Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?

Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?
11 dakika
3,221
Evrim Ağacı Akademi: Canlıların Evrimi Yazı Dizisi

Bu yazı, Canlıların Evrimi yazı dizisinin 33. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Oksijenli Solunum Nasıl Evrimleşti? İlkel Hücreler Nasıl Oldu da Oksijeni Kullanabilecek Biçimde Evrimleştiler?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Ekoloji, ayrılmaz bir şekilde organizmaların evrimsel tarihi ile iç içe geçmiştir. Nesillerin değişim süreci boyunca, organizmalar sürekli olarak bir nesilden diğerine kendinden sonraki nesillerin DNA’sına kaydedilecek genetik bilgi aktarırlar. Moleküler biyologların bu kayıtlara ulaşma becerileri, türlerin kökenlerini ve varoluşlarının ekolojik temellerini daha iyi anlamada modern ekoloji araştırmalarının temel taşı haline geldi. 

Bu makalede modern ekologların türlerin oluşumu, çeşitlenmesi ve sürekli değişken, karmaşık çevre şartlarına evrimsel adaptasyonundaki genetik temellerin en derin şekilde anlaşılması için kullandıkları moleküler araçlar ve metotların kısa bir özetini yapacağız. 

Tüm Reklamları Kapat

PCR: Bir Ekoloğun En İyi Arkadaşı

Çoğu moleküler temelli araştırma, belirli bir organizmadan DNA eldesinin (DNA çıkartılmasının) ardından, elde edilen DNA’nın belirli bir bölgesinin polimeraz zincir reaksiyonu aracılığıyla (Polymerase Chain Reaction- PCR) çoğaltılması ile başlar (Şekil 1) . PCR’nin kullanışlığı çok küçük miktarlarda (yaklaşık nanogram düzeyinde) DNA ile yapılabilir olmasında yatıyor. PCR’nin bu özelliği, tıpkı popülasyon genetiği çalışmalarında olduğu gibi, özellikle araştırmacıların büyük miktarda dokuya ulaşmaları zor olduğunda (mesela doğada nadir bulunan bir bitki veya hayvan türü ile çalışma) veya fazla sayıda örneğe ihtiyaç duyulması durumlarında çok işe yarar oluyor.

Bir ekolog şunu sorabilir: “Tek bir türün karşısında uçsuz bucaksız bir çevresel değişim olduğunu düşünürsek, popülasyonlar genetik olarak ne kadar çeşitlidir?" Cevap, çok sayıda popülasyonun farklı örneklerinden DNA elde edip PCR-temelli bir yaklaşımla genetik çeşitliliği incelemekle başlar.

Tüm Reklamları Kapat

Popülasyonların çok çeşitli coğrafi ve çevresel koşullara yayılmış genetik yapılarındaki değişiklikleri ortaya koyacak tarihsel süreçler hakkında çıkarımlar yapılmasını ancak böyle bir inceleme sağlayabilir. Mesela, bir tür grubunun üyeleri arasındaki evrimsel tarih ve ilişkileri bilinmek istenebilir.

Darwin’in ispinoz kuşlarını düşünün (Şekil 2). Kompleksteki her türün filogenetik tarihini yeniden inşa etme nihai amacıyla, farklı türlerden DNA’ların belirli yerlerindeki kodlayan ve kodlamayan bölgelerini çoğaltmak için PCR kullanılmaktadır. Bu çalışmadan çıkarılacak filogenetik ağaç bize türlerin ne kadar karmaşık olduklarını ve birbirlerine ne kadar yakın ya da uzak olduklarını gösterebilir (Şekil 3). Ve akabinde, bir türün çeşitliliğine katkı sağlayan ekolojik (örn. niş-alan kullanımı) ve davranışsal faktörleri (örn. yiyecek arama) kavramamızı sağlayabilir. 

Şekil 1: PCR yöntemi bir organizmadan total genomik DNA eldesi ile başlar. DNA, bölgeye-özgü primerler (Çevirmen notu: site-specific primer; bölgeye özgü dizayn edilmiş sentetik oligonükleotidler), Taq polimeraz (Çevirmen notu: yüksek sıcaklıklarda da işlev gören, yeni nükleotidlerin eklenmesinde işlev gören bir enzim. Adını, elde edildiği Termus aquaticus termofilik bakterisinden almıştır.), ve MgCl2, tampon, dNTP’ler gibi diğer bileşiklerle bir araya konulur ve denatürasyon (bozundurma), annealing (bağlanma) ve elongation (uzama) basamaklarından oluşan tekrarlı sıcaklık döngülerine maruz bırakılır. Denatürasyon, çift sarmal DNA’yı birbirinden ayırır, böylece primerlerin özel bölgelere yerleşip deoksinükleotid trifosfatlarla (dNTP’ler; A, C, G, T) buluşmasına zemin hazırlar. Daha sonra her iki DNA ipliği de 5’-3’ yönde hedeflenen bölgelerden uzatılır. Denatürasyon, bağlanma ve uzama basamakları bir tur bitip, hedef bölgenin iki kopyası oluştuğunda ilk döngü bitmiş olur. Sonraki döngüler (yaklaşık 30-35 döngü) bu 3 aşamalı sürecin tekrarıdır ve çoğaltılan DNA’nın birkaç milyon-katının eldesiyle sonuçlanır.
Şekil 1: PCR yöntemi bir organizmadan total genomik DNA eldesi ile başlar. DNA, bölgeye-özgü primerler (Çevirmen notu: site-specific primer; bölgeye özgü dizayn edilmiş sentetik oligonükleotidler), Taq polimeraz (Çevirmen notu: yüksek sıcaklıklarda da işlev gören, yeni nükleotidlerin eklenmesinde işlev gören bir enzim. Adını, elde edildiği Termus aquaticus termofilik bakterisinden almıştır.), ve MgCl2, tampon, dNTP’ler gibi diğer bileşiklerle bir araya konulur ve denatürasyon (bozundurma), annealing (bağlanma) ve elongation (uzama) basamaklarından oluşan tekrarlı sıcaklık döngülerine maruz bırakılır. Denatürasyon, çift sarmal DNA’yı birbirinden ayırır, böylece primerlerin özel bölgelere yerleşip deoksinükleotid trifosfatlarla (dNTP’ler; A, C, G, T) buluşmasına zemin hazırlar. Daha sonra her iki DNA ipliği de 5’-3’ yönde hedeflenen bölgelerden uzatılır. Denatürasyon, bağlanma ve uzama basamakları bir tur bitip, hedef bölgenin iki kopyası oluştuğunda ilk döngü bitmiş olur. Sonraki döngüler (yaklaşık 30-35 döngü) bu 3 aşamalı sürecin tekrarıdır ve çoğaltılan DNA’nın birkaç milyon-katının eldesiyle sonuçlanır.
2010 Nature Education

Marker’lar (Belirteçler) ve Metotlar

Moleküler ekolojide kullanılan çok farklı tipte DNA belirteci vardır. Örneğin, mikrosatellitler (MSAT’lar, genellikle insanları kimliklendirmede kullanılan DNA’nın çok tekrarlı ve hızlıca mutasyona uğrayan dizileri), minisatellitler (mikrosatellitlere benzer fakat daha uzun tekrarlı diziler), restriksiyon parça uzunluk polimorfizmleri (RFLP’ler; farklı türler, popülasyonlar, nadiren de insanlarda DNA’yı belirli bölgelerden kesip farklı uzunluklarda parçalar elde edilmesini) ve DNA dizileme verileri (DNA bazlarının benzerlikleri ve farklılıkları, türleri, popülasyonları ve insanları tanımlamak için belirlenmiştir). Bu yöntemlerle elde edilmiş belirteçler farklı yollarla gözle görülür hale getirilir. MSAT’lar ve RFLP’ler agaroz jel elektroforezinden sonra belirgin bantlar şeklinde gözlenir. 

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

DNA dizilerini belirleyen nükleotidler sıklıkla poliakrilamid jeller ve otoradyografi gibi daha yüksek çözünürlüklü yöntemler gerektirir. Bugün bu belirteç tipleri genellikle işaretli primerlerin fluoresan emisyonunu (MSAT’lar için olduğu gibi) veya fluoresan işaretli-DNA’yı algılayan, kemifluoresans ve genetik analiz cihazlarıyla görüntülenir. Belirteçler ve görüntüleme teknikleri asla bunlarla sınırlı değildir ve seçilen teknik çalışmada aranan cevaplara göre belirlenir. Farklı belirteç metotlarının sunduğu farklı türde bilgilerin ışığında, çalışmanın özelinde hangi yöntemin en iyi olacağına karar verilir. Aşağıda moleküler ekoloji çalışmalarında sıklıkla kullanılan üç yöntemi tanımlayacağız. 

Şekil 2: Darwin’in ispinoz kuşları.
Şekil 2: Darwin’in ispinoz kuşları.
Darwin Online

Sundukları bilgilere göre kolayca ayırt edilebilen 3 farklı belirteç sınıfı vardır. Anonim belirteçler, AFLP denilen (Amplified Fragment Length Polymorphisms- çoğaltılmış parça uzunluk polimorfizmleri) bir metotla gözlemlenir (Şekil 4). Bu teknikle, restriksiyon enzimleri ve PCR tekniği birleştirilerek elde edilen birbirinden farklı binlerce DNA parçası sayesinde aynı cinsteki bireylerin tür içi ve türler arası genetik parmak izleri çıkartılabilir. AFLP metodunun avantajı, incelenen organizmanın genom bilgisine ihtiyaç olmamasıdır. Diğer bir deyişle, araştırmacı bu metotla hedeflenen DNA bölgelerini önceden bilmemektedir (o nedenle, tekniğin adı “anonim”’dir). Buna rağmen, bu teknik genetik çeşitliliğin ve farklılaşmanın temel basamakları hakkında oldukça zengin bir bilgi kaynağı sunar.

AFLP belirteçleri, popülasyon veya türlerin farklılıklarının ortaya konmasında ilk basamak olarak kullanılır. AFLP’lerin dezavantajı ise sunabildiği bilgi türünün biraz sınırlı olmasıdır. Örneğin, bu belirteçlerin kökeni ve nükleotid dizilimi bilinmediğinden (belirteçler genom içerisinden farklı uzunluktaki parçalardan oluşmuştur) bir grup organizmanın evrimsel tarihini oluşturmada sınırlıdır.

Buna ek olarak, AFLP belirteçlerinden sıklıkla dominant belirteçler olarak da bahsedilir ve jeldeki bantların, genotipin homozigot (AA) mu yoksa heterozigot (Aa) mu olduğunu belirlemede yetersiz olduğu durumlarda, "var" ya da "yok" olarak skorlanır. Bunun sebebi, AFLP parçalarının her bireyde olan veya olmayan, varsa da tek bir alelin çoğaltıldığı özgün kesim bölgelerini temsil etmeleridir, o nedenle de elde edilebilecek bilgiyi sınırlamaktadır.

Diğer bir benzer metot olan RAPD (Random Amplified Polymorphic DNA- rastgele çoğaltılmış polimorfik DNA) ile de agaroz jel elektroforezinde görülebilir dominant belirteçler elde edilir. Ancak bu metot yerini, görüntüleme tekniklerinin kemilüminesans ve genetik analizleme cihazları ile yapıldığı AFLP tekniğine bırakmıştır. 

Tüm Reklamları Kapat

Şekil 3: Evrim ağacı
Şekil 3: Evrim ağacı
Nature Education

Diğer belirteç sınıfı, sekans-işaretli bölge belirteçleri (STS- sequence-tagged site) olarak adlandırılır ve türler arası ve tür içi genetik farklılıkların karakterizasyonunda alternatif bir yaklaşım sunar. Sekans-işaretli bölge, genom içerisinde eşi olmayan 200-500 bazçiftlik bir bölgedir ve primerleri araştırmacı tarafından tasarlanan PCR ile belirlenir.

Bir tip STS belirteçleri mikrosatellit bölgelerdedir ve aynı zamanda SSRs (simple sequence repeats- tek sekans tekrarları) veya VNTRs (variable number tandom repeats- değişken sayılı bitişik tekrarlar) olarak da adlandırılırlar. AFLP’lerden farklı olarak bu belirteçler için genellikle DNA’nın kodlanmayan bölgelerinde görülen, “ATC” veya “GAG” gibi ardışık tekrarlanan nükleotid motiflerinin yerlerinin önceden bilinmesi gerekir. Bu bölgelerin, oraya özgü tasarlanacak primerler ve PCR ile çoğaltılmasıyla, STS metodu bize bireyler arasında farklılıkları daha detaylı olarak gösterir.

Ko-dominant belirteçlerde olduğu gibi, belli bir lokus (DNA bölgesi) için bireyin homozigot veya heterozigot (Aa/AA) olduğunu söyleyebilir çünkü PCR sırasında her iki alel (A ve a) de çoğaltılır. Her ne kadar her tekrar, örneğin ATC’lerden oluşsa bile, bütün nükleotid bileşeni tam olarak bilinmediğinden bu belirteçlerin de AFLP’ler gibi filogenetik tanımlama için benzer kısıtlılıkları vardır çünkü belirteç homolojisi bilinmemektedir. Nükleotid bileşenlerinin tam olarak bilinmediği STS belirteçlerini daha işe yarar kılmanın yolu, polimorfik lokuslardan elde edilmiş sekans (dizi) parçalarıdır.

SCARs (sequence characterized amplified regions- dizi tanımlı çoğaltılmış bölgeler) denilen bir belirteç metodu, tam nükleotid kompozisyonunu belirlemek için klonlanmış ve sekanslanmış (dizilenmiş) parçaları kullanır. Bir kez sekanslama yapıldığında, primerler SCAR bölgelerinin etrafına gelecek şekilde tasarlanır ve agaroz jelde uzunluk polimorfizmlerini görebilmek için tekrar çoğaltılır. Enteresan şekilde, bu teknik, işlevselliğini de arttırmak için, sıklıkla AFLP’ler ve RADP’ler gibi anonim ve dominant belirteçlerle birlikte kullanılır.

Tüm Reklamları Kapat

Şekil 4: Çoğaltılmış parça uzunluk polimorfizmleri AFLP’ler.
Şekil 4: Çoğaltılmış parça uzunluk polimorfizmleri AFLP’ler.
Nature Education

Moleküler ekologların kullandığı bir diğer seçenek, PCR temelli bir metot olmayan, allozim analizidir. Bu belirteçler, örneğin glikoliz gibi metabolik süreçlerde iş gören enzimlerin kodlandığı bölgelerden elde edilir. STS belirteçlerindeki kadar hızlı evrimleşmemelerine rağmen bu enzimler, organizmaya bağlı olarak, genetik çeşitliliği orta basamaklarından yüksek basamaklarına taşır. Her halükarda, STS veya allozim belirteçleri, eğer popülasyonlar arasındaki heterozigotluk ekolojik çeşitlilikle ilişkiliyse bunu gösterebilir. Örneğin bitkilerde büyüme hızı ve etkinliğiyle ilişkili heterozigotluk dereceleri veya hayvanlarda çevresel koşullara bağlı adaptif cevap (uyum cevabı) incelenebilir. 

Moleküler ekologlar tarafından kullanılan üçüncü sınıf belirteçler, genom içerisinde hedeflenen DNA bölgelerinin direk sekanslanmasından türetilmiş olanlardır. Bunlar genellikle Sanger sekanslama olarak adlandırılır (Şekil 5). STS belirteçleri ile olduğu gibi, özel genler veya gen bölgelerinin ilgilenen araştırmacı tarafından önceden bilinmesine ihtiyaç duyulur. İyi tasarlanmış primerler ve PCR ile, bu metot moleküler, ekoloğa bugünün mevcut en temel ve en ince genetik detaylarını sunabilir.

Bunun sebebi, varyasyon derecelerine bağlı olarak, şubeden türe kadar geniş bir aralıkta, bir popülasyondaki bireyler arasında bile, çapraz karşılaştırmaların yapılması için tam nükleotid sekanslarının elde edilebilir olmasıdır. Bu nedenle, bir grup organizmanın evrimsel tarihi ve adaptif özellik bölgelerinin (örneğin bitkilerde gün ışığına duyarlı genlerin olduğu bölgeler) genetik temeli gibi evrimsel süreç ve modelleri anlamada, hayvan türlerinin tarihsel dağılım ve göç tablolarında (örn; Pleistosen’den günümüze kadar), taksonomik sınıflandırmada iş gören özel karakterlerin evrimini anlamada (örn; en temel canlıdan omurgalılara kadar “notokord”un orijini) DNA sekanslama ideal bir yöntemdir.

Hayvan filogenetiği çalışan moleküler ekologların sıklıkla kullandığı işe yarar bir genom da mitokondri DNA’sıdır (mtDNA). mtDNA’nın bir bölgesi, özellikle alt taksonomik basamaklara (tür düzeyi) ait bilgi edinmemizi sağlayan sitokrom oksidaz (cytochrome oxidase- COI) bölgesidir. Aynı zamanda bu bölge, ortak primerlerin kullanılabilmesi ve çeşitli türlerin genetik olarak “barkodlanmasını” sağladığı için “bar-coding” bölgesi olarak da adlandırılır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
  • Dış Sitelerde Paylaş

Bitki moleküler ekolojistlerin sıklıkla kullandığı bir diğer genom da, bitki göçünün tarihsel izlerinin takibinde ve bitki filogenisinin oluşturulmasında kullanılan, kloroplast genomudur.

Şekil 5: Sanger sekanslama metodu.
Şekil 5: Sanger sekanslama metodu.
Nature Education

DNA sekanslama, bir diğer oldukça polimorfik kodominant marker tipi olan tek nükleotid polimorfizmlerine (single nucleotide polymorphism-SNPs) de katkıda bulundu. Tek bir türe ait birden fazla bireyde bir bölgenin çoklu sekansları çıkarıldığında, bireyler arasındaki tek baz değişiklikleri saptanır. DNA sekanslamasının derecesine bağlı olarak (belirli bölgeler veya bütün bir genom) SNP’ler, çeşitliliğin basamaklarını gösterebilir ve belirteç homolojileri bilindiğinden filogenetik ağaç oluşturulmasını sağlayabilir. Özel gen bölgelerini hedefleyen bir diğer farklı ama yakın yaklaşım, tüm genom sekanslamasıdır.

Yeni nesil sekanslama (next-generation sequencing) adı verilen yeni geliştirilmiş teknik sayesinde küçük sekanslanmış segmentlerle tüm genom derlenip analiz edilebilmektedir. Bakteri veya virüs gibi küçük genomlu organizmalarla sınırlı olsa da yeni nesil sekanslama, ekoloji temelli sorularına tüm genom üzerinden cevap arayan moleküler ekologlar için önemli bir teknik haline gelmiştir. 

Farklı moleküler genetik tekniklerin güçlü ve zayıf tarafları göz önüne alındığında ekolojik bir soruya yanıt aramada hangi deney tasarımının en iyi olacağı merak edilebilir. Bu konu, belirteçler hakkında bilgi ve metot dağarcığının dikkatli değerlendirilmesini gerektirir. 

Deney Tasarımı: Rastgele Moleküllerden Uygun Metotlara

Genetik tekniklerle çalışırken sorulacak anahtar soru “Hangisi benim sorum için en iyi bilgiyi sunar?” sorusudur. Bu sorunun cevabı, başarılı bir moleküler ekoloji çalışması ortaya koyabilmek için bütün tekniklerin birlikte ve ayrı ayrı değerlendirilmesinin gerektiği birçok faktör tarafından belirlenmiştir. Şekil 6, hangi metot veya metotların sizin sorunuza en iyi yanıtı verebileceğini gösteren bir akış çizelgesini gösteriyor. Bu soruyu ele almanın birçok farklı yol olsa da, izlenecek bir strateji de araştırmanın taksonomik basamağından başlamaktır.

Şekil 6: Karar ağacı.
Şekil 6: Karar ağacı.
Nature Education

Türler içerisinde popülasyon düzeyindeki farklılıklarla mı ilgileniyorsunuz? İlgilendiğiniz organizma için yalnızca anonim belirteçler mi uygun? O zaman AFLP belirteçleri seçiminiz olabilir.

Gözlenen ya da beklenen heterozigotluklar hakkında detaylı bilgiye mi ihtiyacınız var? Veya bir çevresel değişkenle bir nötral belirteç arasında ilişki bulmaya mı çalışıyorsunuz? O halde AFLP’ler kullanılabilir fakat STS veya allozim belirteçler daha işe yarar olacaktır. 

Bir grup organizmanın evrimsel tarihini ortaya çıkarmakla mı ilgileniyorsunuz? Öyleyse; bir cins içindeki türler arasında mı, cinsler arasında mı, yoksa daha yüksek taksonomik basamaklarla mı ilgileneceksiniz (familya, phyla)? Hedefleyeceğiniz bölgeye bağlı olarak [kodlanan veya kodlanmayan DNA, çekirdek veya organel DNAsı] DNA sekanslamadan türetilmiş homolog belirteçler kullanmak seçilecek yöntemlerden en büyük hisseyi alacaktır. 

İlgi alanlarınız genom evrimi etrafında mı dönüyor? Örneğin, patojen veya patojen olmayan bakteri genomlarının nasıl farklılaştığını veya patojenlikle ilişkili gen virülansının (öldürücülüğünün) çevresel veya ekolojik ilişkisinin olup olmadığını mı anlamak istiyorsunuz? O zaman şimdilerde küçük genomlar için kolaylıkla yapılabilen tüm genom sekanslama yöntemi size zengin bir bilgi kaynağı sunacaktır. 

Hangi belirtecin hangi soru için en iyi yöntem olacağını değerlendirmede birçok farklı yol olsa da, hangi taksonomik basamağa veya hangi genetik varyasyon düzeyine ihtiyacınız olduğu hakkında etraflıca düşünmek en iyi yaklaşımı seçmek için önemli olacaktır. Bu en basit stratejiyi anlamak ve dikkatlice uygulamak, sonunda moleküler ekoloji alanında hangi sorunun yanıtlanabilir ve yayınlanabilir olduğunu belirleyebilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Canlıların Evrimi Yazı Dizisi

Bu yazı, Canlıların Evrimi yazı dizisinin 33. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Oksijenli Solunum Nasıl Evrimleşti? İlkel Hücreler Nasıl Oldu da Oksijeni Kullanabilecek Biçimde Evrimleştiler?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
41
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Muhteşem! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Nature Education | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 10:22:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/429

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
G. J. Allan, et al. Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?. (5 Ağustos 2016). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/429
Allan, G. J., Köse, S. B., Bakırcı, Ç. M. (2016, August 05). Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/429
G. J. Allan, et al. “Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Seda Baykal Köse, Evrim Ağacı, 05 Aug. 2016, https://evrimagaci.org/s/429.
Allan, Gerard J.. Köse, Seda Baykal. Bakırcı, Çağrı Mert. “Ekoloji Araştırmalarında Hangi Moleküler Teknikler ve Genetik Belirteçler Kullanılır?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Seda Baykal Köse. Evrim Ağacı, August 05, 2016. https://evrimagaci.org/s/429.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close