Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!

Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!
8 dakika
21,521
Tüm Reklamları Kapat

Bilim üretmek adına siz olsanız ne tür riskler alırdınız? Saatlerce kendinizi laboratuvara kapatıp, sevdiklerinizden yabancılaşmayı mı göze alırdınız? Toksik kimyasallar veya ölümcül-hastalık yapıcı mikroplarla mı çalışırdınız? Peki ya cam yemeyi veya roketlerden oluşan bir kızağı dener miydiniz? Birinin sizi boynunuzdan asmasını kabul etmeye ne dersiniz?

Eğer bu son soru size biraz abartılı geldiyse, şunu bilmenizde fayda var: Bilim insanları bugüne kadar bunu ve daha bile fazlasını yaptılar (ve ne yazık ki hepsi hayatta kalamadı). Eğer bu muhteşem araştırmaları merak ediyorsanız, sizi deneyleri ve bilim için gözünü kırpmadan hayatını tehlikeye atan 10 bilim insanıyla tanıştırmamıza izin verin:

Tüm Reklamları Kapat

Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!

1. Wan Hoo - Roket Sandalyesi Denemesi

16. yüzyılda yaşamış olan ve "ilk astronot" olarak isimlendirilen Wan Hoo'nun hakkını vermek lazım. Söz konusu Ay'a çıkma denemeleri olduğunda, kendisinden önce hizmetkarlarını veya zavallı hayvanları riske etmemiş ve deneysel çalışmasının deneği olarak kendisini öne sürmüştür. Altına 47 adet roket monte edilmiş bir sandalyenin üzerine oturmuştur. 47 asistanı ile tüm roketleri aynı anda ateşlemiştir. Fitiller roketleri tetiklediği anda, etrafı patlamalar ve dumanlar kaplamıştır. Bu sis ve ses perdesi ortadan kalktığında, ne yazık ki geriye Wan Hoo'dan pek bir şey kalmamıştır.

Ancak Wan Hoo'nun (ya da bazı kaynaklara göre "Wan Hu"nun) şerefine, Ay'ın karanlık yüzündeki kraterlerden birisine "Wan Hu Krateri" adı verilmiştir. Ne de olsa, feci bir başarısızlıkla da sonuçlansa, ilk Ay'a gitme denemesi diyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

2. Isaac Newton - Göze Batırılan İğne

Her ne kadar kütleçekim teorisi ve kalkülüsün eş kaşiflerinden biri olmasıyla meşhur olsa da, Isaac Newton optiğin de öncülerinden birisidir. Prizmalar ile deneyler yapmıştır fakat prizmalar, gözümüzün nasıl çalıştığı veya ışığı nasıl algıladığımız hakkında pek fazla bilgi vermemiştir.

Newton, gözün nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için, "bodkin" adı verilen özel bir çubuğu gözüne sokmuş ve basınç uygulamıştır. Not defterinde aynen şunları yazar:

İğneyi gözümle kemik arasındaki boşluğa soktum ve itebildiğim kadar gözümün arka kısmına ittim. Arka kısmıyla gözüme bastırdım ve böylece bir kıvrım yapabildim. Bunu yaptığım zaman siyah, beyaz ve renkli halkalar gördüm.

3. Nicolae Minovici - Kendini Asan Adam

Asılmanın neye benzediğini kendinizi asmaktan daha iyi bir şekilde nasıl deneyimleyebilirsiniz ki? 20. yüzyılda Bükreş, Romanya'da çalışan bilim insanlarından Nicolae Minovici'yi araştırmaya sevkeden soru buydu.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Minovici birkaç defe kendini boğma deneyi yaptı ve bunu başarabilmek için asistanlarının kendini iple boğmasına izin verdi. Birinde ise idam ipi hazırlayarak tavana astı, kafasını ilmekten geçirdi ve asistanlarına ipi çekme emrini verdi. İddialar göre ayakları hiçbir zaman yerden kesilmediyse de, boynunda yakıcı bir acı hissettiği ve indirilmesini emrettiği söyleniyor. Deney sonrasında 1 ay boyunca yutkunmakta zorluk çekti.

Araştırmasının sonuçları 1904'te Romanca ve 1905'te Fransızca olarak Asılma Üzerine Bir Araştırma adıyla yayımlandı.

4. Franz Reichelt - Eyfel Kulesi'nden Paraşütle Atlama Denemesi

4 Şubat 1912'de Avusturya asıllı terzi Franz Reichelt "paraşüt kıyafeti" adını verdiği tasarımıyla Eyfel Kulesi'nden atladı. Tasarımı, acil durumda paraşüt olarak kullanılabilecek bir uçuş kıyafeti idi.

Ne var ki tasarımı, atlama sırasında görevini asla görmedi ve Reichelt Eyfel Kulesi'nden tüm hızıyla yere çakıldı ve hayatını kaybetti. Olayın saniye saniye çekilmiş video görüntüsünü aşağıdan izleyebilirsiniz.

5. Evan O'Neill - Kendi Apandisini Söken Adam

Ameliyat olmak nasıl hissettirir? Genel anestezi gerçekten gerekli midir, yoksa lokal anestezi karın ameliyatları için yeterli midir? 20. yüzyılda Pennsylvania'da çalışan Dr. Kane bu soruların cevabını bulmak istedi. 15 Şubat 1921'de apandiksi alınması gerektiğinde, bunu kendisi yapmak istedi.

Tüm Reklamları Kapat

Kendisini yastıklarla destekledi ve ameliyatı tüm hatlarıyla görebilmek için bir ayna düzeneği hazırladı. Sonrasında iğneyle karın bölgesini uyuşturdu ve kendini kesmeye başladı. 30 dakika içerisinde apandiksini almayı başardı ve kendini dikti. Ameliyatın tek "pürüzlü" tarafı, kesim sırasında yanlışlıkla ince bağırsaklarının dışarı fırlaması oldu. Ancak sakin bir şekilde hepsini yerine yerleştirdi ve ameliyatı başarıyla tamamladı. 

Bunu tek başaran kişi Dr. Kane değildi. 1961 senesinde, 27 yaşındaki Leonid Rogozov Sovyet Antarktik Araştırması’ndaki tek cerrahtı. Araştırması sırasında karın bölgesinde aşırı bir acı hissetti ve ateşi çıktı. Rogozov kendisini test ettiğinde, apandisinin iltihaplandığını ve yakın bir sürede patlayabileceğini fark etti. Lokal anestezi uygulayarak, kendi kendisini ameliyat etti ve apandisini çıkardı. Operasyon sırasında kendisine bir mühendis ve bir meteorolog yardımcı oldu. Ameliyat 2 saat sürdü ve 5 gün sonra tamamen iyileşti. 7 gün sonra dikişleri aldı ve 2 hafta içinde sapasağlam bir şekilde işinin başına döndü. 

6. Werner Forssmann - Kendi Kalbine Kateter Takan Adam

Kardiyak kateterizasyon olarak bilinen tıbbi işlem günümüzde sıradan bir operasyon haline gelmiş olsa da, 20. yüzyılın başlarında yapılması son derece zor ve riskli bir işlemdi. Basitçe yapılan, kolda, boyunda veya karında açılan bir kesikten sokulan ince bir tüpün kalbe ulaştırılmasıdır. Bir zamanlar atan bir kalbe herhangi bir şekilde dokunmanın kalbi durduracağına inanılıyordu ve bu sebeple bu işlem akıl almaz geliyordu.

Werner Fossman ise tersine inanıyordu. Bunu ispatlamak için 1929 senesinde bu Alman bilim insanı kolunu uyuşturduktan sonra açtığı bir kesikten kateteri soktu ve kalbine kadar ulaştırdı. Kateterin istediği yere ulaştığından emin olmak için X-Ray taramasıyla kendisini kontrol etti. Deneyi tam bir başarıya ulaştı; ancak bu denemesi sebebiyle işinden oldu ve meslektaşları tarafından dışlandı. Neyse ki bilim camiası hakkını vermesini bildi ve 1956 yılında Nobel Ödülü'ne layık görüldü.

Tüm Reklamları Kapat

7. Frederick Hoelzel - Cam Yiyen Adam

Sadece cam da değil. 1920'lerden 1930'lara kadar Chicago Üniversitesi araştırmacısı Frederick Hoelzel çakıl taşları, cam kırıkları, rulman bilyeleri, sicimler ve teller yuttu. Amacıysa bu cisimleri bağırsaklarının ne kadar sürede işleyip atabileceğini görmekti. 1930 yılında çalışmasını American Journal of Physiology dergisinde Asil Malzemelerin Sindirim Sistemi'nden Geçiş Oranı başlığı ile yayımladı. 

Bu tehlikeli deneyine rağmen Hoelzel oldukça yaşlanana kadar yaşadı.

8. Albert Hofman - İlk Halüsinojen Asit Denemesi

LSD olarak bilinen halüsinojen kimyasal ilk olarak İsviçreli bilim insanı Albert Hofman tarafından 1938 yılında sentezlendi. Kimyasalın sentezinden sonraki 5 sene boyunca kimyasala pek ilgi duyulmadı. Ancak 5 sene sonra Hofman tarafından yeniden sentezlenip denendiğinde, "garip hisler" yaşadığını raporlaması sonucu ilgi duyulmaya başlandı. Hofman şöyle yazıyordu:

Rahatsız edici olmayacak şekilde, uyuşturucu kullanmış etkisi hissettim. Aşırı uyarılmış bir hayal gücü en karakteristik deneyimdi. Rüya benzeri bir durumda, gözlerim kapalı olarak, fantastik görüntülerin gözlerimin önünden akışını deneyimledim. Olağandışı şekiller ve kaleydoskop benzeri görüntüler gördüm. Yaklaşık 2 saat sonra etkiler silikleşti ve yok oldu.

Önce bu deneyimlerin nedenini anlayamayan Hofman, sonradan LSD'yi yanlışlıkla içine çektiğini fark etti. Bunları not ettikten sonraki hafta, bir Pazartesi günü, bu hipotezini 0.25 miligram LSD alarak test etti. Kesin bir şekilde, aynı deneyimleri tekrardan yaşadı ve anksiyete, görsel bozulmalar, felç hissiyatı ve gülme isteği deneyimledi. Çalışmaya devam edemeyerek evine bisikletiyle geri döndü ve burada kendisini anksiyeteye neden olan hisler sardı. Bunlar arasında, ölümcül şekilde zehirlendiğine dair bir korku da vardı.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Uzaylılar: Bilim Soruyor, Orada Kimse Var mı?

Uzaylılar Var mı?

Cevap evetse: Neye benziyorlar? Nerede yaşıyorlar? Bilinç sahibi varlıklar mı? Ve şayet onlar bizi bulsa neler olurdu?

Bunlar belki de bugüne kadar sorduğumuz en büyük sorular. Ünlü fizikçi, yazar ve belgesel yapımcısı Profesör Jim Al-Khalili, yanına hayatlarını gerçeği bulmaya adamış dünyanın önde gelen bilim insanları ve uzmanlarını da alarak bu büyük sorulara cevap aramaya girişiyor.

Satürn’ün uydusu Titan’daki buz bloklarını ve hidrokarbon göllerini ziyaret etmeye, uzayda yaşayabilen sekiz ayaklı minik yaratıklarla tanışmaya, uzaylılar tarafından kaçırılma iddialarının ardında yatan sinirbilimsel sebepleri duymaya hazır olun. Yolda bir ahtapotun zihnine giriyor, uzayda bir uygarlık bulma olasılığını ya da bir yerlerde yaşam varsa evrimleşerek bizim “zeki” diyebileceğimiz bir şeye dönüşme ihtimalini hesaplıyor, uzay yolculuklarını ileride tamamen sayborg teknolojisine mi havale edeceğiz gibi sorulara cevap arıyoruz.

Galaksinin en uç noktalarından taze edinilmiş bilgiler ve bolca merak ile dolu Uzaylılar, başını yıldızlı göğe kaldırıp kendine “Acaba yalnız mıyız?” sorusunu sormuş herkes için biçilmiş kaftan.

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺155.00
Uzaylılar: Bilim Soruyor, Orada Kimse Var mı?
  • Dış Sitelerde Paylaş

Bir diğer doktor tarafından yapılan incelemede zehirlenmediği anlaşıldı ve böylece doktorumuz yeni kimyasalıyla eğlenmeye başladı. Sonradan şunları yazıyordu:

Ufaktan ufaktan kapalı gözlerimin önünden geçen renklerin ve şekillerin tadına varmaya başladım. Kaleydoskopik ve fantastik görüntüler, gözümün önünde değişiyor, renk değiştiriyor, açılıyor ve kapanıyordu; daireler ve spiraller oluşturuyorlardı, renk şelalelerine dönüşüyorlardı, kendilerini yeniden düzenliyorlardı ve sabit bir akış hızıyla birleşiyorlardı.

9. Paul Stapp - Mermiden Hızlı Giden Roket Kızağı

Günümüzde havacılık ve uzay uçuşları sayesinde insan vücudunun kaç g-kuvvetine dayanabileceğine dair çok iyi fikirlerimiz var. Bu fikirlerimiz sayesinde acil durumlarda kullanılan fırlatma koltuklarının insana zarar vermeyecek şekilde nasıl tasarlayabileceğimizi biliyoruz. Ancak Amerikan Hava Kuvvetleri'nde tıbbi araştırmacı olarak görev alan Albay Paul Stapp'ın inanılmaz yüksek g-kuvvetleriyle ilgili yapılacak bir deneyde denek olmayı kabul ettiğinde, bunlara dair hiçbir fikri yoktu. Deneyde, Kaliforniya Çölü'nde test edilecek bir roket kızağına binmesi isteniyordu.

Araştırmacıların fikir yürütebildiği tek nokta, bu yüksek ivmenin Stapp'ı kör edebileceğiydi, ancak bu Stapp'ı korkutmaya yetmedi. Araca ilk olarak 10 Aralık 1954 senesinde bindi ve sadece 5 saniye içerisinde sıfırdan 1017 kilometre/saat hıza çıkarıldı. Bu hıza ulaşıldığı anda kızağın frenleri devreye girdi ve sadece 1.4 saniyede aracı durdurdu. Bu süre zarfında Stapp'ın üzerine 46.2-g şiddetinde, yani yerçekiminin 46.2 katı g-kuvveti bindi. 

Stepp gerçekten de bu sebeple kör oldu; ancak neyse ki sadece geçici olarak. Bu başarısıyla dünyanın en hızlı insanı ünvanına erişti. Daha fazla bilgi almak için buradaki videoyu izleyebilirsiniz. 

 10. Barry Marshall - Bakterili Et Suyunu İçmek

Çok uzun yıllar boyunca peptik (mide) ülserlerine neden olan sebep hakkında çok bulanık bilgilere sahiptiler. Birçokları ülserlerin sebebini psikolojik strese bağlamaktaydı. Ancak sıradışı bir Avusturyalı hekim olan Barry Marshall, bu ülserlerin nedeninin kıvrımlı yapıdaki bakterilerden olan Helicobacter pylori türünden kaynaklandığını düşünüyordu. Dolayısıyla tedavinin de antibiyotikler olduğuna inanıyordu. Ancak ne yazık ki, Dr. Marshall'ın iddiasını ispatlamasının kolay bir yolu yoktu, çünkü H. pylori sadece primatları etkilemektedir ve etik sebeplerle başka bir insan denek kullanması mümkün değildi.

Bu sebeple kendi kendinin deneği olmaya karar verdi ve bir hastadan aldığı bakterileri bir solüsyon ile karıştırarak içti.

Kusma ve aşırı bitkinlik ile geçen birkaç günün sonrasında, kendi sindirim kanalının biyopsisini yaptı ve bakteriler ile ülser arasındaki ilişkiyi ispatladı. Bu akıl almaz başarısından ötürü 2005 yılında Nobel Ödülü'ne layık görüldü.

Bonus: Keşfi, Ölümünü Getiren Marie Curie!

Büyük deha ve insanlık tarihinin gördüğü en büyük bilim insanlarından Marie Curie, 4 Temmuz 1934 günü aplastik anemi sebebiyle hayatını kaybetti. Bu, çok nadir görülen bir kan hastalığıdır. Yıllar boyunca ölüm sebebinin aşırı radyasyona maruz kalmak olduğu iddia edildi.

Marie Curie’nin 19. yüzyılın sonlarından kalma defterleri halen o kadar yüksek radyoaktiviteye sahiptir ki, korunmasız olarak incelemek mümkün değildir. Bu defterler, en azından 3511 yılına kadar radyoaktif faaliyetlerini sürdürecektirler.
Marie Curie’nin 19. yüzyılın sonlarından kalma defterleri halen o kadar yüksek radyoaktiviteye sahiptir ki, korunmasız olarak incelemek mümkün değildir. Bu defterler, en azından 3511 yılına kadar radyoaktif faaliyetlerini sürdürecektirler.
IFLS

Ancak 1995 senesinde Curie'nin vücudundan kalanları analiz eden bir radyoloji uzmanı, ölüme sebep olmayacak dozda radyasyona maruz kaldığını iddia etti. Bu konu günümüzde halen tartışılmaktadır ve kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Korkutucu! 16
  • Tebrikler! 13
  • İnanılmaz 10
  • Bilim Budur! 9
  • Muhteşem! 8
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Güldürdü 3
  • Umut Verici! 2
  • Üzücü! 1
  • İğrenç! 1
  • Grrr... *@$# 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Huffington Post | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 00:41:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1630

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
D. Freeman, et al. Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!. (7 Kasım 2013). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/1630
Freeman, D., Bakırcı, Ç. M. (2013, November 07). Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/1630
D. Freeman, et al. “Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 07 Nov. 2013, https://evrimagaci.org/s/1630.
Freeman, David. Bakırcı, Çağrı Mert. “Bilim Adına Hayatını Tehlikeye Atan 10 Bilim İnsanı!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 07, 2013. https://evrimagaci.org/s/1630.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close