1 Eylül 1859’da, amatör gök bilimci Richard Carrington dünyayı sonsuza dek değiştirecek bir keşif yaptı. O zamanlar 33 yaşında olan Carrington, pirinç teleskobunu gökyüzüne çevirdiğinde bir grup büyük güneş lekesinin üzerinde aniden parlak bir ışığın belirdiğini fark etti. İlk başta, ekipmanında bir arıza olduğunu düşündü. Ancak kısa bir süre sonra, Güneş’te bir patlama olayını izlediğini anlayacaktı.
Artık, Carrington’un gözlemlediği olayın dünya tarihinde kayıtlara geçen en şiddetli jeomanyetik fırtına olduğunu biliyoruz. Sonraki günlerde Carrington Olayı, gezegene 10 milyar atom bombası enerjisine karşılık gelen elektrikli gaz ve atom altı parçacıkları püskürterek, telgraf iletişiminin aksamasına ve elektrikli sistemlerin alev almasına neden oldu. Normalde kutup daireleri etrafında yaygın olan auroralar, Küba ve Hawaii gibi güney bölgelerden bile görüldü. Oluşan ışıklar o kadar şiddetliydi ki, tanıkların, yalnızca auroralar sayesinde karanlıkta gazete okumaları bile mümkün oluyordu.
(...)