Diyelim ki bir akşam vakti işten veya okuldan evinize dönüyorsunuz, ve köşeyi döndünüz... Siz köşeyi döner dönmez karşınızda tasması olmayan, kocaman, hırlayan ve size doğru koşan bir köpek görüyorsunuz... O an ne hissederdiniz? Kanınızın bacaklarınızdan çekildiğini, sesleri ve görüntüleri daha net algıladığınızı, kalbinizin giderek hızlandığını ve bedeninizde normalden daha fazla bir enerji olduğunu fark edersiniz, yani korkuyu iliklerinize kadar hissedersiniz.
Bütün bunları sağlayan şey vücudunuzun tehlike karşısında beyninizin hipotalamus bölgesinde aktif edilen acil durum sistemidir. Bu sistem devreye sokulduğunda vücudunuz savaş veya kaç tepkisi denilen bir tepkiyi oluşturmak, eğer mümkünse tehlikeyle savaşmak veya olabildiğince hızlı bir şekilde oradan kaçmak için bazı süreçlere girer: adrenalin, nöradrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salgılanır, kalp atışları hızlanır, kan basıncı ve solunum artar, karaciğer daha fazla şeker üretmeye başlar; sindirim, üreme ve bağışıklık sistemi faaliyetleri yavaşlatılıp enerjinin çoğu beyne ve kaslara iletilir...[1] O an başınızı daha sıcak hissetmeniz beyne giden kan miktarının artmasından kaynaklanır.