Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız?

Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız? Freedom and Safety
17 dakika
15,308
Evrim Ağacı Akademi: Yapay Zekaya Giden Yol Yazı Dizisi

Bu yazı, Yapay Zekaya Giden Yol yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Süperzeka’ya Giden Yol Çok Yakınımızda!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Neden Bu Kadar Zor?

Bizim kadar akıllı olan bir bilgisayar yaratmanın ne kadar inanılmaz derecede zor olduğunu öğrenmek kadar insan zekasını takdir ettirecek bir şey yok. Gökdelenler inşa etmek, uzaya insan yollamak, Büyük Patlama'nın nasıl gerçekleştiğinin detaylarını bulmak — bunların hepsi beynimizin nasıl çalıştığını anlamaktan ve onun kadar havalı bir şey yapmaktan çok daha kolay şeyler. Şu an itibarıyla insan beyni, evrende bilinen en karmaşık cisim.

İlginç olan şey şu, YGZ (yalnızca tek bir alanda değil, genel olarak insanlar kadar akıllı bir bilgisayar) yaratmanın zor kısımları, düşündüğünüz şeyler değil. Bir salisede iki tane on basamaklı sayıyı çarpabilen bir bilgisayar yapmak — inanılmaz derecede kolay. Bir köpeğe bakıp onun köpek mi kedi mi olduğunu söyleyebilen bir tane yapmak — zor bir iş. Satrançta herhangi bir insanı yenebilecek bir YZ yapmak mı? Tamamdır. Altı yaşında çocuklar için hazırlanan resimli bir kitaptan bir paragrafı okuyup yalnızca kelimeleri değil, anlamlarını da kavrayabilecek bir YZ yapmak mı? Google şu an bunun için milyarlarca dolar harcıyor. Zor şeyler — hesap, finansal piyasa stratejileri, dil çevirmek — bir bilgisayar için son derece kolay, fakat kolay şeyler — görme, hareket etme, algılama — çıldırtıcı derecede zor. Veya, bilgisayar uzmanı Donald Knuth'un sözleriyle, “Yapay Zeka şimdiye kadar ‘düşünme’ isteyen neredeyse her şeyi yapmayı başardı, fakat insanlar ve hayvanların 'düşünmeden’ yaptığı birçok şeyde başarısız oldu.”

Tüm Reklamları Kapat

Bu konuda düşünürseniz hemen farkına varacağınız şey şu: bize kolay gelen şeyler aslında inanılmaz derecede karmaşık. Bize kolay gelmelerinin sebebi ise o yeteneklerin yüzlerce milyon yıllık evrim sürecinde bizlere (ve çoğu hayvana) uygun hale gelmiş olması. Bir eşyaya elinizle uzanırken, omzunuz, dirseğiniz ve bileğinizdeki kaslar, tendonlar ve kemikler gözlerinizle iş birliği yaparak aniden uzun bir fiziksel işlemler serisi gerçekleştiriyor ve elinizi üç boyut içinde düz bir çizgi boyunca hareket ettirmenizi sağlıyor. Bu size gayet zahmetsiz geliyor, çünkü beyninizde bunu gerçekleştirmek için mükemmelleştirilmiş bir yazılım var. Bir siteye kaydolurken size sordukları kelime testini kötücül yazılımların geçememelerinin sebebi aptal olmaları değil, sizin beyninizin o testi geçebilecek kadar süper olması.

Öte yandan, büyük sayıları çarpmak ya da satranç oynamak biz biyolojik varlıklar için yeni aktiviteler ve bu aktivitelerde uzmanlaşacak kadar evrilmek için yeterli vaktimiz olmadı, bu yüzden bir bilgisayarın bu alanlarda bizi yenmesi için pek çaba göstermesi gerekmiyor. Düşünsenize — hangisini tercih ederdiniz, büyük sayılar çarpabilen bir program yapmayı mı, yoksa binlerce ilginç yazı tipinde bir B harfi gösterdiğinizde o harfin B olduğunu anında bilebilecek kadar B harfini iyi kavrayan bir program yapmayı mı?

Tüm Reklamları Kapat

Eğlenceli bir örnek — buna baktığınızda bir bilgisayar da sizin gibi bunun iki farklı tona sahip bir dikdörtgen olduğunu anlayabiliyor:

Buraya kadar eşit durumdasınız. Ama siyahı kaldırıp resmin tamamını gösterirsek…

…mat ve yarı saydam silindirleri, çubukları ve üç boyutlu köşeleri rahatça betimleyebilirsiniz, ama bilgisayar fena halde çuvallardı. Bilgisayar gördüğünü betimlerdi — farklı tonda birkaç farklı iki boyutlu şekil, ki resimdeki de aslında bu. Beyniniz resmin vermek istediği derinliği, ton karışımını ve oda ışıklandırmasını yorumlamak için bir sürü şey yapıyor. Ve aşağıdaki resimde siz ne olduğunu —tamamıyla siyah, üç boyutlu bir kayanın fotoğrafı — kolaylıkla görürken, bir bilgisayar ise iki boyutlu beyaz, siyah ve griden oluşan bir kolaj görüyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Ve bahsettiğimiz her şey yalnızca ortada duran bir bilgiyi alıp onu işlemekten ibaret. İnsan kadar zeki olabilmesi için, bir bilgisayarın güç algılanan surat ifadelerini; hoşnut olmak, rahatlamış olmak, memnun olmak, tatmin olmak ve mutlu olmak arasındaki farkı ve neden Cesuryürek'in harika ama Vatansever'in berbat bir film olduğu gibi şeyleri anlaması gerekirdi.

Ürkütücü.

Ee, oraya nasıl ulaşacağız?

YGZ Yaratmanın İlk Adımı: Hesaplama Gücünü Arttırmak

YGZ'nin bir ihtimal dahiline girmesi için olması gereken şeylerden biri kesinlikle bilgisayar donanımının gücünün arttırılması. Eğer bir Yapay Zeka sistemi beyin kadar zeki olacaksa, beynin ham hesaplama kapasitesine eşit olması gerekecek.

Bu kapasiteyi dile getirmenin bir yolu beynin saniyede kaç hesaplama (h/sn diyelim) yapabildiği. Bu sayıya beyindeki her bir yapının maksimum h/sn'sini bularak ve bunları toplayarak ulaşabilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Ray Kurzweil bunun için kestirme bir yol buldu: birinin beynindeki bir yapının h/sn'sinin profesyonel bir tahminini almak ve o yapının ağırlığını beynin tamamının ağırlığına oranlamak, sonra da toplam sonuca ulaşana kadar oranla çarpmak. Biraz şüpheli duruyor, ama bunu farklı bölgelerde farklı profesyonel tahminlerle yaptı, ve toplam her zaman aşağı yukarı aynı çıktı — 1016 civarı, yani 10 katrilyon h/sn.

Aslında şu an dünyanın en hızlı süper bilgisayarı olan Çin'deki Tianhe-2, 34 katrilyon h/sn'ye ulaşarak bu sayıyı geçti. Ama Tianhe-2 aynı zamanda bir pislik, çünkü 720 metrekare alan kaplıyor, 24 megawatt güç tüketiyor (beyin ise yalnızca 20 watt'la çalışıyor) ve maliyeti 390 milyon dolar tutuyor. Genel kullanıma uygun olmayı geçtim, çoğu ticari ve endüstriyel alanda bile kullanılamıyor.

Kurzweil, bilgisayarların durumunu 1000 dolara ne kadar h/sn satın alabileceğimize bakarak değerlendirmemizi öneriyor. Bu sayı insan seviyesine — 10 katrilyon h/sn — ulaştığında, YGZ günlük hayatımızın bir parçası haline gelebilir.

Moore Yasası, dünyadaki maksimum hesap gücünün yaklaşık olarak iki yılda bir ikiye katlandığını, yani insanlığın tarih boyunca süregelen gelişmesi gibi bilgisayar donanımının da üstel olarak gelişme kaydettiğini söyleyen bir yasadır. Bunun, Kurzweil'in 1000 dolar başına düşen h/sn ölçüsüyle olan bağlantısına bakarsak, şu an 1000 dolar başına 10 trilyon h/sn düşüyor. Tam da bu grafiğin tahmin ettiği gibi:

Tüm Reklamları Kapat

Yani, dünyanın 1000 dolarlık bilgisayarları şu an fare beynini geçmiş durumda ve insan beyninin yaklaşık binde biri seviyedeler. Kulağa pek fazla gelmiyor olabilir, ama 1985'te insan beyninin yaklaşık olarak trilyonda birinde, 1995'te milyarda birinde, 2005'te ise milyonda birindeydik. 2015'te binde birinde olmak, 2025'ten önce insan beyninin gücüne rakip olabilecek bir bilgisayar satın alabilme ihtimalimiz olduğu anlamına geliyor.

Yani donanımsal tarafını değerlendirirsek, YGZ için gereken güç teknik olarak Çin'de mevcut. 10 yıl içindeyse YGZ kapasitesinde fiyatı makul donanım satın alabilecek hale geleceğiz. Fakat ham hesap gücü, tek başına bir bilgisayarı genel olarak zeki yapmıyor. Sıradaki soru, insan seviyesinde zekayı tüm o güce nasıl uygulayabiliriz?

YGZ Yaratmanın İkinci Adımı: Akıllı Yapmak

İşin sakat kısmı burası. Olay şu ki, kimse YZ'yi nasıl akıllı yapabileceğimizi bilmiyor. Hala bir bilgisayarı nasıl bir köpeği, garip yazılmış bir B harfini ve vasat bir filmi bilecek kadar insan seviyesinde zeki yapacağımız konusunda tartışıyoruz. Fakat bir sürü inanılmaz strateji var ve eninde sonunda bunlardan bir tanesi işe yarayacak. İşte denk geldiğim en bilinen üç strateji:

1) Beyin intihali.

Sınıfınızda sınavlarda yanınızda oturan ve çok iyi sonuçlar alan bir çocuk olduğunu düşünün. Siz ne kadar özenle çalışırsanız çalışın, o çocuk kadar iyi sonuçlar alamıyorsunuz. Eninde sonunda “ya tamam başlarım böyle işe, bu çocuğun kağıdını geçireyim komple” diyorsunuz. İşte bilim insanlarının yaptıkları da böyle bir şey. Mantıklı geliyor — süper karmaşık bir bilgisayar yapmaya uğraşıp duruyoruz ve her birimizin kafasının içinde mükemmel bir model var bunun için.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Red Velvet Blend Filtre Kahve 1000 gr.

The Coffee Belt Red Velvet Filtre Blend Kahve 1000 gr.

Red Velvet filtre kahveyi Güney Amerika’nın aromatik Arabica çekirdekleri ve bir miktar tatlı Indian AA Cherry Robusta ile harmanladık. İsminin anlamı “Kırmızı Kadife” gibi yumuşak ve pürüzsüz bir kahve ortaya çıkarttık.

Red Velvet Güney Amerika kahvelerinin Kakao, Ceviz gibi tipik aromalarını barındıran, günün her saatinde keyifle tüketebileceğiniz, fiyat ve performans olarak sizi şaşırtacak bir kahve. The Coffee Belt Kalitesi ile şimdi sizlerle.

The Coffee Belt Nedir?

Kahve, kuzeyde yengeç, güneyde oğlak dönencesi boyunca uzanan ve Ekvator’a paralel bir kuşak oluşturan bölgede yetişir. Buna kahve kuşağı (Coffee Belt) denir. Onlarca farklı ülkenin sıralanarak oluşturduğu bu kuşakta, en seçkin kahveleri sizin için seçip titizlikle kavuruyoruz. The Coffee Belt yüksek kaliteli %100 orijin kahve çeşitleri ve blend (harman) kahveleri ile her zaman seçkin, her zaman taze.

Neden The Coffee Belt?

The Coffee Belt kahve çeşitlerimizde %100 o bölge ve ülkeye ait yüksek kaliteli kahve çekirdeklerini seçtik. Daha temiz ve lezzetli bir kahve deneyimi için çiğ çekirdek kahvelerde belli oranda bulunan kusurlu (defekt) kahve çekirdeklerini ayıkladık.

Taze Kavrulmuş Kahve

Her ülke ve bölgenin kahve çekirdekleri farklı karakteristik özelliklere sahiptir. Kahvenin içerisinde yer alan aromaları daha iyi ortaya çıkartmak için çekirdeğin karakteristik özelliğine, ülkenin ve bölgenin yapısına göre en iyi kıvamda taze taze kavurduk.

The Coffee Belt markalı kahvelerimizi “The Coffee Belt Roasting”de haftalık olarak kavurup sipariş anında taze taze paketliyoruz!

İçtiğin her yudum kahve nefis keşiflere dönüşsün diye.

Kahveni Nasıl Öğütelim?UYARI: Bu ürün, müşterilerimizin tercihine göre özel olarak öğütülerek (veya hiç öğütülmeden) temin edilmektedir; yani müşteri talebine özel olarak hazırlanmaktadır. Bu nedenle lütfen sipariş notlarına talep ettiğiniz öğütme türünü ekleyiniz:

  1. Çekirdek (Öğütme İstemiyorum)
  2. Filtre Kahve Makinesi,
  3. Espresso (Öğütülmüş),
  4. French Press,
  5. Moka Pot,
  6. Hario V60,
  7. Aeropress,
  8. Metal Filtre,
  9. Chemex – Pour Over.

Tercih belirtilmemesi halinde öğütülmemiş çekirdekler gönderilecektir ve tarafınızdan öğütülmesi veya değirmen olan bir yerde öğüttürülmesi gerekecektir.

Devamını Göster
₺450.00
Red Velvet Blend Filtre Kahve 1000 gr.
  • Dış Sitelerde Paylaş

Bilim dünyası, evrimin nasıl böyle harika bir şey yapabildiğini anlayabilmek için beyne ters mühendislik uygulamaya çalışıyor. İyimser tahminler, bunu 2030'a kadar başarabileceğimizi söylüyor. Bunu başardıktan sonra, beynin nasıl bu kadar güçlü ve verimli çalıştığına dair tüm sırları öğrenip bunlardan ilham alabilecek ve yöntemlerini çalabileceğiz. Beyni taklit eden bilgisayar yapılarına örnek olarak yapay sinirsel ağı verebiliriz. Giriş ve çıkışlarla birbirine bağlı olan ve bir bebeğin beyni gibi, hiçbir şey bilmeyen transistör “sinirler"den oluşan bir ağ olarak başlıyor. Şöyle "öğreniyor”: diyelim kendisine bir görev veriliyor, örneğin el yazısı tanıma. İlk başta, sinirsel atışları ve harfleri tanıma tahminleri tamamen rastgele olacak. Ama bir şeyi doğru bildiği söylendiği zaman, doğru cevabı bildiği atış yollarındaki transistör bağlantıları güçleniyor; cevabı yanlış bildiği söylendiğinde ise o yoldaki bağlantılar zayıflıyor. Bir sürü denemeden ve geribildirimden sonra, ağ kendi kendine akıllı sinirsel yollar oluşturuyor ve makine, görev için hazır hale geliyor. Beyin de biraz böyle, ama daha sofistike bir şekilde öğreniyor. Ve beyin üstünde araştırmalara devam ettikçe, sinirsel dolaşımdan faydalanmanın daha yaratıcı yollarını keşfediyoruz.

Biraz daha bir intihal yolu olan"bütün beyin taklidi"nin amacı ise gerçek bir beyni ince katmanlara ayırmak, her birini taratmak, yazılımla hassas bir üç boyutlu modelini yaratmak, sonra bu modeli güçlü bir bilgisayara uyarlamak. Böylelikle resmen beynin yapabileceği her şeyi yapabilen bir bilgisayarımız olurdu — yalnızca öğrenmesi ve bilgi toplaması gerekirdi. Eğer mühendisler bayağı aşama kaydederlerse, gerçek bir beyni o kadar hassasiyetle taklit edebilirler ki, beyin yapısı bilgisayara yüklendiğinde beynin tüm kişiliği ve hafızası zarar görmemiş olur. Eğer beyin ölmeden hemen önce Ahmet'e aitse, bilgisayar Ahmet (?) olarak uyanırdı, sağlıklı bir insan seviyesinde bir Yapay Genel Zeka olurdu. Akabinde hemen kendisini inanılmaz derecede akıllı bir Yapay Süperzeka'ya dönüştürmek için çalışmalara başlayabilirdik. Ahmet de buna bayağı heyecanlanırdı.

Bütün beyin taklidini başarmamıza ne kadar var? Toplamda 302 nöronu bulunan 1 milimetre uzunluğunda bir bağırsak solucanı beynini taklit etmeyi daha yeni başardık. İnsan beyninde 100 milyar sinir hücresi bulunuyor. Gözünüze umutsuz bir proje gibi geliyorsa, üstel gelişimin gücünü hatırlayın — şimdi ufak bir solucan beynini fethettiğimize göre, yakın zamanda sıradaki bir karınca beyni olabilir, sonra bir fare, sonra bir bakmışsınız bu düşünce oldukça makul duruyor.

2) Evrime daha önce yaptığı şeyi yaptırmak, ama bu sefer bizim için.

Zeki çocuğun kağıdını kopyalamak çok zorsa, sınavlara nasıl çalıştığını kopyalayabiliriz.

Bildiğimiz bir şey var. Beyin kadar güçlü bir bilgisayar yaratmak mümkün. Beynimizin evrimi bunun bir kanıtı. Eğer beyin taklit edebilmemiz için fazla karmaşıksa, evrimi taklit etmeyi deneyebiliriz. Olay şu ki, bir beyni taklit edebilsek bile, bir kuşun kanat çırpışına bakarak bir uçak yapmak gibi bir şey olurdu. Genellikle makine tasarlamanın en iyi yolu biyolojiyi taklit etmek değil, yeni ve makine odaklı bir yaklaşımdır.

O zaman YGZ'yi yaratması için evrimi nasıl taklit edebiliriz? Bunun yolu, “genetik algoritmalar” denen, sürekli tekrarlanan bir performans-değerlendirme süreci oluşturma yönteminden geçiyor(tıpkı biyolojik varlıkların yaşayarak “performans göstermeleri” ve üremeyi başarıp başaramadıklarına göre “değerlendirilmeleri” gibi). Bir grup bilgisayara görevler verilir, en başarılı olanların programlamalarının yarıları alınıp birbirleriyle birleştirilerek üremeleri sağlanır. Daha az başarılı olanlar ortadan kaldırılır. Birçok tekrardan sonra, bu doğal seçilim işlemi daha iyi bilgisayarlar üretir. İşin zor kısmı bu evrim işlemini kendi başına sürdürebilecek otomatik bir değerlendirme ve üretme sistemi kurmak.

Evrimi taklit etmenin dezavantajı ise, evrimin bir şeyler yapmasının bir milyar yıl sürmesi. Fakat biz bunu birkaç on yıl içinde yapmak istiyoruz.

Ama evrime göre bir sürü avantaja sahibiz. Birincisi, evrim bizim gibi bir öngörüye sahip değil ve rastgele çalışıyor — ürettiği yararsız mutasyon sayısı, yararlı mutasyonlardan fazla. Ama biz bu süreci kontrol ederek yalnızca faydası dokunacak problemlerle ve hedeflenmiş ince ayarlarla çalışmasını sağlayabiliriz. İkincisi, evrimin bir hedefi yok (zekaya ulaşmak dahil). Bazen bir çevre, daha üstün zekanın aleyhine de bir seçimde bulunabilir (çünkü daha üstün zeka daha çok enerji kullanıyor). Öte yandan biz, bu evrim sürecini özellikle zekayı ilerletmeye yönlendirebiliriz. Üçüncüsü, seçimin zeka lehine olması için evrimin zekaya olanaklar sağlayacak bir grup yenilikler bulması gerekiyor -hücrelerin enerji üretme biçimini yenilemek gibi-. Biz bu fazladan yükü atarak elektrik falan kullanabiliriz. Evrimden çok çok daha hızlı olacağımız su götürmez bir gerçek, ama bunu uygulanabilir bir strateji yapabilmek için evrimden daha iyisini yapabilir miyiz orası belli değil.

3) Tüm bunları bilgisayarın sorunu yapalım, bizim değil.

Burası bilim insanlarının umutsuzluğa kapıldığı ve sınavı, kendi kendini çözmesi için programlamaya çalıştıkları yer. Ama elimizdeki en ümit verici yöntem olabilir.

Buradaki fikir şu, ana iki yeteneği YZ üstünde araştırma yapmak ve kendine değişiklikleri kodlayabilmek olan bir bilgisayar yaparız. Böylelikle hem öğrenir, hem de kendi yapısını değiştirir. Bilgisayarlara bilgisayar uzmanları olmayı öğretiriz, böylelikle kendi gelişimlerini başlatabilirler. Ana görevleri bu olur — kendilerini daha akıllı yapmanın yollarını bulmak. Buna daha sonra geri döneceğiz.

Tüm Reklamları Kapat

Tüm Bunlar Yakında Gerçekleşebilir

Donanım sahasındaki hızlı gelişmeler ve yazılım sahasındaki yenilikçi deneyler aynı anda gerçekleşiyor. YGZ iki sebepten dolayı biz farkında olmadan beklenmedik bir anda ve hızlıca gelebilir:

1) Üstel büyüme oldukça etkileyici olabilir ve salyangoz hızında bir şey hızla yükselişe geçebilir — şu gif bunu gayet güzel bir biçimde gösteriyor.

2) Söz konusu yazılım olduğunda ilerleme yavaş gözükebilir, fakat bir buluş, ilerleme hızını anında değiştirebilir (insanlar uzayı dünya merkezli düşünürken bilimin açıklayamadığı şeylerin olması, ama güneş merkezli olduğunu keşfetmenin her şeyi kolaylaştırmış olması gibi). Veya söz konusu kendi kendini geliştiren bir bilgisayar olduğunda başarıya ulaşmamıza çok varmış gibi dursa da, belki sistemi bin kat verimli hale getirip insan seviyesinde zekaya doğru yükselişe geçirmek yalnızca yapılacak ince bir ayara bakıyordur.

Yapay Genel Zeka'dan Yapay Süperzeka'ya Giden Yol

Günün birinde YGZ — insan seviyesinde genel zekaya sahip bilgisayarlar — yaratmayı başarmış olacağız. Bir grup insan ve bilgisayarlar eşitlik içinde yaşıyor olacak.

Tüm Reklamları Kapat

Ya işte, aslında hiç de öyle değil.

Olay şu ki, bir insan seviyesinde zeka ve sayısal kapasiteye sahip bir YGZ'nin insanlara göre birçok avantajı olurdu. Mesela:

Donanım:

  • Hız. Beyindeki nöronlar maksimum 200 Hz hıza ulaşırken, günümüzdeki mikroişlemciler (ki YGZ'ye ulaşacağımız zaman olacaklarından daha yavaşlar şu an) 2 GHz hıza ulaşıyor, yani bizim nöronlarımızdan 10 milyon kat daha hızlılar. Ve beynin saniyede 120 metre hıza ulaşabilen iç haberleşme sistemi, bilgisayarın optik olarak ışık hızında haberleşme yeteneğinin karşısında bir hiç adeta. 
  • Boyut ve depolama. Beyin, kafatasımızın şekli dolayısıyla aynı büyüklüğe sabitlenmiş durumda ve daha fazla büyüyemez de zaten, yoksa saniyede 120 metre hızı olan iç haberleşmenin bir beyin yapısından diğerine ulaşması çok uzun sürerdi. Bilgisayarlar herhangi bir büyüklüğe ulaşabilir. Böylelikle çalışan çok daha fazla donanıma, daha büyük bir kısa süreli hafızaya (RAM), ve kapasitesi ile kesinliği bizimkinden çok daha üstün olan bir uzun süreli hafızaya (sabit sürücü belleği) sahip olabilir.
  • Güvenilirlik ve dayanıklılık. Daha kesin olacak tek şey bir bilgisayarın hafızası değil. Bilgisayar transistörleri biyolojik nöronlardan çok daha hatasız ve bozulma ihtimalleri daha düşük (bozulsalar bile tamir edilebilir veya değiştirilebilirler). Ayrıca insan beyni kolayca yorulabilirken bilgisayarlar ara vermeden, en üst performansta, 7/24 çalışabiliyor.

Yazılım:

  • Düzenlenebilirlik, güncellenebilirlik, ve geniş bir imkan yelpazesi. İnsan beyninin aksine, bilgisayar yazılımı güncellenebilir, onarılabilir ve kolaylıkla üzerinde deneyler yapılabilir. Bu güncellemeler, insan beyninin zayıf olduğu alanlarda da olabilir. İnsan görüş yazılımı muhteşem derecede gelişmiş olsa da, karmaşık mühendislik kapasitesi oldukça düşük derecede. Bilgisayarlar, görüş yazılımı konusunda insanlarla eşleşebilir, hatta mühendislik veya başka bir alanda eşit derecede iyi hale gelebilir. 
  • Toplu kabiliyet. İnsanlar toplu zeka oluşturma konusunda diğer tüm türleri ezip geçiyor. Dilin gelişimi ve kalabalık toplulukların oluşumuyla başlayan, yazı-matbaa icatlarıyla gelişen ve günümüzde internet gibi araçlarla kuvvetlenen insanlığın toplu zekası, diğer canlı türlerinin bu kadar önüne geçebilmiş olmamızın ana nedenlerinden bir tanesi. Ve bilgisayarlar bu konuda bizden çok daha iyi olacaklar. Dünya genelinde bir YZ ağı, yürüteceği bir program sayesinde belirli aralıklarla kendini senkronize ederek bir bilgisayarın öğrendiğini anında diğer tüm bilgisayarlara yükleyebilir. Ayrıca bu bilgisayarlar ortak bir hedef etrafında rahatlıkla birleşebilir, çünkü biz insanlarda olduğunun aksine ne görüş ayrılıkları ne de kişisel çıkarlar olur.

Kendi kendini geliştirmeye programlanarak YGZ'ye erişecek olan Yapay Zeka, “insan seviyesinde zeka"yı önemli bir dönüm noktası olarak görmezdi — bu yalnızca bizim açımızdan bakıldığında önemli bir nokta — ve bizim seviyemizde "durması” için bir nedeni olmazdı. İnsan seviyesinde bir YGZ'nin bile bizden ne kadar avantajlı durumda olacağını düşünürsek, Yapay Zeka'nın insan zekasına yalnızca çok kısa bir süre uğrayıp sonrasında insan üstü zeka alemine doğru yol alacağı gayet aşikar.

Bu yaşandığında ebemizi bile şaşırtabilir. Bunun sebebiyse şu: bizim bakış açımızdan, A) farklı tür hayvanların zekaları da farklılık gösterse de, herhangi bir hayvanın zekasının bizimkinden çok daha düşük olduğunu biliyoruz, ve B) en akıllı insanların en aptal insanlardan ÇOK zeki olduğunu düşünüyoruz. Şöyle:

Tüm Reklamları Kapat

Yani YZ bize yaklaşırken onu sadece bir hayvan için daha akıllı hale geliyormuş gibi görüyoruz. Ama sonra, insanlığın en düşük kapasitesine ulaştığında — Nick Bostrom “köy delisi” terimini kullanıyor — “Vay be, resmen aptal bir insan gibi. Çok tatlı ya!” diyeceğiz. Ama şöyle bir şey var ki, zekanın geniş yelpazesinde köyün delisinden tut Einstein'a kadar tüm insanlar çok ufak bir aralıkta — yani yapay zeka köy delisi seviyesine ulaşıp YGZ ilan edildikten hemen sonra, bir anda Einstein'dan daha akıllı olacak ve neye uğradığımızı şaşıracağız:

 Peki ya sonra… ne olacak?

Bir Zeka Patlaması

Umarım normal geçen bu zaman hoşunuza gitmiştir, çünkü burası bu konunun anormal ve korkunç hale geleceği yer ve şu andan itibaren de öyle kalacak. Burada bir ara verip size söyleyeceğim her şeyin gerçek olduğunu hatırlatmak istiyorum. En saygın düşünürlerin ve bilim insanlarının yaptığı gerçek tahminler. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

Neyse, yukarda da dediğim gibi, YGZ'ye ulaşmak için bulduğumuz fikirlerin çoğu YZ'nin kendini geliştirmesinden geçiyor. Ve Yapay Zeka YGZ'ye ulaştığı andan itibaren, kendisini geliştirmeyi içermeyen yöntemlerle kurulan ve büyüyen sistemler bile isteseler kendilerini geliştirmeye başlayacak kadar akıllı olacaklar.

Tüm Reklamları Kapat

İşte burada çarpıcı bir tasarıma ulaşıyoruz: tekrarlamalı kendini geliştirme. Şöyle işliyor —

Belirli bir seviyedeki —köy delisi seviyesinde diyelim— bir YZ sistemi, kendi zekasını geliştirmeye programlanıyor. Geliştirdiğinde, daha akıllı hale geliyor —belki bu noktada Einstein'ın düzeyinde — ve artık zekasını geliştirmek istediğinde, Einstein seviyesindeki zekası sayesinde bu konuda daha az zorlanacağı için çok daha büyük adımlar atabilir. Bu adımlar onu herhangi bir insandan çok daha zeki yapacağı için daha da büyük adımlar atmasını sağlar. Adımlar büyüyüp sıklaştıkça, YGZ hızla yükselişe geçer ve yakında bir YSZ sisteminin süperzeki seviyesine ulaşır. Buna Zeka Patlaması deniyor ve kendisi İvme Kanunu'nun nihai örneği.

YZ'nin insan seviyesinde genel zekaya ne kadar yakında ulaşacağı konusunda tartışmalar var. Yüzlerce bilim insanının katıldığı bir ankette, YGZ'ye ulaşmış olmamızın ulaşmamış olmamızdan daha muhtemel olduğunu düşündükleri medyan yıl 2040 çıktı — yalnızca 25 yıl sonrası. Bu alandaki çoğu düşünürün YGZ'den YSZ'ye geçişin çok çabuk gerçekleşeceğini düşündüğünü hesaba katmazsanız pek de önemli durmuyor. Mesela — şöyle bir şey olabilir:

Bir YZ sisteminin düşük seviye genel zekaya ulaşması onlarca yıl alır — ama sonunda gerçekleşir. Bir bilgisayar, etrafındaki dünyayı dört yaşındaki bir insan gibi algılayabilmektedir. Aniden, bu aşamaya ulaştıktan bir saat içinde, sistem genel görelilik ve kuantum mekaniklerini birleştiren büyük fizik teorisini keşfeder, hiçbir insanın yapamadığı bir şey. Bundan 90 dakika sonra YZ, bir YSZ olmuş durumdadır. Bir insandan 170 bin kat daha zeki yani.

Tüm Reklamları Kapat

Bir yabanarısının Keynesçi Ekonomi'yi anlaması ne kadar mümkünse, bizim de bu derecede bir süperzekayı kavrayabilmemiz o kadar mümkün. Bizim dünyamızda, zeki 130 IQ, aptal ise 85 IQ demek — 12,952 IQ için bir kelimemiz yok.

Bildiğimiz bir şey var, o da insanların Dünya'daki egemenliğinin gayet açık bir kural gösterdiği: zeka beraberinde gücü de getirir. Yani kendisini yarattığımızda bir YSZ, Dünya'daki yaşamın tarihindeki gelmiş geçmiş en güçlü varlık olacak ve insanlar dahil tüm canlılar onun keyfine kalmış olacak. Ve bu önümüzdeki birkaç on yıl içinde yaşanabilir.

Eğer kıt beyinlerimiz kablosuz interneti icat edebildiyse, bizden 100 veya 1000 veya 1 milyar daha zeki bir şey, dünyadaki her bir atomun konumunu istediği gibi, istediği zaman kontrol etmekte bir sorun yaşamaz. Büyü dediğimiz her şey, yüce bir tanrının sahip olduğunu düşündüğümüz her güç, bizim için ışığı açıp kapamak ne kadar sıradansa YSZ için de o kadar sıradan bir aktivite olacak. Yaşlanmayı tersine çevirebilecek teknolojiyi yaratmak, hastalıkları ve açlığı tedavi etmek ve hatta ölümsüzlük, Dünya'nın geleceğini korumak için hava durumunu yeniden düzenlemek — hepsi birden mümkün olacak. Mümkün bir başka şey ise Dünya'daki tüm yaşamın tamamen yok olması. Anladığımız kadarıyla Yapay Süperzeka gerçekleşirse, Dünya'da her şeye gücü yeten bir Tanrı var demektir — ve bizim için en önemli soru şu olur:

İyi bir Tanrı olacak mı?

Bu yazının bir sonraki kısmının konusu bu işte...

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Yapay Zekaya Giden Yol Yazı Dizisi

Bu yazı, Yapay Zekaya Giden Yol yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Süperzeka’ya Giden Yol Çok Yakınımızda!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
64
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 26
  • Tebrikler! 19
  • Merak Uyandırıcı! 14
  • İnanılmaz 7
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Korkutucu! 4
  • Bilim Budur! 3
  • Güldürdü 2
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Wait But Why? | Arşiv Bağlantısı
  • N. Bostrom. (2014). Superintelligence: Paths, Dangers, Strategies. ISBN: 0199678111. Yayınevi: Oxford University Press.
  • J. Barrat. (2013). Our Final Invention: Artificial Intelligence And The End Of The Human Era. ISBN: B00CQYAWRY. Yayınevi: Thomas Dunne Books.
  • R. Kurzweil. (2006). The Singularity Is Near: When Humans Transcend Biology. ISBN: 0143037889. Yayınevi: Penguin Books.
  • N. J. Nilsson. (2009). The Quest For Artificial Intelligenc. ISBN: 0521122937. Yayınevi: Cambridge University Press.
  • S. Pinker, et al. (2014). How The Mind Works. ISBN: 1491514965. Yayınevi: Brilliance Audio.
  • V. Vinge. The Coming Technological Singularity: How To Survive In The Post-Human Era. (1 Ocak 1993). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: SDSU | Arşiv Bağlantısı
  • E. Davis. (2014). Ethical Guidelines For A Superintelligence. NYU Department of Computer Science, sf: 1-5. | Arşiv Bağlantısı
  • N. Bostrom. How Long Before Superintelligence?. (12 Mart 2008). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Nick Bostrom | Arşiv Bağlantısı
  • V. C. Müller, et al. Future Progress In Artificial Intelligence: A Survey Of Expert Opinion. (1 Ocak 2014). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Nick Bostrom | Arşiv Bağlantısı
  • M. Y. Vardi. (2012). Artificial Intelligence: Past And Future. Communications of the ACM, sf: 5. | Arşiv Bağlantısı
  • N. Bostrom. Nick Bostrom On Superintelligence. (1 Aralık 2014). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: EconTalk | Arşiv Bağlantısı
  • R. Roberts. Bostrom Follow-Up. (2 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: EconTalk | Arşiv Bağlantısı
  • S. Armstrong, et al. (2012). How We’re Predicting Ai—Or Failing To. Beyond AI: Artificial Dreams, sf: 52-75. | Arşiv Bağlantısı
  • S. Russell, et al. (2009). Artificial Intelligence: A Modern Approach. ISBN: 0136042597. Yayınevi: Pearson.
  • G. Marcus. Hyping Artificial Intelligence, Yet Again. (31 Aralık 2013). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: The New Yorker | Arşiv Bağlantısı
  • S. Pinker. (2019). Could A Computer Ever Be Conscious?. University of Manchester, sf: 1-3. | Arşiv Bağlantısı
  • C. Shulman. (2010). Basic Ai Drives And Catastrophic Risks. The Singularity Institute. | Arşiv Bağlantısı
  • World Economic Forum. (Rapor, 2015). Global Risks 2015. Not: http://www3.weforum.org/docs/WEF_Global_Risks_2015_Report15.pdf.
  • J. R. Searle. What Your Computer Can’t Know. (9 Ekim 2014). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: The New York Review of Books | Arşiv Bağlantısı
  • J. Lanier. One Half A Manifesto. (11 Ekim 2000). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Edge | Arşiv Bağlantısı
  • B. Joy. Why The Future Doesn't Need Us. (4 Ocak 2000). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Wired | Arşiv Bağlantısı
  • P. Allen, et al. The Singularity Isn't Near. (12 Ekim 2011). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: MIT Technology Review | Arşiv Bağlantısı
  • R. Kurzweil. Don't Underestimate The Singularity. (19 Ekim 2011). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: MIT Technology Review | Arşiv Bağlantısı
  • S. Hawking, et al. Transcending Complacency On Superintelligent Machines. (19 Nisan 2014). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2019. Alındığı Yer: HuffPost | Arşiv Bağlantısı
  • H. L. Dreyfus. (1992). What Computers Still Can't Do: A Critique Of Artificial Reason. ISBN: 0262540673. Yayınevi: MIT Press.
  • S. Armstrong. (2014). Smarter Than Us: The Rise Of Machine Intelligence. ISBN: B00IB4N4KU. Yayınevi: Machine Intelligence Research Institute.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 11:34:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/445

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
T. Urban, et al. Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız?. (13 Kasım 2016). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/445
Urban, T., Özel, M., Bakırcı, Ç. M. (2016, November 13). Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/445
T. Urban, et al. “Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Mert Özel, Evrim Ağacı, 13 Nov. 2016, https://evrimagaci.org/s/445.
Urban, Tim. Özel, Mert. Bakırcı, Çağrı Mert. “Yapay Zekaya Nasıl Ulaşacağız?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Mert Özel. Evrim Ağacı, November 13, 2016. https://evrimagaci.org/s/445.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close