Tarihin en ilgi çekici dönemlerinden biri olan Viktoryen Dönem’de (1837-1901) “Dagerreyotipi” adı verilen fotoğrafçılık tekniğinin geliştirilmesi sayesinde, fotoğraf sanatı doğdu. O dönemde çok sayıda insan, ölen yakınlarının da karede yer aldığı fotoğraflar çektirdiler. Peki neden? O dönemde antibiyotiklerin keşfedilmemiş olması ve İç Savaş’ın şiddetlenmesi sebebiyle ABD’de ortalama ömür 35 seneydi ve özellikle çocuk ölümleri çok yüksekti. Sosyal hayat içinde giderek daha fazla yer almaya başlayan... Daha fazla göster
Tarihin en ilgi çekici dönemlerinden biri olan Viktoryen Dönem’de (1837-1901) “Dagerreyotipi” adı verilen fotoğrafçılık tekniğinin geliştirilmesi sayesinde, fotoğraf sanatı doğdu.
O dönemde çok sayıda insan, ölen yakınlarının da karede yer aldığı fotoğraflar çektirdiler. Peki neden?
O dönemde antibiyotiklerin keşfedilmemiş olması ve İç Savaş’ın şiddetlenmesi sebebiyle ABD’de ortalama ömür 35 seneydi ve özellikle çocuk ölümleri çok yüksekti.
Sosyal hayat içinde giderek daha fazla yer almaya başlayan fotoğraf, ölüleri anma seremonilerinin de önemli bir parçası olmaya başladı.
Viktoryen Dönem insanları, ölülerin fotoğrafını bir aile üyesinin hatırasını korumanın bir yolu olarak görüyorlardı. Ölülerin fotoğrafları, hatıra olarak tutuldu; evlerde sergilendi, arkadaşlara ve akrabalara gönderildi, dolapların içine konuldu, hatta cep aynası olarak taşındı.
Ölüm sonrası fotoğrafçılık; zengin Avrupalıların (ve Amerikalıların) ölü aile üyelerini, ölümle ilgili birçok sembol, renk ve jestle birlikte tasvir ettikleri ölüm-sonrası portre sanatından evrimleşti.
Fotoğraf stüdyoları 1850’lerde ülke çapında yayıldı ve ölüm sonrası fotoğrafçılığı birkaç on yıl sonra zirvesine ulaştı.
O dönemde çizimler yüklü miktarda paraya mal oluyordu, dagerreyotipler ise genellikle lüks ürün olarak görülüyordu; ambrotipler (kağıt üzerine baskı gibi olan fotoğraflar, İngiltere) ve tintipler (Melainotip veya Ferrotip, ince bir tabaka üzerine yapılmış olan fotoğraflar) diğer görsel ürünlere nazaran bazen sadece birkaç sente satılabiliyordu!
Ölüm sonrası fotoğrafçılık, 1930’ların sonunda Amerika’da büyük oranda sona erdi. Sosyal gelenek görenekler, halka açık şekilde uzun süreli yas tutmaktan gittikçe uzaklaştı ve ölümler daha medikal hale geldi. Bebek ölümleri ise azaldı.