Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak... Daha fazla göster
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Su hafızası, suyun daha önceden içinde çözünmüş olan maddelerin hafızasını sınırsız veya sınırsıza yakın bir süre boyunca muhafaza edebileceğini iddia eden sözde bir yetenektir. Bu iddia, kimya ve fiziğin... Daha fazla göster
Su hafızası, suyun daha önceden içinde çözünmüş olan maddelerin hafızasını sınırsız veya sınırsıza yakın bir süre boyunca muhafaza edebileceğini iddia eden sözde bir yetenektir. Bu iddia, kimya ve fiziğin temel ilkelerine aykırıdır ve bilimsel olarak geçerli değildir.
Suyun hafızası olduğuna inanan kişilerin iddiasına göre su, keyfi sayıda seri seyreltmeden sonra bile, bünyesinde daha önceden çözdüğü maddelerin bilgisini korumaya devam etmektedir. Su hafızasının, orijinal maddenin tek bir molekülü kalmayacak düzeyde bir seyreltmenin yapıldığı durumlarda bile "homeopatik ilaçların " hastalıkların tedavisinde kullanılmasını sağlayan bir mekanizma olduğu iddia edilmiştir. Suyun herhangi bir hafızası olduğunu gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden... Daha fazla göster
Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden ötürü şempanzelerin (Pan troglodytes) bir alttürü olduklarına inanılmıştır.
Bonoboların vücutları ve suratları siyah kıllarla kaplıdır ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında kıl bulunmaz. İnce bir üst gövdeye, dar omuzlara, ince boyuna, uzun kollara, bacaklara ve büyük, uzun parmaklı ellere sahiptirler. Kolları bacaklarından daha uzun, esnek ve güçlüdür. Koyu renkli yüzleri, büyük pembe dudakları, geniş burun delikleri ve ortadan ayrılmış saçları, en önemli ayırt edici fiziksel özellikleridir. Erkekleri 34 ila 60 kg, dişileri ise ortalama 30 kg civarında olurlar.
HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından... Daha fazla göster
HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından erken faz testlerinden başarıyla geçti. Ancak henüz hiçbirinin insanlarda HIV’e karşı yeterli koruma sağladığı tespit edilemedi. AIDSVAX’ın Amerika ve Tayland’daki ve Merck/STEP’in Amerikadaki klinik araştırmaları sonucunda karşılaşılan başarısızlıklar, bilim insanlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde aşı üretme umutlarını tamamen yitirmesine sebep oldu. 2008 yılının şubat ayında Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı David Baltimore bu durumu şu sözlerle özetledi:
Tayland'da son yayımlanan araştırmalarda, Sanofi Pasteur'ün ALVAC'ına güçlendirici AIDSVAX dozları eklendiğinde HIV vakalarında gözlemlenen %31'lik düşüş, basın tarafından bile şüpheyle karşılandı. Çünkü önceki denemelerde iki aşı adayı da birlikte veya ayrı ayrı koruyuculuk sağlayamamıştı. Bu yazıda, HIV aşısına ilişkin mevcut karamsarlığın yanlışlığına değinmek istiyoruz. Her ne kadar bilimsel engeller oldukça zorlu olsa da ekonomik engeller de onlarla aynı zorluk derecesindedir.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş... Daha fazla göster
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Çok keyifli, hoş bir filmdi. Klişe tarafları vardı elbette ama bu biraz da insanın zorluklardan başarıya giden yolculuğunun doğasından kaynaklı bir durum. Bu arada film, NASA'nın mottosu olan "Per aspera ad astra", yani "Zorluklardan yıldızlara" lafını kesinlikle net bir şekilde gösteren bir film. NASA gibi dev kurumların başarılarının sebebi kurumların kendisi değil, o kurumları var eden insanlar ve onların kolektif emeği. Ve o kişilerin her birinin bir öyküsü var. "Hidden... Daha fazla göster
Çok keyifli, hoş bir filmdi. Klişe tarafları vardı elbette ama bu biraz da insanın zorluklardan başarıya giden yolculuğunun doğasından kaynaklı bir durum. Bu arada film, NASA'nın mottosu olan "Per aspera ad astra", yani "Zorluklardan yıldızlara" lafını kesinlikle net bir şekilde gösteren bir film. NASA gibi dev kurumların başarılarının sebebi kurumların kendisi değil, o kurumları var eden insanlar ve onların kolektif emeği. Ve o kişilerin her birinin bir öyküsü var. "Hidden Figures" filmi bunların bir kısmına odaklanıyordu ama Dünya'da ayrımcılığa maruz kalan tek azınlık tabii ki kadınlar değil, göçmenler/mülteciler de çok ezilen bir kitle. Bunların monolitik bir şekilde belli bir kültürü temsil ettiği düşüncesi, ırkçılığın en gizli ve iğrenç formlarından biri. Her nerede olursak olalım, ülkemizden gelip geçen gizli dehaları ayıklayıp onları uygun pozisyonlara ulaştıracak yolların her zaman açık olduğundan emin olmamız şart. Bir ülkeyi ve kültürü zenginleştiren şeyler bunlardır; yoksa statikleşmeyle yüz yüze kalınır, insanlık ilerleyemez. Jose Hernandez'in gerçek öyküsünden ilham alan bu film, bunu bir kez daha bizlere hatırlatıyor.
Bir tane hocaya yanlışlıkla su attığım için hakkımda tutanak tutuldu ifadem alındı ve yarın disiplin kuruluna çıkarılacağım ceza alırsam ne olur almazsam ne olur?
Gaia ilkesi olarak da bilinen Gaia hipotezi, Dünya'daki tüm organizmaların ve inorganik çevrelerin, gezegendeki yaşam koşullarını koruyan, tek ve kendi kendini düzenleyen karmaşık bir sistem oluşturmak... Daha fazla göster
Gaia ilkesi olarak da bilinen Gaia hipotezi, Dünya'daki tüm organizmaların ve inorganik çevrelerin, gezegendeki yaşam koşullarını koruyan, tek ve kendi kendini düzenleyen karmaşık bir sistem oluşturmak için yakın bir şekilde entegre olduğunu öne sürer. Yani gezegenin başlı başına canlı bir organizma olduğunu savunan görüştür. İsmi, Yunan mitolojisinde "Gaia" adı verilen, yeryüzünü simgeleyen ve yeryüzünün vücut bulmuş hali ("toprak ana") olan Tanrıçadan gelmektedir.
Gaia hipotezinin araştıran bilim insanları, tercih edilmiş bir homeostazda (iç korunum) biyosferin ve yaşam formlarının evriminin küresel sıcaklık, okyanus tuzluluğu, atmosferdeki oksijen ve diğer yaşanabilirlik faktörlerinin dengesine nasıl katkıda bulunduğunu gözlemlemeye odaklanır. Gaia hipotezi kimyager James Lovelock tarafından formüle edildi ve 1970'lerde mikrobiyolog Lynn Margulis tarafından Lovelock ile birlikte geliştirildi. Başlangıçta bilim camiası tarafından düşmanlıkla karşılansa da, şimdilerde jeofizyoloji ve yerküre sistem bilimi disiplinlerinde inceleniyor; ayrıca biyojeokimya ve sistem ekolojisi gibi alanlarda bazı ilkeleri benimsendi. Bu ekolojik hipotez, belirsiz bir felsefe ve hareket altında, sosyal bilimler, siyaset ve din alanlarında analojilere ve çeşitli yorumlara da ilham vermiştir.
Görelilik! Bulunduğumuz çağı bundan daha iyi simgeleyen başka bir sözcük var mı? Artık hiçbir şeyin kesinliğinden emin olamıyoruz. Her şeye göreliliğin ışığında bakıyoruz. Görelilik, günden güne ucuz... Daha fazla göster
Görelilik! Bulunduğumuz çağı bundan daha iyi simgeleyen başka bir sözcük var mı? Artık hiçbir şeyin kesinliğinden emin olamıyoruz. Her şeye göreliliğin ışığında bakıyoruz. Görelilik, günden güne ucuz filozofların elinde oyuncak haline geliyor.
Savaş sonrası dünyamızda, meydan okunmamış herhangi bir standart kaldı mı? Değişmezliği veya kalıcılığı bir yerlerde sorgulanmamış; etiğin, ekonominin yahut hukukun mutlak olduğu bir sistem kaldı mı? Artık üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece sayılmadığı, zaman kavramının anlamını yitirdiği, sonsuzun sonu olduğu ve sonlunun sonsuzlukta kaybolduğu bir dünyada, kalıcı değer, yahut tartışmasız doğru diye bir şey olabilir mi?
Trafikte durmakta olan bir arabanın içindeyken, yanınızdaki aracın yavaşça ileri gitmesi sırasında, sanki kendinizin geriye doğru gittiğinizi hissettiğiniz...
Princeton Plazma Fiziği Laboratuvarı'ndaki bilim insanları kalıcı mıknatıslar kullanan ve “stellarator” olarak bilinen bir füzyon reaktörü inşa ettiler. Bu reaktör ile türünün ilk örneği olan deneye imza atan araştırmacılar ileriye doğru önemi bir adım atmayı başardılar.
Gerçek hayatın elektron düzeyinde çözünürlüğe sahip olduğunu düşünelim: Atom altı düzeyde bir olayın olma ihtimali 1/n^2 ile ifade edersek 2 elektron için sebep sonuç zincirine bağlı olmayan bağımsız... Daha fazla göster
Gerçek hayatın elektron düzeyinde çözünürlüğe sahip olduğunu düşünelim: Atom altı düzeyde bir olayın olma ihtimali 1/n^2 ile ifade edersek 2 elektron için sebep sonuç zincirine bağlı olmayan bağımsız olayın olma olasılığı 1/4'tür. Elektron sayısını arttıdıkça olasılık hızla düşer nihayet sadece 1 g.r. Hidrojen atomu ( 1 mol= 6,02x10^23 atom) için bu olasılık ( 1/n^2 ve n=6.02x10^23 olduğundan) 2.75x10E-43'e iner bu da çoğu olasılığı elediği için kurallara bağlı davranışlar görmeye başlarız. Öyleyse kural ya da sebep-sonuç zinciri zannetiğimiz şeyler en düşük olasılıkta bile olma olasılığı olan şeylerdir diyemez miyiz? Belki ışığın hızının sabit olması ve zamanın varlığı da stringlerdeki olasılıkların foton düzeyindeki sonuçlarıdır? Kısacası evren aslında sandığımızdan daha kaotik ve özgür olabilir..
Çok güzel bir başarı ve birliktelik hikayesi. Oyunculuklar, müzikler, geçişlerle duygu güzel bir şekilde verilmiş. Ortalama bir tık üstü film bence . Hikayeye konu olan Jose Hernandez'i de küçük bir sahnede görüyoruz , güzel bir detay olmuş.
Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!
Geçen sonbaharda gözlemlediğim, olgunlaşmaya hazırlanan bir Amanita pantherina. Ektomikorizal bir biçimde yaşar. Psikoaktif kimyasal bileşenlerden ibotenik asit ve musimol, muskazon ve muskarini bulunabilir.
Orman Park - Samandıra.
Yapay nöral ağlar, finanstan insan kaynaklarına ve sağlık hizmetlerine kadar oldukça geniş bir uygulama skalasında kullanılan geniş dil modelleri de dahil olmak üzere, yapay zekâ alanındaki atılımlara... Daha fazla göster
Yapay nöral ağlar, finanstan insan kaynaklarına ve sağlık hizmetlerine kadar oldukça geniş bir uygulama skalasında kullanılan geniş dil modelleri de dahil olmak üzere, yapay zekâ alanındaki atılımlara güç veriyor. Ancak bu ağlar aynı zamanda, mühendislerin ve bilim insanlarının iç işleyişini anlamakta zorlandıkları birer kara kutu olmaya da devam ediyor. Fakat işler değişiyor, Kaliforniya San Diego Üniversitesi'nden veri ve bilgisayar bilimcileri önderliğinde bir ekip, yapay nöral ağların aslında nasıl öğrendiğini adeta gözler önüne serdi.
Araştırmacılar, istatiksel analizde kullanılan bir formülün, ChatGPT'nin öncüsü olan GPT-2 gibi yapay nöral ağların verilerdeki ilişkili kalıpları nasıl öğrendiği hakkında basitleştirilmiş bir matematiksel açıklama sağladığını keşfettiler. Bu formül aynı zamanda yapay nöral ağların tahminde bulunmak için söz konusu ilişkili kalıpları nasıl kullandığını da açıklıyor. UC San Diego Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği bölümünde doktora öğrencisi olan ve çalışmanın eş-başyazarı olan Daniel Beaglehole, durumu şöyle açıklıyor:
Ekosistemlerde, kendisini avlayan başka canlılar olmayan en tepedeki avcılar neden kontrolsüzce çoğalıp diğer türleri yok etmezler? Bu avcı türlerin kontrol altında kalmalarını sağlayan faktörler nelerdir ve bu faktörler nasıl bir denge oluşturarak ekosistemlerin sağlıklı kalmasına katkı sağlar?
Charles Bonnet Sendromu (CBS) görme yetilerinin bir kısmını ya da tamamını bir anda kaybeden insanlarda görülen bir durumdur. Bu sendrom, görme problemleriyle doğan insanları etkilemez.Uyandıktan kısa... Daha fazla göster
Charles Bonnet Sendromu (CBS) görme yetilerinin bir kısmını ya da tamamını bir anda kaybeden insanlarda görülen bir durumdur. Bu sendrom, görme problemleriyle doğan insanları etkilemez.
Uyandıktan kısa bir süre sonra görülen halüsinasyonlar, Charles Bonnet Sendromu'nun başlıca semptomudur. Bu semptomlar, günlük veya haftalık olarak görülebilir; birkaç dakika veya saatlerce sürebilir.
Zıplamak veya basketbol oynamak gibi fiziksel faaliyetler kendi başına boyunuzu normalde olacağından daha uzun yapamaz. Ancak basketbol gibi sporlarla...
Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı
görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Evet, İstanbul'dan Uludağ'ın tepelerini görmek mümkün![1] Ancak çoğu durumda bunun için belli atmosferik koşulların sağlanması gerekiyor. Ayrıca İstanbul'da deniz seviyesinden bakarak bunu başarma ihtimaliniz, daha yüksek tepelerden veya binalardan yapabilmeye nazaran çok daha düşük. Piotr ZalewskiBunların hepsini hesaplayabilirsiniz. Öncelikle sorumuzu basitleştirilmiş bir grafiğe çevirelim: Tüm Reklamları Kapat Burada hhh'nin Uludağ'ın yüksekliği olduğunu düşünelim. Bu, Kartaltepe'de... Daha fazla göster
Evet, İstanbul'dan Uludağ'ın tepelerini görmek mümkün![1] Ancak çoğu durumda bunun için belli atmosferik koşulların sağlanması gerekiyor. Ayrıca İstanbul'da deniz seviyesinden bakarak bunu başarma ihtimaliniz, daha yüksek tepelerden veya binalardan yapabilmeye nazaran çok daha düşük.
Bunların hepsini hesaplayabilirsiniz. Öncelikle sorumuzu basitleştirilmiş bir grafiğe çevirelim:
Tüm Reklamları Kapat
Burada hhh'nin Uludağ'ın yüksekliği olduğunu düşünelim. Bu, Kartaltepe'de 2543 metre civarında. Acaba 2543 metrelik bu dağı, ne kadar uzaktan (ddd) görebiliriz?
Ama burada tam tersini yapmaya çalışıyoruz: Elimizde hhh var ve biz, bu yükseklikteki bir cismi görebileceğimiz en uzak mesafeyi, yani ddd'yi bulmaya çalışıyoruz. Formülü düzenlersek:
d=(h+R)2−R2\Large d=\sqrt{(h+R)^2-R^2}
d=(h+R)2−R2
Burada h=2543metreh=2543 \text{metre}h=2543metre, R=6371000metreR=6371000 \text{metre}R=6371000metre olduğuna göre:
d≈180km\Large d\approx 180 kmd≈180km
Yani 2543 metrelik bir nesneyi Dünya'da 180 kilometre öteden görmeye devam edebiliyoruz. Moda Sahili ile Uludağ arasındaki mesafe 102 kilometre civarında olduğuna göre, teknik olarak sahilden bile Uludağ'ın tepelerini görmek mümkün! Yani bunda anormal bir durum yok!
Ancak burada birtakım kritik varsayımlar var: Mesela 2543 metre, dağın toplam uzunluğu. Yani bu hesapta dağın ucunun görülebilmesi için ne kadar mesafe uzaktan bakabileceğimizi hesapladık. Halbuki bir dağı "görmek" derken, çoğu zaman birkaç yüz metrelik tepe kısmını görebilmeyi kastediyoruz, sadece ucunu değil. Mesela 1000 metrelik bir kısmını görmeyi merak ediyor olsak ve bu 1000 metrelik tepenin ortasını 500 metre alsak, cisim büyüklüğümüz 2543 metrelik cismimiz ortalamada 2043 metreye düşecek, "Uludağ'ı görebiliyoruz!" dediğimiz mesafe de 160 kilometreye düşecek.
Keza havanın ne kadar puslu olduğu da kırılma indisini değiştirerek dağın ne kadarlık bir kısmının ne mesafeden görüldüğünü etkileyecek. Birçok durumda bu kadar uzak mesafeleri görebilmek için çok temiz hava şartlarının sağlanması gerekiyor.
Tüm Reklamları Kapat
Bir diğer varsayım, dağ ile gözlem noktası arasında hiçbir engelin bulunmadığı varsayımı. Halbuki kilometreler boyunca kara parçaları, binalar, tepeler var. Bu da dağın görünürlüğünü etkileyebilecek faktörler.
Hepsinden önemlisi, çoğu durumda daha uzakları görebilmenin etkili bir yolu kendi yüksekliğimizi arttırmak. Yani sahilden değil de 537 metrelik rakıma sahip Aydos Tepesi gibi bir yerden bakmak, açık ve temiz bir havada Uludağ'ı İstanbul'dan görme ihtimalimizi arttıracaktır.
Kaynaklar
M. Türetkan. Açık Havada İstanbul'dan Uludağ'ı Görmek Mümkün. Alındığı Tarih: 11 Nisan 2024. Alındığı Yer: Anadolu Ajansı
| Arşiv Bağlantısı
Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz
makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir
çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi
buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha
fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya
bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu
var?
Etkinlik & İlan Platformumuzda
paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından
seslendirildiğini
biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast
Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify,
iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
Her ay Evrim Ağacı'na bir kahve ısmarlayarak bilime destek olun!
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Evrim Ağacı olarak, 2024 yılında da Türkiye'de bilim iletişimini daha da genişletmek istiyoruz. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için sizin gibi bilimseverlerin maddi desteğine ihtiyacımız var. Reklamlar yeterli değil! Dolayısıyla sadece sizin katkılarınızla Türkiye'nin en büyük bilim platformunu daha da ileriye taşıyabiliriz. 2024 yılında da bize destek olarak bu yolculuğumuza ortak olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“
İki olasılık var: ya evrende yalnızız, ya da evrende yalnız değiliz. İki olasılık da eşit derecede ürkütücü...” Arthur C. Clarke
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim
oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).