağlamaktadır.[11]

Bir refleks yayında, bir aksiyon potansiyeli (sinir sinyali), daha hızlı işlem görmek adına beyni tamamen es geçip özel sinir yollarını kullanabilir. Bir uyaranla (A) karşılaşıldığında, bu uyarandan gelen sinyal duyusal nörondan (B, yeşil) omuriliğe (C) doğru ilerleyecektir. Orada, bir motor nörondan (E, mavi) sinyalin orijinine doğru devam etmeden önce, muhtemelen kısa bir internörondan (D, mor) geçer. Ardından, kemiği (G) hareket ettirerek kasların (F, kırmızı) kasılması tetiklenir. Burada gösterilen refleks yayı misalen verilmiştir ve hıçkırıkla ilgili değildir.
Bir refleks yayında, bir aksiyon potansiyeli (sinir sinyali), daha hızlı işlem görmek adına beyni tamamen es geçip özel sinir yollarını kullanabilir. Bir uyaranla (A) karşılaşıldığında, bu uyarandan gelen sinyal duyusal nörondan (B, yeşil) omuriliğe (C) doğru ilerleyecektir. Orada, bir motor nörondan (E, mavi) sinyalin orijinine doğru devam etmeden önce, muhtemelen kısa bir internörondan (D, mor) geçer. Ardından, kemiği (G) hareket ettirerek kasların (F, kırmızı) kasılması tetiklenir. Burada gösterilen refleks yayı misalen verilmiştir ve hıçkırıkla ilgili değildir.
Wikipedia

Hipoteze göre midede bir hava kabarcığı oluştuğunda mide, yemek borusu ve diyaframın alt tarafındaki reseptörler aracılığıyla refleks yayının duyusal (aferent) uzvunu uyarır. Bu, hıçkırığın aktif kısmını (efferent uzuv) tetikler, nefes alma kasları keskin bir şekilde kasılır ve yemek borusu kaslarını gevşer, ardından havanın akciğerlere girmesini önlemek için ses tellerini kapanır. Bu, göğüste havayı mideden yemek borusuna çekerek, bir emme yaratır. Solunum kasları gevşerken, hava ağızdan dışarı atılır ve hayvan yavrusu, etkin bir şekilde "geğirmeye" başlar.

Hıçkırık davranışının bu teoriyi destekleyen birtakım özellikleri vardır. Emziren bir bebeğin geğirmesi, süt kapasitesini %15-25 civarında artırabilir ve bu da önemli bir hayatta kalma avantajı sağlar. Bebeklerde hıçkırığa yakalanma konusunda güçlü bir eğilim vardır ve refleks, yaşam boyunca devam etse de, yaşla birlikte sıklığı azalır.

Buna ek olarak, refleksleri tetikleyen duyu sinirlerinin konumu, bunun midedeki bir duruma tepki olduğunu düşündürmektedir. Hava yolu aktif olarak bloke edilirken özofagusta peristaltizmi baskılayan refleks bileşeni yemek borusunun dahil olduğunu akla getirmektedir. Ek olarak hıçkırıklar, sadece memelilerde, yani yavrularını emme özelliğini paylaşan hayvanlarda görülmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Filogenetik Hipotez

Geğirme Refleksi Hipotezi, hıçkırık evrimini açıklayan tek hipotez değildir. Filogenetik Hipotez, konuyu evrimsel miras noktasından ele alır.

Evrimsel süreçteki en eski omurgalı atalarımız arasında yer alan ve hava soluyarak oksijen alan balıklar bunlardan evrimleşen ilkin amfibiler su içerisinde solungaçlarıyla, su dışarısında ise akciğerleriyle solunum yapabiliyorlardı (bunu halen yapabilen "yaşayan fosiller" bulunmaktadır). Bunu yapabilmeleri için "glottis" adı verilen, halk arasında "gırtlak dili" ya da "hançere" olarak bilinen, nefes borusunun ağız kısmının açılıp kapatılabilir olması gerekmektedir. Denizin içerisindeyken bu atalarımız suyu solungaçlarından geçmeye zorlayarak solunum yapıyorlardı ve bu sırada akciğerlerinin su dolmaması için glottislerini kapatırlardı. İşte bizlere, yani sözünü ettiğimiz bu antik atalarımızın torunlarına, bu yapıların körelmiş (veya değişmiş) versiyonları ile hıçkırık dediğimiz refleks miras kalmıştır.[12]

Hıçkırık sırasında antik atalarımızdan kalma kaslarımızı kullanarak glottisimizi çok hızlı bir şekilde kapatırız ve bu sırada içeri doğru hava emeriz. Normalde su içerisinde olsaydık, bu emiş sayesinde suyu içeri çekip solungaç yarıklarına yönlendirebilecektik.[13] Ancak su dışarısında yaşayan türler olarak evrimleştiğimiz için, şu anda hıçkırık sırasında sadece hava çekebilmekteyiz.

Bu davranış kısmen körelmiş ve engellenmiştir, çünkü şu anda neredeyse tamamen akciğerli solunum ile yaşamaktayız ve buna uygun evrimsel değişimler geçirdik. Örneğin "glottis" yapısı haricinde "epiglottis" adı verilen küçük dilimiz evrimleşti ve bu sayede (çok tehlikeli bir biçimde birbirine bitişik olarak konumlanmış olsa da) soluk borusu ile yemek borusunu birbirinden ayırabiliyoruz: Yutkunurken küçük dilimiz soluk borumuzu kapatıyor ve yemekler (kusurları bulunan vücudumuzda bir aksilik olmazsa) yemek borusuna gidiyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bir diğer adaptasyon, beynimizin solunumumuzu kontrol edecek biçimde evrimleşmesidir. Solunum yapmayı düşünmeniz gerekmez, bu otomatik olarak gerçekleşir. İşte hıçkırıkları durdurmanın çok zor olmasının bir nedeni de budur: Atalarımızda da bu "solunum için su çekme" davranışı beyin tarafından otomatik olarak kontrol edilmekteydi. Dolayısıyla körelmiş ve baskılanmış bu davranış çeşitli sebeplerle tetiklendiğinde, durdurmak oldukça zordur. Beyin, evrimsel geçmişinde "normal bir şekilde" yaptığı bir davranışı sergilemektedir; ancak bu davranış modern toplumumuzda hafif bir utanç yaratmakta ve derhal durdurulmaya çalışılmaktadır.

Bunlar haricinde birkaç ilginç bilgi olarak, anne karnındaki bebeklerin ve diğer hayvan türlerinin de hıçkırık nöbetleri geçirebildiğini söyleyebiliriz. Diğer hayvanlarda da bunun olmasının sebebi, bu canlıların tamamının bizimle aynı denizel ve amfibik ataları paylaşıyor olmasıdır. Bu miras sadece bize değil, o antik atalarımızın tüm torunlarına, yani bizim tüm kuzenlerimize kalmıştır. Her türde bu davranış beynin evrimi sırasında farklı şekillerde baskılanmış ve değişmiştir. Bazılarında hiç oluşmaz, bazılarında sıradan bir şekilde oluşur. Bu, evrimsel süreçteki farklılıkların bir sonucudur.

Hıçkırıkları Tetikleyen Faktörler

Hıçkırıkların genellikle vücut içerisindeki, özellikle mide, akciğerler ve diyafram çevresindeki gaz basıncının değişmesiyle tetiklendiği düşünülmektedir. 48 saatten kısa süren hıçkırıkların en yaygın tetikleyicileri arasında şunlar bulunmaktadır:

  • Gazlı içecekler içmek,
  • Çok fazla alkol içmek,
  • Çok fazla yemek,
  • Heyecan veya duygusal stres,
  • Ani sıcaklık değişiklikleri,
  • Sakız çiğnerken veya şeker emerken hava yutmak.

Semptomatik Hıçkırık Faktörleri

48 saatten uzun süren hıçkırıklarınsa farklı nedenleri olabilir. Bunların bir kısmı aşağıda sıralanmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Fizikokimya (2. Cilt)
  • Boyut: 19,5 X 27,5
  • Sayfa Sayısı: 580
  • Basım: 1
  • ISBN No: 9799758624989
Devamını Göster
₺390.00
Fizikokimya (2. Cilt)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Sinir Hasarı veya Tahrişi

Uzun süreli hıçkırıkların bir nedeni, diyafram kasını kontrol eden vagus sinirinin veya frenik sinirlerin hasar görmesi veya tahriş olmasıdır. Bu sinirlerde hasara veya tahrişe neden olabilecek faktörler şunlardır:

  • Kulak zarınıza dokunan bir kıl veya başka bir cisim,
  • Boynunuzda bir tümör, kist veya guatr,
  • Gastroözofageal reflü,
  • Boğaz ağrısı veya larenjit.
Merkezi Sinir Sistemi Bozuklukları

Merkezi sinir sisteminizdeki bir tümör veya enfeksiyon veya merkezi sinir sisteminizin travma sonucu hasar görmesi, vücudunuzun hıçkırık refleksini normal kontrolünü bozabilir. Bunun sebepleri arasında şunlar vardır:

  • Ensefalit,
  • Menenjit,
  • Multipl skleroz,
  • Felç,
  • Travmatik beyin hasarı,
  • Tümörler
Metabolik Bozukluklar ve İlaçlar

Uzun süreli hıçkırıklar aşağıdakiler tarafından tetiklenebilir:

  • Alkolizm,
  • Anestezi,
  • Barbitüratlar,
  • Diyabet,
  • Elektrolit dengesizliği,
  • Böbrek hastalığı,
  • Steroidler,
  • Sakinleştiriciler.

Risk Faktörleri

Erkeklerin uzun süreli hıçkırık geliştirme olasılığı, kadınlardan çok daha fazladır. Hıçkırık riskinizi artırabilecek diğer faktörler şunlardır:

  • Zihinsel veya duygusal sorunlar: Anksiyete, stres ve heyecan, bazı kısa süreli ve uzun süreli hıçkırık vakalarıyla ilişkilendirilmiştir.
  • Ameliyat: Bazı kişilerde genel anestezi uygulandıktan sonra veya karın içi organları içeren işlemlerden sonra hıçkırık görülebilir.

Teşhis Yöntemleri

Oldukça belirgin bir refleks olmasından ötürü klinik muayene sırasında basit gözlem yoluyla hıçkırık nöbetleri teşhis edilebilir. Ancak daha spesifik nedenleri tespit etmek için, doktorunuz, fiziksel muayene sırasında şu açılardan nörolojik bir muayene de yapabilir:

  • Denge ve koordinasyon
  • Kas gücü ve tonu,
  • Refleksler,
  • Görme ve dokunma hissi.

Doktorunuz altta yatan bir tıbbi durumun hıçkırıklarınıza neden olabileceğinden şüpheleniyorsa, aşağıdaki testlerden bir veya daha fazlasını önerebilir.

Laboratuvar Testleri

Kanınızdan alınan örnekler aşağıdaki belirtiler açısından kontrol edilebilir:

  • Diyabet
  • Enfeksiyon
  • Böbrek hastalığı

Görüntüleme Testleri

Bu tür testler vagus siniri, frenik sinir veya diyaframı etkileyebilecek anatomik anormallikleri tespit edebilir. Görüntüleme testleri şunları içerebilir:

  • Göğüs Röntgeni
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT)
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI)

Endoskopik Testler

Bu prosedürler, yemek borunuzdaki veya nefes borunuzdaki sorunları kontrol etmek için boğazınızdan geçen küçük bir kamera içeren ince, esnek bir tüp kullanır.

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

Hıçkırıklar, çoğu durumda herhangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın, kendiliğinden dururlar. Kronik hıçkırıkların durdurulması için tıbbi müdahale gerekebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Bilimsel Tedavi Yöntemleri

Uzun dönem hıçkırık şikayetiyle başvuran bir hastada önce başka bir başvuru nedeni (örn. depresyon) üzerinde durulur. Destekleyici bakım, nedensel patolojinin gösterdiği şekilde uygulanır (örneğin hıçkırıkların nedeni pnömoniyse oksijen desteğine başlanabilir). Terapi, önce hıçkırıkların nedenine (tabii tanımlanabilirse) ve ardından gerekirse hıçkırıkların kendisine yönelik olmalıdır.

Farmakolojik Olmayan Tedaviler

Acil serviste kullanılan, geleneksel olarak farmakolojik-olmayan ilaçların çoğu, hıçkırık refleksinin bileşenleri üzerinde bir etkiye sahip oldukları için, sağlam bir fizyolojik temele sahiptir. Örnekler şunları içerir:

  • Dile kuvvetli traksiyon uygulayarak, toz şeker yutarak, suyla gargara yaparak, buzlu su içerek, bardağın uzak tarafından içerek, limon ısırarak veya zararlı ajanları (örneğin amonyak) soluyarak nazofarenksin uyarılması,
  • Boynun arkasına, soğutucu spreylere veya akupunktura dokunarak veya ovalayarak C3-5 dermatom stimülasyonu,
  • Nazal veya oral kateter ile doğrudan faringeal stimülasyon (%90'a kadar etkili),
  • Kaşık veya pamuk uçlu aplikatör ile direkt küçük dil stimülasyonu,
  • Mide içeriğinin emetik veya nazogastrik tüp yoluyla çıkarılması.

Vagal Stimülasyon Yöntemleri

Aşağıdaki yöntemler vagal stimülasyona yol açar (aynı anda yalnızca bir tanesi kullanılmalıdır):

  • Buzlu gastrik lavaj,
  • Valsalva manevrası,
  • Karotis sinüs masajı (kontrendikasyonların dışlanmasından sonra sadece deneyimli personel tarafından gerçekleştirilir),
  • Dijital oküler küre basıncı (kontrendikasyonlar hariç tutulduktan sonra sadece deneyimli personel tarafından gerçekleştirilir),
  • Dijital rektal masaj.

Farmakolojik Tedaviler

Gabapentin, baklofen ve metoklopramid, tek başına, diğer ilaçlarla (proton pompası inhibitörleri dahil) kombinasyon halinde veya birleşik tedavi olarak kalıcı hıçkırıklar için umut vaat ediyor gibi görünmektedir. Steger ve meslektaşları, 15 ayrı çalışmayı kapsayan ve 341 hastada kalıcı/inatçı hıçkırık için farmakolojik tedavisini içeren sistematik bir incelemede altta yatan durumun tedavisinin hıçkırık tedavisinde en başarılı olduğunu kaydetmiştir.[9] Bununla birlikte, bu çalışmalarda toplanan veriler, farmakolojik tedavi önerilerinde bulunmak için yeterli kalitede bulunmamıştır. Mevcut sınırlı verilere dayanarak, araştırmacılar, geleneksel nöroleptik ajanlarla karşılaştırıldığında uzun süreli tedavide yan etki risklerinin daha düşük olması nedeniyle, baklofen ve gabapentinin kalıcı/inatçı hıçkırıklar için birinci basamak tedavi olarak kabul edilebileceğini belirtmişlerdir (yedek olarak metoklopramid ve klorpromazin kullanılabilir). Klorpromazin, üzerinde en çok çalışılan ilaçtır, ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından inatçı hıçkırıklar için onaylanmıştır ve birçok tıp raporunda da tercih edilen ilaç gibi görünmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Anestezik Yöntemler

Bilateral frenik sinir kesintisi (anestezi yoluyla frenik sinirin baskılanması), önemli solunum komplikasyonlarına yol açabilir ve diğer solunum kasları tutulduğu için hıçkırıkları her zaman tedavi etmeyebilir. Bu yöntem üzerinde durmadan önce diğer tüm tedaviler araştırılmalıdır.

Teknolojik Yöntemler

Hıçkırıkları tedavi etmek için tasarlanmış, "HiccAway" adında bir pipet mevcuttur. Talimatlara göre pipet bir bardağa yerleştirilir ve hasta, sonrasında pipeti kullanarak iki veya üç kez su emer ve her yudumdan sonra hemen yutar. Yayınlanan çalışma sonuçlarına göre, gönüllülerin %92'si kullanımdan sonra hıçkırıklardan kurtulmuştur.[10]

Halk Arasında Hıçkırığı Geçirdiğine İnanılan Tedavi Yöntemleri

Yukarıda yer verdiğimiz bilimsel yöntemler haricinde, halk arasında hıçkırıkların tedavisine yönelik olarak geliştirilmiş birçok yöntem vardır. Bunların bir kısmı şöyle sıralanabilir:

  • Nefes Tutma: En geleneksel hıçkırık giderme yöntemidir. Büyük bir nefes alınır, 10-20 saniye boyunca tutulur ve sonrasında yavaş yavaş verilir. Kandaki karbondioksit seviyesini artırmaya dayalı bir yöntemdir. Bazı doktorlar bu yöntemin işe yaradığına inansa da evrensel olarak işe yarar bir yöntem olduğu gösterilememiştir.[14]
  • Kese Kağıdına Nefes Alıp Verme: Nefes tutmaya benzer bir şekilde, kandaki karbondioksit miktarını artırmaya yönelik bir yöntemdir. Bir poşetin ağız ve burun üzerine kapatılıp içine 10-20 saniye aralıklarla nefes alıp vermeyi içerir. Nefes tutmaya nazaran daha etkili olduğu bilinmektedir.[15]
  • Ritmik Su İçme: Kendimizde ve çevremizdeki herkeste çalıştığını görmüş olmamızdan ötürü bizim önerdiğimiz yöntemdir. Bir bardak su alın. Derin bir nefes çektikten sonra nefesinizi tutun. Bu sırada kafanızı olabildiğince arkaya atarak bardaktan 1 yudum su alın, kafanızı indirin. Nefesinizi vermeden ve yarım saniyeden uzun beklemeden, ikinci bir yudum alın (yine yudum sırasında kafanızı olabildiğince geri yatırın). Bu sekansı 7-8 kez, nefes almaksızın sürdürün (tuttuğunuz nefesi yavaş yavaş verebilirsiniz ama hiç vermemenizi öneririz). Bu 15-20 saniyelik işlem sonucunda hıçkırığınızın durduğunu göreceksiniz.
  • Kontrollü Nefes Alışverişi: Yavaş, ölçülü nefes alarak solunum sisteminize hükmedin. Beşe kadar sayarak nefes alın ve beşe kadar sayarak nefes verin.
  • Korkutma: Birinin sizi korkutması yoluyla hıçkırığın geçirilebileceği fikridir. Kimi zaman çalıştığı bilinse de istikrarlı olarak çalıştığını gösteren bir kanıt bulunmamaktadır.[16]
  • Dizlere Sarılma: Rahat bir yere oturun. Dizlerinizi göğsünüze getirin, kollarınızla dizlerinizi sarın ve iki dakika boyunca öylece durun.
  • Amuda Kalkma (ve Bu Sırada Su İçme)
  • Göğse Bastırma: Diyaframınız karnınızı akciğerlerinizden ayırır. Bu yöntemin amacı, göğsü sıkıştırarak diyaframa baskı uygulamaktır. Göğüs kemiğinizin ucunun hemen altındaki alana baskı uygulamak için elinizi kullanın.
  • Valsalva Manevrası: Bu manevrayı yapmak için burnunuzu parmaklarınız arasında kıstırın ve ağzınızı kapalı tutarak nefes vermeye çalışın. Basıncı abartmayın, yoksa kulak zarınıza zarar verebilirsiniz.
  • 1 Çay Kaşığı Şeker/Bal/Reçel Yutma: Dilinize bir tutam toz şeker veya bir miktar bal/reçel koyun ve 5 ila 10 saniye orada bekletin. Yutmadan önce ağzınızda biraz çözülmesine izin verin.
  • Soğuk Su İçme: Yavaşça soğuk su yudumlamak vagus sinirini uyarmaya yardımcı olabilir.
  • Limon Emme: Bazı insanlar hıçkırığı geçirmek için limon dilimine biraz tuz ekler. Dişlerinizi sitrik asitten korumak için ağzınızı suyla çalkalayın.
  • Dile Sirke Koyma: Dilinize birkaç damla sirke damlatın.
  • Karotid Damara Masaj: Boynunuzun her iki tarafında bir karotid arteriniz bulunmaktadır. Boynunuza dokunarak nabzınızı kontrol ettiğinizde hissettiğiniz şey işte bu damarlardır. Yere yatın, başınızı sola çevirin ve sağ taraftaki artere 5 ila 10 saniye dairesel hareketlerle masaj yapın.
  • Buzlu Suyla Gargara: 30 saniye boyunca buzlu suyla gargara yapılır.
  • Kafa Karıştırma: Bir diğer yöntem de, hıçkırık tutan kişiye hafızasını zorlayacak bir şeyler sormaktır. Bir dahaki sefere bir arkadaşınız hıçkırık nöbeti geçirirken "Sana geçen gün bir şey yapmanı söylemiştim, bunu yaptın mı, hatırlıyor musun?" gibi bir soru yöneltin. Eğer bunu yeterince ciddi yapabilirseniz, birey hafızasını zorlarken hıçkırığı muhtemelen duracaktır. Ne var ki bu yöntemi de (doğası gereği) istikrarlı olarak kullanmak mümkün değildir. Ancak bir bilgisayar oyunu oynamak, bir puzzle/bulmaca çözmek veya akıldan bazı matematiksel işlemler yapmak dikkatinizi dağıtarak hıçkırıklardan kurtulmanızı sağlayabilir.
  • Dil Çekme: Dilinizi çekmek boğazınızdaki sinirleri ve kasları uyarır. Dilinizin ucunu tutun ve bir veya iki kez hafifçe öne doğru çekin.
  • Orgazm: Hıçkırıkları dört gün süren bir adamı konu edinen bir vaka raporunda adam, orgazm olduktan sonra ısrarcı hıçkırıklarından kurtulmuştur.[17]
  • Rektal Masaj: Başka bir vaka çalışmasında, ısrarcı hıçkırıkları olan bir adamın rektal masajdan sonra hemen rahatladığı ve hıçkırıklarından kurtulduğu bildirilmektedir.[18] Lastik bir eldiven ve bol miktarda kayganlaştırıcı kullanarak parmağınızı rektuma sokun ve masaj yapın.
  • Boynun Arkasına Masaj: Boynunuzun arkasındaki cildi ovmak, frenik sinirinizi uyarabilir.
  • Boğazı Pamukla Uyarmak: Öksürene veya öğürene kadar boğazınızın arkasını pamuklu bir bezle hafifçe silin. Öğürme refleksiniz vagal siniri uyarabilir.
  • Hipnoz: Hipnoterapinin hıçkırıkları durdurma konusunda faydalı olabileceği iddia edilmektedir; fakat bunu gösteren akademik bir çalışma bulunmamaktadır.
  • Sahtebilim: Uzun dönem hıçkırık sorunu yaşayan kişiler, akupunktur gibi sahtebilim yöntemlerine başvurabilmektedir. Bu yöntemlerin sistemli olarak çalıştığını gösteren bir kanıt bulunmamaktadır.

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

Pratik olarak herkes hıçkırığa yakalanır; ancak ısrarcı veya durdurulamaz hıçkırık vakaları çok daha nadirdir: Israrcı hıçkırığın görüşme sıklığı 100.000'de 1 civarındadır.[5]

Tüm Reklamları Kapat

Önlem Yöntemleri

Hıçkırıkları önlemek için bazı çok basit önlemlere başvurabilirsiniz:[19]

  • porsiyonlarınızı küçültün (bir oturuşta daha az miktarda yiyin),
  • daha yavaş yiyin,
  • baharatlı yiyeceklerden kaçının,
  • daha az alkol tüketin,
  • gazlı içeceklerden kaçının,
  • stresi azaltmak için derin nefes alma veya meditasyon gibi gevşeme teknikleri uygulayın.

Etimoloji

Hıçkırık sözcüğü, yansıma bir sözcüktür; yani eylemin çıkardığı ses taklit edilerek kelime türetilmiştir. 1303 tarihli Codex Cumanicus'ta Kıpçakçada "inçkaymak", 1421'de Yadigâr-ı İbni Şerif'te "ınckırık", 1876'da Ahmed Vefik Paşa'nın Lehce-ı Osmani eserinde ise "ınçkırmak/ınçkırık" olarak geçmektedir.[7]

Hastalığın Latince karşılığı olan singultus ise "hıçkıra hıçkıra ağlama sırasında birinin nefes almaya çalışması" anlamına gelmektedir.[8] Öksürük (İng: "cough") ile benzerliğinden ötürü İngilizcede bazen "hiccough" olarak da yazılabilmektedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
68
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 17
  • Bilim Budur! 14
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • İnanılmaz 3
  • Muhteşem! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Güldürdü 1
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/03/2024 21:05:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2368

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?. (17 Mayıs 2022). Alındığı Tarih: 28 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/2368
Bakırcı, Ç. M. (2022, May 17). Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?. Evrim Ağacı. Retrieved March 28, 2024. from https://evrimagaci.org/s/2368
Ç. M. Bakırcı. “Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 17 May. 2022, https://evrimagaci.org/s/2368.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Hıçkırık Nedir ve Nasıl Durdurulur?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 17, 2022. https://evrimagaci.org/s/2368.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close