Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar

Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar
6 dakika
9,282
Evrim Ağacı Akademi: Canlıların Evrimi Yazı Dizisi

Bu yazı, Canlıların Evrimi yazı dizisinin 29. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Oksijenli Solunum Nasıl Evrimleşti? İlkel Hücreler Nasıl Oldu da Oksijeni Kullanabilecek Biçimde Evrimleştiler?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

New York'ta bulunan Doğa Enstitüsünün (The Nature Institute) yayınladığı bir makalede belirtildiği gibi, doğal ortamlarındaki hayvanlar ile hayvanat bahçelerinde bulunan kapatılmış hayvanlar arasındaki farkları inceleyen ilk ve en kapsamlı araştırma 1917 yılında N. Hollister isimli bir hayvanat bahçesi görevlisi tarafından yapılmış. Hollister, Ulusal Müze'deki aslan iskeletleri üzerinde bir araştırma yapmıştır. Bu iskeletlerin sayısı 100'ün üzerindedir ve Hollister, araştırmanın sonunda vahşi doğada öldürülen örneklerle uzun yıllardır Washington Hayvanat Bahçesi'nde yaşayan türler arasında ciddi farklılıklar görmüştür. Bu farklar, onu daha kapsamlı bir karşılaştırmalı analiz yapmaya itmiştir.

Afrika'da yaşayan aslan popülasyonları arasında çok ciddi farklar bulunmaktadır. Bu sebeple Hollister, tek bir alt türe, Panthera leo denen Doğu Afrika Masai aslanına odaklanmıştır. Hollister, Kenya'nın Nairobi bölgesinde öldürülen 5 farklı Masai aslanı kafatası ile aynı bölgeden yakalanıp da yıllar önce hayvanat bahçesine yerleştirilen kafatası örneklerini almıştır ve bunlar üzerinde analizlerini yapmıştır. Bu sayede, hem genetik olarak çok farklı olmayan bireyleri kıyaslayabilmiştir hem de coğrafi olarak çok fazla izole olmamış canlılar seçebilmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Kenya'dan Washington Hayvanat Bahçesi'ne getirilen aslanların soluk grimsi tüyleri vardı. Bu, vahşi Masai aslanları için normal bir renkti, ancak hayvanat bahçesindekilerle tamamen zıttı: Hayvanat bahçesindeki aslanların çok daha koyu renkleri vardı. Hayvanat bahçesinde geçen yıllarda, aslanların renkleri oldukça koyulaşmıştı. Ve çok ilginç bir şekilde, bu yeni getirilen aslanların da birkaç on yıl içerisinde renkleri koyulaşmaya başlamıştı. Üstelik, eskiden, ilk getirildiklerinde doğan aslan yavruları çok fazla büyürken, birkaç nesil sonra meydana gelen türler, hayvanat bahçesi koşulları dahilinde eski hallerine göre çok daha az büyümekte ve irileşmekteydiler.

Hollister, tüylerin koyulaşmasının ardındaki sebebin Kenya'ya göre çok daha fazla nemli olan Washington'ın havasının etken olabileceğini düşündü. Zaten tüy renginin nem ile ilgisi uzun yıllardır bilinmektedir; kuşlarda da bu gözlenmektedir. Aynı şekilde, aslanlara düşen ışık miktarının da tüy renginde etkili olabileceğini düşünmüştür.

Tüm Reklamları Kapat

Tüy rengi doğrudan çevre ile ilişkili olduğu için bu değişimleri anlamak çok zor değildir. Ancak Hollister'ı büyüleyen nokta, kafataslarının birbirinden olan farkıydı. Üstelik sadece kafatası değil, kafatasına bağlanan kaslar da birbirinden çok farklıydı. Aşağıda, iki kafatası arasındaki farkı gösteren resmi görebilirsiniz:

Resimde sol taraftaki, hayvanat bahçesindeki bir aslanın kafatasıdır; sağ taraftaki ise vahşi doğadan alınan kafatası örneklerinden biridir. Dikkatli incelerseniz göreceksiniz ki, iki kafatası arasında ciddi farklılıklar vardır. Yeri gelmişken söyleyelim ve altını tekrar çizelim: Sıradan bir göz, bu iki resme bakıp, "Kafatası işte!" diyebilir. Ancak bilim, sıradan gözlere sahip insanların harcı olan bir alan değildir. Bu konudaki farkları görebilmek için insanlar yıllarca eğitim almaktadırlar. Bu çalışmalara ve bilim insanlarına saygısı olan biri, aradaki farkları göremiyorsa, bilime çamur atmak yerine kendisini sorgulamalıdır. Zira kafataslarına bakıldığında, yapısal farklar kolayca görülür:

Hayvanat bahçesindeki aslanların kafatasları, vahşi doğadakilere göre çok daha kısadır ve sıkışmıştır. Aynı zamanda, hayvanat bahçesinden alınan örneklerin kafatasları sadece geniş değildir, aynı zamanda da kemikleri daha kalındır. Ayrıca, sol taraftaki resimdekinin elmacık kemiklerinin ne kadar çıkık olduğunu görmek zor değildir. Ayrıca aynı bölgedeki kemik yapısı çok daha sert ve yuvarlaktır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aşağıdaki fotoğrafta ise, aynı aslanların elmacık kemeri denen bölgesinin kesit alanının bir görüntüsünü görmekteyiz:

Burada ise sol taraftaki resim, vahşi örneğe aitken, sağ taraftaki hayvanat bahçesindeki örneğe aittir. Bu defa, cahil bir göz bile farkı kolayca görecektir. Vahşi örneğin elmacık kemeri çok daha dardır ve kemikte çok daha az süngersi doku bulunur. Ayrıca oldukça sivri yapıdadır. Hayvanat bahçesindeki bireylerin ise kemerleri çok daha geniş ve bol süngersi dokuludur.

Son olarak, kafataslarının arka kısmına bakarak da bazı farklar görebiliriz:

Burada da, yukarıdaki örnek vahşi doğadaki aslandan alınmıştır, aşağıdaki ise hayvanat bahçesindeki aslanlardan. Yine, oldukça kolay bir şekilde, aradaki farklar görülebilir. Vahşi doğadaki aslanın kafatasındaki geçişler çok daha sivri ve sertken, hayvanat bahçesindekilerin kafatasları daha yassı ve yumuşak geçişlidir.

İkisi arasındaki bir diğer fark da kafatası büyüklüğünden gelmektedir. Vahşi doğadaki aslanların kafatasları, hayvanat bahçesindekilere göre küçükken, beyin genişlikleri 40-50 cc daha büyüktür. Bu, ilk bakışta bir çelişki gibi gözükebilir. Ancak, bilim insanları, bu sorunu da çözmekte zorlanmamıştır: Kemik kalınlığının, iki canlıda, birbirinden farklı olduğunu hatırlayın. Hayvanat bahçesindeki aslanların kemikleri, vahşi doğadakilerden daha kalındır. Bu, sorunumuzu çözer, çünkü kafatası dıştan bakıldığında daha büyük gibi gözükse de, kemikler kalın olduğu için içeride daha az boşluk bırakırlar.

Tüm Reklamları Kapat

Peki bu farklara sebep olan etmenler nelerdir? Bunların başında, hayvanat bahçesindeki aslanların asla deneyimleyemediği ancak vahşi doğadakiler için bir ölüm kalım savaşı olan konu gelir: Avlanma ve öldürme. Aç bir savana aslanı, sürünür, kovalar, ısırır, parçalar, tekrar kovalar, düşer, kalkar, koşar, durur, sıçrar vs. Avını indirmek için güçlü pençelerini saplar, dişlerini kullanır, vb. Eğer avlanan bir dişiyse, avını uzun metrelerce yavruların yanına kadar sürükler.

Tüm bunlar, hayvanat bahçesindeki aslanlarca asla yapılamaz. Ve bu, doğrudan kafatası yapısını etkiler. Aslan, avını yakalayıp, ısırıp, yere indirmek için güçlü kaslarını kullanır. Masseter (çiğneme) kası denen bir kas, özellikle çiğneme aktivitesinde son derece aktif olarak çalışan çok önemli bir kastır. Bu kas, doğrudan elmacık kemerine ve alt çeneye bağlıdır. Güçlü bir kas, güçlü kemiklerle desteklenmelidir. Bir aslan, kaslarını çalıştırdığında, kaslar sadece gelişmez, aynı zamanda kemikler üzerine gerilim ve güç bindirirler. İşte bu yüzden vahşi doğadakilerin elmacık kemerleri ince ve sivridir; masseter kası, bu yoğun aktivitede güçlü bir şekilde çalışabilmek için böyle bir yapıya mekanik olarak ihtiyaç duyar. Hayvanat bahçesindeki aslanların yassı ve geniş kemikleri ise, egzersiz eksikliğini gözler önüne sermektedir. Bu aslanların kasları gelişir; ancak kullanılmadığında geriler ve kemiklere düşen yük azalacağından veya hiç bulunmayacağından, kemiklerin yapısı gereksiz bir hal alır. Bu sebeple hayvanat bahçesindeki aslanlar, bir süre sonra yetişkin olsalar bile, vahşi doğadaki yavru bir aslanın görünümünde olabilmektedirler.

Benzer şekilde, kafatasının arkası da aslanlar arasındaki farkı ortaya koyar. Ense ve boyun, aslanların avlarını tutmasında, çekmesinde, sallamasında ve sürümesinde çok önemli rol oynar. Bu sebeple, kafatasına, boyundan tam 7 kas bağlanır. Vahşi doğadaki aslanlarda, tıpkı çene kasları gibi, bu kaslar da sivri ve güçlü kemiklere ihtiyaç duyar. Hayvanat bahçesindeki aslanlar ise bu kasları kullanamadıkları için, nesiller içerisinde kemikler gevşemiş ve yumuşaklaşmıştır.

Dolayısıyla, toparlamak gerekirse, aktivite, sadece insanlar için değil, doğadaki tüm hayvanlar için çok önemlidir. Hareketsiz bir vücudun kasları gevşeyecek ve vücut kaslar yerine yağ bağlamayı tercih edebilecektir. Bu da, insanlar da dahil tüm hayvanlar aleminde ciddi sorunlara sebebiyet verecektir.

Teşekkür: Ali Serdar Pektaş'a ve kaynağın bulunmasına yardımcı olan ekip arkadaşım GB'ye teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Canlıların Evrimi Yazı Dizisi

Bu yazı, Canlıların Evrimi yazı dizisinin 29. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Oksijenli Solunum Nasıl Evrimleşti? İlkel Hücreler Nasıl Oldu da Oksijeni Kullanabilecek Biçimde Evrimleştiler?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Muhteşem! 1
  • Bilim Budur! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/03/2024 15:40:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/101

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Kategoriler ve Etiketler
Tümünü Göster
Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar. (27 Mayıs 2011). Alındığı Tarih: 28 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/101
Bakırcı, Ç. M. (2011, May 27). Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar. Evrim Ağacı. Retrieved March 28, 2024. from https://evrimagaci.org/s/101
Ç. M. Bakırcı. “Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 27 May. 2011, https://evrimagaci.org/s/101.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Vahşi Doğadaki Hayvanlar ile Hayvanat Bahçesi Hayvanları Arasındaki Farklar.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 27, 2011. https://evrimagaci.org/s/101.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close