Zarar vermek ile zarar verilmesine izin vermek arasında ahlaki açıdan bir fark var mıdır? Eğer yoksa, pasif ötenazinin izin verilebilir olduğu şartlarda aktif ötenaziye ahlaki bir itirazın da olmaması; bir savaşta toplam ölüm sayısını en aza indirebilmek için masum sivillerin bombalanmasına itiraz edilmemesi gerekir. Bunun yanında, üçüncü dünya ülkelerinde yetersiz beslenmeden, susuzluktan, kızamıktan ölen milyonlarca çocuğun ölümünü engellemekteki başarısızlığımıza bir itiraz, daha doğrusu feryat edilmelidir. Bu soru, sonuççuluğun (İng: "consequentalism) doğru olup olmamasıyla ilgili gibi görünüyor; zira sonuççular zarar vermenin; basitçe zarar verilmesine izin vermekten daha kötü olmadığına inanırlarken, sonuççuluğa karşı çıkanların neredeyse tamamı aksi fikirdedir.
Peki zarar vermekle sadece zarara izin vermek arasında ahlaki bir fark var mı? Bu soruya ait yaklaşımları iki geniş türe bölebiliriz: İlki, örnek kullanarak (zıtlık stratejisi) ya da farklılığın kesin tabiatından bağımsız olduğu söylenen varsayımlar yolu ile farklılığın tabiatıyla ilgili hiçbir şeyden bahsetmeden soruya cevap vermeyi deneyenler. İkinci olarak, farklılığı derinlemesine analiz eden ve bu ahlaki soruya kendi temel tabiatının bir cevap gerektirdiğini göstermeye çalışanlar.