Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
15

Dinler yalan mi? Dinlerin bize kötülüğü ne?

26,820 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
4 Cevap
Ersals Krononot
Ersals Krononot
252K UP
Krononot⁸

Böyle bir soruyu sorabilmek için iyi bir uygarlık tarihi ve kültür araştırıcısı olmak gerekir. Aksi takdirde bir kişinin vereceği evet ya da hayır cevabının hiçbir anlam ve önemi olamaz.

Diğer yandan dinlerin yapısal özellikleri kutuplaşmış zihinler için -sahte- bir kimlik taşıyıp rahat edici bulunurken, aynı özelliklere sahip mitolojiden rahatsız olmazlar. Burada konuya bakışta rasyonalitenin kaybolduğunu görüyoruz. Tarafsız bakmayı, dengeyi koruyamıyor olmak, söyleyeceğimiz doğruları da sorgulanır hale getirir.

Bunun yanında bilim insanları açısından bu konuda ORTAK BİR GÖRÜŞ YOK, OLAMAZ DA. Bilimle ilgilenen bireyler birbirinin varoluş yorumu üzerinden değerlendirecek sığlıkta değillerdir genel olarak. Onlar DÜŞÜNCELERİ önemsedikleri için din-inanç konusu asla belirleyici olmaz ergen zihinlerde olduğu şekliyle. Evrim ağacında bir makalede varoluş yorumunu belirtmek istemeyen az bir bilim insanı dışında, inanç açısından teist ve ateist neredeyse yarı yarıya olduğuna dair bilgiye rastlamıştım. Sayının hiçbir önemi olmasa da, sanki bilim ile iştigal eden bireylerin genelinin benzer varoluş yorumu varmış algısının yıkılması gerekmekte.

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü konu ÖZNEL - BİREYSEL. Felsefeye ait konuları nasıl somut kanıtlarla delillendiremiyor isek, aynı nedenle dinlere ait yaklaşımları doğru-yalan ayrımını yapamıyoruz. Bu metodolojik bir hata olur zaten. Bir öğreti belki kadim bilgilerden vs sezgilerden besleniyor olabilir. Kendine göre güzel bir yaşam dizayn etmiş olabilir. Hiçbir bilimsel bulguya vs dayanmıyordur. Sadece bu nedenle onun tamamen yalan olduğunu ifade nasıl anlamsız ise, tutucu bir biçimde dinler yalandır -tamamen doğrudur demek hem metodolojik bir hata hem de yargılamanın ötesine geçemeyecek nitelikte bir değerlendirme olacaktır.

Bir konu-olay-duruma karşı kutuplaşma gibi temel bir sorun, gerçeğin önüne geçecek kadar önemli. Kişi spesifik bir konuya karşı objektifliğini kaybettiğinde, o konu hakkında ne düşündüğünün de önemi kalmıyor.

Özellikle kendini inançsız olarak tanımlayan bireylerin bunu dinlerin yalan olduğu yargısı üzerine temellendirmesi, içinde bulundukları varoluş yorumunu da geçersiz kılmakta. Bizim gibi ergen zihniyetli kültürlerde ETİKET olarak tanımlar vardır. Kendini ateist olarak tanımlar kişi. Oysa değildir. Sahip olduğu kültür gereği içinde bulunduğu geleneklere karşı olmayı düşünsel bir başarı zannettiği için etiket olarak bunu tercih eder. Kendi inançlı tarafıyla içinde bulunduğu kavganın dışa vurumu gibi düşünülebilir.

Kişinin rasyonalitesini korumaya devam ederek derinleşme çabasına girdiği bir konuda yorum yapma yetkisi, bunu açıklama yetkisi kendiliğinden oluşabilir, ancak anlama çabasını vermeden kutuplaşarak fanatik bir bakış açısı üzerinden yapılan yorumun doğru olup olmamasından bağımsız olarak hükmü kalmamıştır.

Bir konunun yalan olup olmamasından önce bakış açımızın objektif kalıp kalmadığına bakmak zorundayız. Bu da yalan olup olmama aslında ironik biçimde . :)

3,229 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Timothy Dwight Lincoln. Reading And E-Reading For Academic Work: Patterns And Preferences In Theological Studies And Religion. (26 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 26 Kasım 2020. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ömer Faruk Efe
Ömer Faruk Efe
2,230 UP
Lise Öğrencisi

Merhabalar dinler aslında birer felsefedir. Felsefenin Teoloji dalında sınıflandırılır. Dinler insanların mitleri ve efsaneleri doğrultusunda çıkmış olaylardır. Yuval Norah Harari’nin Sapiens kitabına göre halk mitleri ve efsaneleri bizi toplum toplum ayırır.

Yalan konusuna gelirsek. Bu herkesin kendi aklında biten bir iştir. Ama bilim camiasına göre semavi dinler (İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik) yalandır. Çünkü semavi din kitaplarında insanın ve Dünya’nın Tanrı tarafından yaratıldığı yazar. Bilimde ise Evrim Teorisi ve Big Bang vardır.

Dinlerin kötülüğü konusuna gelirsek bu da psikoloji ile alakalıdır. Çoğu dinde cehennem, yasaklar, haramlar gibi kısıtlayıcı konular vardır ve bu konular bazen insan hayatının kalitesini düşürebiliyor. Ayrıca dinlerde dinden çıkmanın cezası ebedi cehennem yani azap ve ızdırap olduğu için de insanlar üzerlerinde hem dini olarak hem de toplumsal olarak baskı hissediyor ve bilimi inkar etmeye başlıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Ömer Faruk Efe

5,927 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Çağrı Mert Bakırcı. Bilim Yaratılış İle Çelişir Mi?. (29 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 29 Ağustos 2018. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Görkem Öge
Kozmoloji meraklısı.

Dinler yalan mı sorusu biraz muğlak bir soru. Çünkü dinler, çok sayıda bilgi ve esas sunan ve kendilerine has yaklaşımlar barındıran düşünce biçimleri. Tüm dinlerde ortak olan ve bugün tüm dünya insanlarının da ortak birer ahlaki değer olarak kabul ettiği çok sayıda bilgi, fikir, değer söz konusu. Yani dinlerin, en azından bugün için yalan olmayan birçok tarafı ve iddiası var. Ama aksine, dinlerin savunduğu ya da benimsediği ama bugün insanlığın ret ettiği çok sayıda bilgi, fikir, değer ve var. Eğer "yalan mı?" diye sorarken dinlerin ortaya çıkış iddia ve dinamiklerini kast ediyorsanız da zaten konuyu bilimsel olarak açıklamak ve "yalanlamak" olanaksız çünkü dinlerin iddiaları bilimsel değil. Evreni, sonsuz güçte ve yeterlilikteki bir yaratıcının yarattığı, bu dünyanın ve yaşamın insanlar için bir sınav olduğu, buradaki hayatlarımızdaki tercihlerimizle öldükten sonra cezalandırılacağımız ya da mülafatlandırılacağımız iddialarını kast ediyorsanız bunları toptan yalan ya da gerçek olarak tasnif etmek güç. Zaten bu nedenle dinler bilimin konusu değil çünkü bu iddialar, bilimsel metotlarla sınanabilir ve üzerine çalışılabilir nitelikte değiller. Bu iddiaların hiç biri kanıtlanamazlar ya da bilimsel olarak çürütülemezler. Ve yine bu nedenle de inanç dediğimiz, ortada herhangi bir kanıt olmadan duyulan güven, bağlılık ve yaklaşımlar etrafında değerlendirilirler.

Ancak dinlerin, bilimsel yöntemlerle incelenebilir ve üzerine çalışılabilir olan iddiaların büyük çoğunluğu doğru ve gerçek değildir. Örneğin İrlanda Başpiskoposu James Ussher, dünyanın 22 Ekim MÖ 4004 günü saat 18:00'da yaratıldığını ilan etmiştir. Bu bilgiye, 1600'lü yıllarda hemen herkes inanmış olmalı ama biz bugün bu bilginin doğru olmadığını biliyoruz. Ya da tüm dinler için ortak ve yanlış olduğu kesin olan bir bilgi verelim: Tüm dinler, ilk insanın Hz. Adem'in olduğunu ve Adem'in de topraktan yaratıldığını iddia eder. Ve dinlere göre tahmini olarak Adem, günümüzden 6-12 bin yıl önce yaşamıştır. Biz bu bilgilerin de yanlış olduğunu kesin olarak biliyoruz. Bu tip yanılgılar sizin için "dinler yalan" anlamına geliyor olabilir. Ama başka insanlar için aynı anlama gelmeyebilir. Özetle "dinler yalan mı?" diye sorarken dinlerin hangi içeriklerinde şüpheniz var, ona göre cevap vermeliyiz size. Günümüz için ulaştığımız bilimsel bilgi seviyesi, dinlerin insanlar yatarından icat edilip yazıldığını bize düşündürmektedir ancak bu, dinlerin iddia ettiği gibi evreni bir yaratığının yarattığı iddiasını yalanlamaz. Evren, dünya, canlılar ve insanlar, hiç de kusursuz, mükemmel, sonsuz güçte bir yaratıcının yaratacağı varlıklar gibi de görünmemektedir ancak bu da bir yaratıcının var olmadığını kanıtlamaz.

Dinlerin kötülüğüne gelince... Bu da biraz muğlak bir soru ancak tarihteki sayısız din savaşını/çatışmasını hatırlamak yeterli olur sanırım. Hayatlarımızı nasıl yaşamamız gerektiği konusunda bizlere yol gösteren din dışındaki olguları düşündüğümüzde, farklı bilimsel görüşlere, sanatsal algılara, felsefi anlayışlara sahip insanların birbirini öldürdüğünü görmedik hiç. Yani kuantum kütleçekimine inanan "Newtoncu" bir kurulun, genel göreliliğe inanan Einstein'cı iki bilim insanını bir kazığa bağlayıp yaktığını görmedik. Ya da empresyonizm akımına ilgi duyan birkaç Monet sevenin, ekspresyonizm seven Munch'çu iki resimseverin başlarını kestiğini de görmedik. Binlerce Aristocu ile binlerce Plantoncunun bir meydanda toplanıp birbirlerine kılıçlarla saldırdığını da. Ancak farklı dinlere inananların bunu binlerce yıldır yaptıklarını biliyoruz ki bu ölümler bugün de devam ediyor ve gelecekte de devam edecek gibi görünüyor. Sonsuz güçte ve yeterlilikte bir yaratıcının, bu savaşlara ve ölümlere izin vermeyebileceği ya da en başından engelleyebileceği düşünülürse tüm bu acılara izin verdiğini düşünmek yanlış sayılmaz ve bu durum biraz üzücü ve incitici olsa gerek.

Tüm Reklamları Kapat

2,758 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ford, Alan. James Ussher. (24 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 24 Kasım 2020. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Genç Mühendis
Genç Mühendis
263K UP
Düşünür

Merhabalar Bir Düşün Derim

Linkte attığım gibi dine maruz kalmak psikolojik olarak daha az sorgulamayı beraberinde getirir. Çünkü dinde sorgulama yada kanıt yoktur, sadece inanmak vardır. Haliyle inanmayı, sorgulamamayı ve kanıt istememesi öğrenmek psikolojik olarak daha kandırılmaya meyilli zihinler ortaya çıkarır.

Bunun dışında ekonomik olarak incelemek gerekirse, diyanete bağlı binlerce çalışabilecek insan hiç bir şey üretmeden sülük gibi devlet hazinesinden para çeker. Din adamları 1 ülkede hiç bir şey üretmeden deli paralar kazanır. Türkiye'de dine para harcadığı kadar bilime yatırım yapmamaktır ve Türkiyenin o kadar çok iç ve dış borcu olmasına rağmen, bilim yapması gereken üretim yapması gereken bu parayı çöpe atıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bunun dışında dinin kültürel boyutu var. Araplar Türklere katliam uygulayıp zorla Müslüman yaptıktan sonra, kültür etkileşimleri de olmuştur. Mesela türküler karılarını yada çocuklarını dövmezler kültüre aykırıdır. Ama Araplarla etkileşimlere sonra aile içi şiddet artmıştır, kadına değer azalmıştır, harçlık parasıyla kızlarını satmak yada kadına verilen değer vermemede kültür etkileşimleri sonucu olmuştur.

Daha kötüsü dini kullanmak gibi kavramları herkesin bildiği şeyler. Din üzerinden siyaset yapıp insanların oylarını toplamaya çalışmaktan tutun, bazı dolandırıcıların para koparmayın ekleyin, toplumu katmanlar ayırmak hepsinde din kullanılır. Başka ülkelerin iç işlerini karıştırmak için de hep din kullanılır.

Dinlerin doğruluğuna bakalım, bir din eğer gercekten sonsuz bilgiye sahip bir yaratıcı yolladıysa yolladığı kitaplarda bunu yansıtmalı. Yav Bi kuranı kerimi okusan, bir incili okusan böyle şeylere insanlar nasıl inanıyor anlamıyorum!

Müslümanlıkta mesela dünya düzdür yazar, gökyüzü tavandır der,kimse bu tavandan kaçıp uzaya çıkamaz der, denizler birbirine karışmaz der, yıldızlar atmosferin en yakın yerindedir yazar, yada İncil de periler den, hayaletlerden, devlerden bahseder dünyanın yaşının 10bin yıl olduğu yazar... Yani hangi sonsuz kudrete ve bilgiye sahip bir tanrı böyle şeyler yazar anlamıyorum.

Tüm Reklamları Kapat

Dinler elbette yalandır, dinlerin çıkış sebepleri de basittir. Cahillik en büyük sebebi, bilmediğin şeylere açıklama yapmaya çalışmak ve bilmediği büyük olaylarda sonsuz kudret sahibi bir varlık gerekiyormuş gibi..

Diğeri en büyük sebep ise başka insanları yönetme arzusu.. Fakirlere git ve sana isyan etmeyip itaat etmelerini sağla, askerlere sana bağlı kalıp istediğini yaptır, krallar da ise otoritenin arttır, kral olmak için tanrı beni seçti!!!!

Dinler elbette yalandır ve zararlarını say say bitmez! Tarih bilimi bize bunları söylüyor! Ne zaman Avrupa dinini bıraktı o zaman bilimde ilerleme kaydetti, ne zaman ki din bir bölgeye hakim oldu orada filozoflar ve bilim adamları asıldı yada sürüldü, bilimde ve eğitimde geri kalma başladı, insanlar cahilleşti ve yobazlaştı! DİNLER TARİHİ DAHA ÇOK ŞEYTANIN TARİHİ GİBİDİR!

4,719 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Çağrı Mert Bakırcı. Link. (21 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2020. Alındığı Yer: evrim agacı | Arşiv Bağlantısı
9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close