Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Otçulun her lokması bir bitkiye mal olur. Bitkiler pasif kurbanlar mıdır yoksa bu saldırılara aktif olarak direnç gösterirler mi?Bitkiler enerji ve besin harcayarak gövde, yaprak, kök ve üreme dokularını... Daha fazla göster
Otçulun her lokması bir bitkiye mal olur. Bitkiler pasif kurbanlar mıdır yoksa bu saldırılara aktif olarak direnç gösterirler mi?
Bitkiler enerji ve besin harcayarak gövde, yaprak, kök ve üremedokularını büyütür. Otçullar bu dokuları yediklerinde bitki besin ve enerjiyi yavruya dönüştürme kabiliyetlerindeki azalmayla başa çıkabilmelidir. Bu nedenle doğal seçilim, otçulların olumsuz etkilerini sınırlayan bitki özelliklerini destekler.
Çok eskiden izlediğim bu filmi yakın geçmişte tekrar izledim ve eski filmlerin değerini bir kez daha anladım. Yeni filmlerde karakterlerin konuşma biçimi, (senaristlerin yazış biçimi gereği) "lafı gediğine oturtmak" üzerine kurulu. Sürekli bir "one-liner" cevap yapıştırma peşindeler. Eski (ve tabii ki kaliteli) filmlerdeyse anlamlı, gerçek hayatı andıran diyaloglar var. Modern Hollywood (belki de insanların düşen dikkat uzunlukları nedeniyle) en çok bunu yitirmişe benziyor. Filmde... Daha fazla göster
Çok eskiden izlediğim bu filmi yakın geçmişte tekrar izledim ve eski filmlerin değerini bir kez daha anladım. Yeni filmlerde karakterlerin konuşma biçimi, (senaristlerin yazış biçimi gereği) "lafı gediğine oturtmak" üzerine kurulu. Sürekli bir "one-liner" cevap yapıştırma peşindeler. Eski (ve tabii ki kaliteli) filmlerdeyse anlamlı, gerçek hayatı andıran diyaloglar var. Modern Hollywood (belki de insanların düşen dikkat uzunlukları nedeniyle) en çok bunu yitirmişe benziyor.
Filmde bir savantın hayatı ve başından geçenler çok hoş bir şekilde anlatılıyor. Tabii ki zor bir hayata doğmuş olmasından ötürü birçok travması da bulunan baş karakterimiz, bir matematik dahisi olmasına rağmen hayatın gerçekleriyle boğuşmaktan yeteneğine odaklanamıyor. Robin Williams'ın harika karakterinin doğru temasları sayesinde savantımız adeta can buluyor. İnsanın hayatına böyle iyi dostlar lazım dedirten türden bir ilişkiyi görüyoruz.
Öğrenme ve bellek sinir sistemimizin en önemli özelliklerindendir. Öğrenme dünya ile ilgili bilgi edinme ve bellek edinilen bu bilginin kodlanma, depolanma ve daha sonra geri çağrılma süreçleridir. Bu... Daha fazla göster
Öğrenme ve bellek sinir sistemimizin en önemli özelliklerindendir. Öğrenme dünya ile ilgili bilgi edinme ve bellek edinilen bu bilginin kodlanma, depolanma ve daha sonra geri çağrılma süreçleridir. Bu süreçler olmaksızın sinir sistemimizin fonksiyonunun büyük ölçüde bozulacağı ve belleği etkileyen dramatik hastalıklardan görülebildiği gibi mental hayatımızın anlamsızlaşacağı açıktır.
Geçtiğimiz 50 yılda uygun deneysel modellerin oluşturulması ve moleküler biyoloji alanındaki gelişmelerin sinirbilime uygulanması ile birlikte öğrenme ve bellek süreçlerinin altında yatan moleküler mekanizmalar hakkında çok önemli ilerlemeler kaydedildi.
26 Nisan 2024 11:00
tarihinden 26 Nisan 2024 21:00 tarihine kadar.
Analiz Çalıştayı, Türkiye Matematik Kulübü tarafından düzenlenen akademik odaklı çalıştaylardan biridir. Özellikle analiz konusuna meraklı insanları buluşturmak ve bu konuda tartışabilecekleri bir ortam oluşturmayı amaçlamakla birlikte bu konuya meraklı kişilerin konuşma vermesini teşvik etmek istiyoruz. 4. Analiz Çalıştayı çevrim içi olarak 26 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşecektir. Etkinliğin gerçekleşeceği tarihte katılımcılar, konuşmaları Google Meet veya YouTube üzerinden canlı olarak takip edip sorular sorabilirler. Öte yandan etkinliği daha aktif bir şekilde geçirmek için kurmuş olduğumuz Discord sunucusunda, katılımcıların birbirleriyle konular hakkında konuşabilmelerini sağlamak istiyoruz.
Çalıştaya kayıt olmak veya çalıştayda konuşma vermek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Duyuruları kaçırmamak için bizi sosyal medyadan takipte kalın.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş... Daha fazla göster
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.
Canlı organizmalarda bazı hücreler, diğer hücreleri zalimce silip süpürür.[1] Bu "hücresel yamyamlık" yaygın, doğal bir süreçtir: Vücudunuzdaki beyaz kan hücreleri tam şu anda milyonlarca yaşlı... Daha fazla göster
Canlı organizmalarda bazı hücreler, diğer hücreleri zalimce silip süpürür.[1] Bu "hücresel yamyamlık" yaygın, doğal bir süreçtir: Vücudunuzdaki beyaz kan hücreleri tam şu anda milyonlarca yaşlı kırmızı kan hücresini tüketiyor. ABD Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı'nda yayınlanan yeni araştırma, bu tür "yamyamlık" davranışlarını teşvik etmek için bir grup genin kullanılmasının yeni bir kanser immünoterapisi geliştirebileceğini öne sürüyor.[2]
Bu fikir, yeni makalenin kıdemli yazarı biyolog Denise J. Montell ve meslektaşlarının, hücrelerin sindirmeye çalıştıkları şeyleri sarmasına yardımcı olan Rac ailesindeki hiperaktif gen formlarının meyve sineği embriyolarında doku ölümüne neden olduğunu fark etmesiyle doğdu. Montell değiştirilen genlerin, hücrelerin "komşularını" tüketmesine neden olduğunu söylüyor. Bu genlerin RAC adında insanlara özgü versiyonları mevcut; Montell ise bunların, Santa Barbara'daki Kaliforniya Üniversitesi'nde çalışan yeni meslektaşı Meghan Morrissey'e kanser CAR-M immünoterapisi konusundaki çalışmalarında yardımcı olup olamayacaklarını merak etti.
Hubble Miras Arşivi’nden alınan verilerle oluşturulan bu göz alıcı görselde, tanımlanan ilk kompakt galaksi grubu olan Stephan Beşlisi yer alıyor. Yaklaşık 300 milyon ışık yılı uzaklıktaki... Daha fazla göster
Hubble Miras Arşivi’nden alınan verilerle oluşturulan bu göz alıcı görselde, tanımlanan ilk kompakt galaksi grubu olan Stephan Beşlisi yer alıyor. Yaklaşık 300 milyon ışık yılı uzaklıktaki bu beş galaksiden yalnızca dört tanesi kozmik bir dansa kilitlenmiş durumda. Yine de dışarıda kalan tuhaf galaksiyi fark etmek kolaydır. Birbiri ile etkileşim halinde olan galaksiler, NGC 7319, 7318A, 7318B ve 7317 olarak adlandırılır ve genel olarak sarımsı bir görünüme sahiptir. Ayrıca, yıkıcı kütleçekimsel gelgitlerin etkisi altında büyüyen bu galaksiler, bozulmuş halkalara ve kuyruklara sahip olma eğilimindedirler. Ancak çoğunlukla mavi tonlara sahip olan NGC 7320 galaksisi daha yakındadır, sadece 40 milyon ışık yılı uzaklıktadır ve etkileşim halindeki grubun bir parçası değildir. Stephan Beşlisi, yüksekten uçan Pegasus (Kanatlıat) takımyıldızının sınırları içinde yer alıyor. Etkileşen galaksiler dörtlüsünün tahmini uzaklığına göre bu görüş alanı yaklaşık 500.000 ışık yılı genişliğinde bir alana yayılmıştır. Ancak bu alanın hemen ötesine, yukarıya ve sağa doğru hareket ettiğimizde, astronomlar NGC 7320C isimli başka bir galaksiyi tanımlayabilirler. Bu galaksi 300 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Onun da gruba dahil olmasıyla, etkileşimli dörtlü tekrar beşli durumuna gelebilir.
Bilindiği gibi evrim bir popülasyonun belirli üyelerinin doğal Seçilimle elenip ortamda yaşamaya uygun canlıların hayatta kalması ile oluşur.Crossing over sayesinde kalıtsal çeşitlilik sağlanır bilindiği gibi .Ve benim fikrimce bu sayede zorlu coğrafyalarda hayatta kalma şansı olan farklı bireyler oluşur, her birinin hayatta kalma şansı farklıdır.
Süha Derbent'in Evrim Ağacı'na katkı sağladığı muhteşem dağ gorili (Gorilla beringei beringei) gözlemlerinden birkaç tanesine tanıklık ediyorsunuz! Kendileri, Orta Afrika'nın doğu kesimlerinde fotoğraflandı.Şempanze... Daha fazla göster
Süha Derbent'in Evrim Ağacı'na katkı sağladığı muhteşem dağ gorili (Gorilla beringei beringei) gözlemlerinden birkaç tanesine tanıklık ediyorsunuz! Kendileri, Orta Afrika'nın doğu kesimlerinde fotoğraflandı.
Şempanze ve bonobodan sonra insanlara en yakın (%98 DNA benzerliği) olan ve aynı zamanda yaşayan en büyük primatlardır. Geniş vücutları, uzun kolları ve büyük kafaları ile karakterize iri insansı maymun (ape) türüdür. Burunları yassı ve burun delikleri (nostril) geniştir. Yüzler, eller, ayaklar ve göğüsler kılsızdır. İnsanlar gibi kompleks bilişsel yeteneklere sahiptirler. Bu konu hakkındaki kapsamlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Öyle ki alet kullanma, karar verme, düşünme, kin tutma, gülme ve hatta dini ritüeller içeren davranışlar sergilerler. O kadar ki Koko isimli meşhur batı gorili, işaret dili öğrenerek insanlarla iletişim dahi kurabiliyordu.
Sanıyorum ki 2022 yılında bunları üzerinde çokça asılsız iddia dolaştığı bir dönem soruldu bu soru, biraz geç cevap vermiş olduk maalesef.Öncelikle bu iddiayı söyleyenlerin, bunu kanıtlayacak tek bir kanıtı olmaması gülünç bir durum. Toplumda büyük bir sahte bilgi dolaşımı varken bunlara her geçen gün yenisi ekleniyor. Gelelim konumuza, zero kola için çoğunlukla kullanılan bi kaç çeşit tatlandırıcı vardır, gıda tüketimi konusunda güvenilir federasyonlar tarafından günlük üst doz limiti aşağıdaki... Daha fazla göster
Sanıyorum ki 2022 yılında bunları üzerinde çokça asılsız iddia dolaştığı bir dönem soruldu bu soru, biraz geç cevap vermiş olduk maalesef.
Öncelikle bu iddiayı söyleyenlerin, bunu kanıtlayacak tek bir kanıtı olmaması gülünç bir durum. Toplumda büyük bir sahte bilgi dolaşımı varken bunlara her geçen gün yenisi ekleniyor.
Gelelim konumuza, zero kola için çoğunlukla kullanılan bi kaç çeşit tatlandırıcı vardır, gıda tüketimi konusunda güvenilir federasyonlar tarafından günlük üst doz limiti aşağıdaki tabloda verilmiştir. Bu dozları aşmadığınız sürece tatlandırıcılar tarafından ciddi bir rahatsızlığa sahip olmak oldukça nadir bir durumdur.[1]
Tüm Reklamları Kapat
Bu değerleri aşmak için (70 kilo bir insan için) örnek verecek olursak en basitinden coca-cola zero'dan yaklaşık olarak 5-6 litre içmeniz gerekir.
Kilo aldırma konusuna gelecek olursakta, yine bu iddiayı destekleyecek bir kanıt yok maalesef. Elbette vücutta ödemi artırabilir ya da bir takım metabolik sorunlarla birlikte sindirimi yavaşlatabilir ancak bu doğrudan "şekersiz kola kilo aldırır" demek değildir.
Kaynaklar
R. D. Mattes, et al. (2008). Nonnutritive Sweetener Consumption In Humans: Effects On Appetite And Food Intake And Their Putative Mechanisms. Elsevier BV, sf: 1-14. doi: 10.3945/ajcn.2008.26792. | Arşiv Bağlantısı
Lycosoidea, araneomorf örümceklerin bir klade veya üst familyasıdır. Geleneksel sınıflandırma gözlerin bir özelliğine dayanmaktadır. Tapetum, gözün arka kısmında bulunan ve düşük ışık seviyelerinde hassasiyeti artırdığı düşünülen yansıtıcı bir tabakadır. Likozoidler daha sonra "ızgara şeklinde" bir tapetuma sahip olmaları ile tanımlanmıştır. 1990'ların sonlarından itibaren yapılan araştırmalar, bu özelliğin birden fazla kez, muhtemelen beş kez evrimleştiğini, dolayısıyla orijinal... Daha fazla göster
Lycosoidea, araneomorf örümceklerin bir klade veya üst familyasıdır. Geleneksel sınıflandırma gözlerin bir özelliğine dayanmaktadır. Tapetum, gözün arka kısmında bulunan ve düşük ışık seviyelerinde hassasiyeti artırdığı düşünülen yansıtıcı bir tabakadır. Likozoidler daha sonra "ızgara şeklinde" bir tapetuma sahip olmaları ile tanımlanmıştır. 1990'ların sonlarından itibaren yapılan araştırmalar, bu özelliğin birden fazla kez, muhtemelen beş kez evrimleştiğini, dolayısıyla orijinal Lycosoidea'nın parafiletik olduğunu göstermektedir. 2014 ve 2015 yıllarında yayınlanan çalışmalar, daha küçük bir aile grubunun bir klad oluşturduğunu göstermektedir.
Daha önce hiç Dünya'nın iç sesini duyduğunu iddia eden birileriyle karşılaştınız mı? Büyük ihtimalle hayır, fakat Dünya üzerinde bu tarz bir şikayetle doktora danışan insanlar yok değil. Dünyanın birçok... Daha fazla göster
Daha önce hiç Dünya'nın iç sesini duyduğunu iddia eden birileriyle karşılaştınız mı? Büyük ihtimalle hayır, fakat Dünya üzerinde bu tarz bir şikayetle doktora danışan insanlar yok değil. Dünyanın birçok bölgesinde, özellikle Amerika ve Kanada'da diğer insanların duyamadığı, derinlerden gelen mırıltılar duyan ve bunun Dünya'nın iç sesi olduğunu söyleyen azımsanamayacak kadar kişi var. Bu vakaların birçoğu sahte olmasına veya önemsiz sebeplere dayanmasına rağmen bir grup insanın işaret ettiği sebep ortak: Schumann rezonansı. Peki, nedir bu Schumann rezonansı? Gelin bu doğa olayının tarihini ve nasıl oluştuğunu inceleyelim.
İsminden de belli olacağı üzere bu olgunun keşfi birçok yerde Alman fizikçi W. Otto Schumann'a atfedilir. Fakat bu fikrin temelleri Schumann'dan biraz daha eskiye dayanmaktadır.
Sıradışı Bulutsu: Pa 30 Bu sıradışı göksel havai fişek nasıl oluştu? Pa 30 olarak adlandırılan bulutsu, parlak bir konuk yıldızın 1181 yılındaki görünümüyle aynı gökyüzü yönünde yer alıyor. Pa 30'un filamentleri GK Per gibi bir nova ve NGC 6751 gibi bir gezegenimsi bulutsu tarafından oluşturulanlara benzese de bazı gökbilimciler günümüzde bunun nadir görülen bir süpernova türü olan termonükleer Tip Iax tarafından oluşturulduğunu ve bu nedenle SN 1181 olarak adlandırıldığını öne sürmektedir. Bu modelde... Daha fazla göster
Sıradışı Bulutsu: Pa 30
Bu sıradışı göksel havai fişek nasıl oluştu? Pa 30 olarak adlandırılan bulutsu, parlak bir konuk yıldızın 1181 yılındaki görünümüyle aynı gökyüzü yönünde yer alıyor. Pa 30'un filamentleri GK Per gibi bir nova ve NGC 6751 gibi bir gezegenimsi bulutsu tarafından oluşturulanlara benzese de bazı gökbilimciler günümüzde bunun nadir görülen bir süpernova türü olan termonükleer Tip Iax tarafından oluşturulduğunu ve bu nedenle SN 1181 olarak adlandırıldığını öne sürmektedir. Bu modelde süpernova; tek bir yıldızın patlaması sonucu değil, iki beyaz cüce yıldızın spiral çizerek birleşmesiyle meydana gelen bir patlamadır. Merkezdeki mavi noktanın süpernova düzeyindeki bu patlamadan bir şekilde kurtulmayı başardığı varsayılan beyaz cüce kalıntısı bir zombi yıldız olduğu düşünülmektedir. Bu fotoğrafta kızılötesi (WISE), görünür (MDM, Pan-STARRS) ve X-ışını (Chandra, XMM) teleskoplarıyla elde edilen görüntü ve verileri bir araya getirilmiştir. Gelecekteki gözlemler ve analizler bize daha fazla bilgi verebilir.
3 Nisan 2024 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)
📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: NASA, ESA, USAF, NSF; İşleme: G. Ferrand (U. Manitoba), J. English (U. Manitoba), R. A. Fesen (Dartmouth), C. Treyturik (U. Manitoba); Metin: G. Ferrand & J. English
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Ufuk Derin
🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Şimdi ne istiyorum ve gerçekte ne istiyorum, sorularına aynı yanıtı veriyorsanız tebrik ederim anın içinde var olmayı keşfedebilecek kadar irade kontrolüne sahip olmuşsunuz. Peki şimdi istedikleriniz... Daha fazla göster
Şimdi ne istiyorum ve gerçekte ne istiyorum, sorularına aynı yanıtı veriyorsanız tebrik ederim anın içinde var olmayı keşfedebilecek kadar irade kontrolüne sahip olmuşsunuz. Peki şimdi istedikleriniz aslında bir kaçıştan ibaretse ve gerçekte istediklerinizle örtüşmüyorsa? Bu durumda sizin içinizdeki karmaşayı çözecek olan durum nedir sizce?
Hepimiz çoğu kez çok yaralar alıp bazen hayattan uzaklaşma isteği duyuyoruz. Konuşmak istemiyoruz, uyumak istemiyoruz ya da tam tersi çok konuşmak ve çok uyumak istiyoruz. Sıralayabilirim örneğin çok kahve seven biri olarak kahveyi istemez hale gelecek kadar isteksizleşiyor, tükeniyoruz. Farkındaysanız çoğumuz tükeniyoruz. Kendimizi o kadar harcayıp, koşturtup yoruyoruz ki tükeniyoruz. İnsan kendi kendini tüketirken neden kendi kendini üretmenin bir yolunu bulmuyor. Mizah severler için güzel bir cümle ama buradaki mantığı anlayanlar için kocaman bir alkış almak istiyorum. Neden hep tüketilmeye meyilliyiz? Tüketmekten başka bir şey mi öğrenmedik yoksa bir şeyleri ölçüsüz kitapsız anlık isteklerle peşinden koşarak elde etmenin bizde uyandırdığı heyecana mı kapılır olduk? Ya da hepimiz birbirimizi mi taklit ediyoruz? Fark ettiniz mi hiç herkes her şeyi aynı şekilde yaşıyor veya aynı süreç içinde (evrensel olgular pek tabii olacak) tıpkısının aynısı şeklinde ilerliyor. Belki de tüketilmemizin temelinde elimizden alınan bir yeteneğin kaybı vardır: Yaratıcılık.
Sandra Bullock'un başrolünü oynadığı Netflix yapımı Bird Box filmi büyük yankı uyandırdı. Filmden türetilen memler her yerde! Kimi filme hayran kaldı, kimi ise yerden yere vurdu. Tıpkı geriye kalan tüm... Daha fazla göster
Sandra Bullock'un başrolünü oynadığı Netflix yapımı Bird Box filmi büyük yankı uyandırdı. Filmden türetilen memler her yerde! Kimi filme hayran kaldı, kimi ise yerden yere vurdu. Tıpkı geriye kalan tüm filmler gibi! Burada ise sorumuz şu: Bird Box, bize insan evrimin geleceği ile ilgili ne öğretebilir?
İnsanların halen evrimleştiğini biliyoruz; çünkü evrimleşmek zorundayız! Her ne kadar Doğal Seçilim'in etkisini kısmen kırabilmiş olsak da, Doğal Seçilim ne evrimin tek mekanizmasıdır, ne de evrimden söz edebilmek için sadece Doğal Seçilim'e odaklanmak yeterlidir. Evrimin matematiksel altyapısı, Hardy-Weinberg Dengesi'ne dayanır. Hardy-Weinberg Dengesi ise, şu 5 koşul sağlandığı sürece evrimin gerçekleşmeyeceğini öngörür:
Alkol dünya genelinde en sık kullanılan psikoaktif maddelerden biridir. Çokça tüketilmesinin arkasında merkezi sinir sistemi üzerindeki baskılayıcı etkilerinin...
Türkiye'de bu tarz anlaşılır ve doğru şekilde bilimi anlatan kanallar çok az. Evrim Ağacı yetkililerine bizi bunlardan mahrum bırakmadıkları için çok teşekkür ediyorum. İyi ki Varsınız :)
Dünya, o gün tarihinin en büyük terör saldırısıyla sarsılırken yaşananlara an be an TV’den tanıklık eden çoğu kişi ortak düşünceyi paylaşıyordu: “Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”Böyle düşünenler... Daha fazla göster
Dünya, o gün tarihinin en büyük terör saldırısıyla sarsılırken yaşananlara an be an TV’den tanıklık eden çoğu kişi ortak düşünceyi paylaşıyordu: “Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”
Böyle düşünenler haklı çıktı. Dünya dengeleri sarsıldı. Sarsıntı ve yan etkileri hala devam ediyor.
Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı
görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz
makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir
çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi
buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha
fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya
bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu
var?
Etkinlik & İlan Platformumuzda
paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından
seslendirildiğini
biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast
Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify,
iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
2024'te de Evrim Ağacı'nın bilim yolculuğuna ortak olmaya ne dersiniz?
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
2024 yılında da Evrim Ağacı, bilimin ulaşmadığı hiçbir köşe bırakmamak için çalışmaya devam edecek. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için sizin gibi bilimseverlerin desteğine ihtiyacımız var. Hiçbir dış kaynağın desteği olmadan, neredeyse tamamen sizlerin katkılarıyla yola devam ediyoruz. Siz de Türkiye'nin bilim alanında öncü olmasına yardımcı olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“
"Uzay günü" adı verilen bir gün icat etmeliyiz. Bu günde, gece boyunca hiçbir ışık çalışmasın ve hep birlikte gözlerimizi uzaya dikelim. Emin olun, insanlığın birbirine ve hayata bakış açısı değişecektir.” Thierry Cohen
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim
oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).