MerhabaÖncelikle şunu eklemek isterim ki tüylerin diken diken olması deyiminin yaygın bir bilimsel hata içerdiğini ve tüylerin hayvanlar aleminin omurgalılar şubesinin kuşlar sınıfındaki canlılara özgü olup biz memelilerde ise kılların bulunmasından ötürü doğrusu kılların diken diken olması şeklinde olması gerekmektedir. Kılların diken diken olmasının nedeni evrimsel kökenlere sahip. Daha kıllı olan hayvan atalarımızdan kalma bu tepki, normalde kılların dikelmesi sayesinde yaratılan endotermik bir... Daha fazla göster
Merhaba
Öncelikle şunu eklemek isterim ki tüylerin diken diken olması deyiminin yaygın bir bilimsel hata içerdiğini ve tüylerin hayvanlar aleminin omurgalılar şubesinin kuşlar sınıfındaki canlılara özgü olup biz memelilerde ise kılların bulunmasından ötürü doğrusu kılların diken diken olması şeklinde olması gerekmektedir.
Kılların diken diken olmasının nedeni evrimsel kökenlere sahip. Daha kıllı olan hayvan atalarımızdan kalma bu tepki, normalde kılların dikelmesi sayesinde yaratılan endotermik bir sıcak hava tabakası sayesinde vücudu sıcak tutmayı hedefliyor. Âni sıcaklık değişimleri (örneğin sıcacık bir günde birdenbire soğuk bir hava dalgasına maruz kalmak gibi), geçici olarak kıllarımızın dikelip, geri aşağı inmesine neden oluyor. Böylece deri ile kıllar arasında hapsolmuş sıcak hava dalgası sıfırlanmış oluyor.
Biz insanlar, kıyafetleri ve giyinmeyi icat ettiğimizden beri, bu endotermik ısı tabakasına ihtiyacımız azaldı. Ancak buna sebep olan fizyolojik altyapı halen yerinde duruyor. Belki de evrimsel süreçte bu fizyolojik altyapı; müzik, doğa veya sanattan edindiğimiz duygusal olarak etkileyici uyaranlardan kaynaklanan ve estetik ürpermelere neden olan bu davranışa bir tepki olacak biçimde yeniden özelleşti.
Bunu destekleyen teori, sinirbilimci Jaak Panksepp tarafından geliştirildi. Panksepp'in araştırmalarının sonuçlarına göre üzgün müzik, sevinçli müziğe göre ürpermeyi daha fazla sağlıyor. Bunun nedeni, melankolinin antik, kılları ürperten mekanizmayı tetikliyor olması. Bu mekanizma, aileden ayrılmanın verdiği dert ve sıkıntı tepkisine benziyor. Bir balat bize nostaljik ve efkarlı hisler yaşatırken, işte bu evrimsel mekanizma devreye giriyor. İşin ilginç tarafı, bu efkar insanları gerçek anlamda hüzünlendirmiyor! Hüzünlü bir müzik dinlerken yaşanan deneyim çoğunlukla olumlu hisleri içeriyor. Yapılan çalışmalar, üzgün müziğin aslında pozitif duyguları tetiklediğini gösteriyor. Bir diğer çalışmanın sonuçlarına göre üzgün müzik, beynimizin amigdala bölgesini özellikle etkiliyor. Bu bölge, korkuya yönelik duygularımızı işleyen beyin bölgesi. Dolayısıyla müzik, beynimizin korku bölgesini aktive ediyor; ancak etrafı kolaçan edip de gerçek bir tehdit olmadığını fark edince, duygularımız pozitif olacak şekilde değişiyor. İşte bu, kılların diken diken olmasının açıklaması olabilir.
Ayrıca kılların dikelmesi, bir memeli hayvan korktuğunda veya tehdit altında hissettiğinde de gözleniyor. Kaç veya savaş tepkisi tetiklendiğinde, vücudumuza bol miktarda adrenalin salınıyor. Dahası, henüz neden bu şekilde olduğu anlaşılamamış olsa da, bu adrenalin salınımının dopamin isimli bir diğer hormon ile de ilgili olduğu tespit edildi. Dopamin, vücudun ödül mekanizmasıyla ilişkili. İlginç bir şekilde, müziğin doruk noktasından hemen önce dopamin seviyeleri de en üst noktalara erişiyor. Yani müzik dinlerken duyduğumuz huzur ve heyecan, bir nevi "ödül" olarak algılanıyor, bu zinciri tetikliyor ve kıllarımızın ürpermesine neden oluyor olabilir.[1][2]
Kaynaklar
-
L. Dodgson. Goosebumps When Listening To Music Could Mean You're More Emotional. (9 Kasım 2017). Alındığı Tarih: 11 Şubat 2024. Alındığı Yer: Business Insider
| Arşiv Bağlantısı
-
L. Reilly. Why Does Music Give You Chills?. (2 Ağustos 2016). Alındığı Tarih: 11 Şubat 2024. Alındığı Yer: Mental Floss
| Arşiv Bağlantısı